- 492 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇMİŞE BİR BAKIŞ.3.
4.Bölüm…. Kendime acımaktan vazgeçtim, mutlu olmayı başardım, kendimi kutluyorum.
Yazdıklarım başardıklarımın bir kısmını kapsıyor. Daha gerilere dönmeliyim.
14 yaşımı henüz tamamlamıştım evlendirildim. 20 yaşıma kadar hayatı olduğu gibi kabul ederek yaşadım, her ne kadar yüreğimin derinliklerinde bir isyan olsa da açıkça söyleye bilmek yürek isterdi.
24 yaşımda 3 çocuklu anneydim. Bedensel rahatsızlıklar başlamıştı, çare bulunmayan öksürük, mide, dolaşım sistemi, bedenimin bütün ortamlarında romatizmaya benzer ağrılar, canıma okuyordu.
Arada bir doktora baş, vuruyordum fakat hiçbir fayda görmüyordum ilaçların beni zehirlemesi de cabası tabi, 30lu yaşlarıma varırken ruh sağlığımda bozuldu.
İki seçenek vardı kalmak veya gitmek.
Kalmak mı zor gitmek mi, diye düşündüm kalıp mücadele etmeliydim, en azından çocuklar için diye karar aldım.
Ve başardım kendimi bir daha kutluyorum. Teşekkür ediyorum.
Devam edecek.
5….Bölüm. Hayat her şeye rağmen yaşamaya, dayardı.
Kararım kesindi fakat ne yapmalıydım, doktorlar çare değildi, belki de doğru olanını bulamamıştım, 94 yılı ocak ayı olmalı, ani bir kararla yazı yazmaya başladım, nereden icap etti bilmiyorum ama daha genç yaşlarımda iken aklımdan geçerdi bazen, bir gün yaşadıklarımı kaleme alırım diye. O an gelmişti, başladım, fakat yazım o kadar kötüydü ki kendi yazımı okuyamıyordum,
İlk, okulu 3. sınıfa kadar okumuştum, yılda 2- veya 3- ay devam etmiştim, okumayı sökmüştüm ama yazım berbattı.
Çocuklara bana öğretin diye yaklaştım onlar da hain çıktı benimle alay ettiler, ne yapacaksın yazıp ta, deyip güldüler, onlara çok kırıldım, o kadar hassas idim ki en ufak söz beni derinden yaralıyordu, onlar küçük birer çocuktu beni anlamaları mümkün değildi, ama ben onlardan imdat bekleyecek kadar çaresizdim.
Etrafımda beni anlaya bilecek kimse yoktu, çaresiz ve yalnız hissetmemek mümkünümü.
Pes etmedim kitapları dikkatli okuyarak nokta, virgül, cümle kurumu, buna benzer kurallara dikkat ederek, Yazmaya başladım.
Her sayfada daha okunur bir hal aldı, halan de yanlışlarımı düzeltme yolunda çaba harcıyorum, hiç kimse ben her şeyin en iyisini yapıyorum dememeli ki, yeniliklere açık olsun, ben henüz bildiklerimin başındayım, öldüğüm gün sonu olmalı.
3 ay kadar yazdım çocukluk yıllarımdan hatırladıklarımı rahatlıkla yazdım, evlilik yıllarıma geldim sinirlerim iflas etti artık yazı yazmak ne mümkün defter kalem dahi görmek midemi, bulandırdı, ara verdim.
Tesadüfen DOĞAN CÜCELİ OĞLU NUN içimizdeki çocuk adlı kitabını buldum, benim için bir devrim oldu, okuduğum her sayfada kendimi buldum, önerdiği her talimata uydum, yaz ve yok et, diyordu.
Haklıydı, çünkü hayatımı yazar iken abuk, sabuk, bir düşüncem vardı çok usta bir yazarmış gibi bir gün bu yazılarımı başkalarına da okuması için veririm bana hak verirler ne çok acı çektim geçmişte, gibilerden, tabiî ki her şeyi yazamadım başkalarına özel sırlarını vermek o kadar, kolay mı, kendime dürüst olamamıştım, oysa her şeyi itiraf etmekten geçiyor kendine dürüstlük, ama sadece sen bilmen, lazım başkaları değildi, sinirlerim bu yüzden daha da çok bozulmuştu, yazmak istiyorum ama bir taraftan da sır gizliyorum senin nene gerek ki başkalarına okutacaksın, akıl işte, o gün öyle düşünmüştüm, şimdi fikrimi beğenmiyorum ama kızmıyorum da, bilmemek ayıp değil öğrenmemek, ayıp.
Devam edecek.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.