- 3360 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
PAPAZ BÜYÜSÜ - 4 -
REKLAMLAR
Dediğim gibi…Bir Babanın evladı için katlanamayacağı hiç bir fedakarlık yoktur. Evlilik hayatım boyunca devamlı olarak üfürükçülerden,medyumlardan kaçan ben, söz konusu olan evladım olunca büyük bir fedakarlığa daha imza attım. Yengemin ısrarları ve ‘’ abi masrafı her ne ise biz vereceğiz, sen sadece bir kez tanış bir hocayla faydasını görmezsen o zaman yine bilidiğini yap’’ demesi üzerine ‘’Nasılsa para benden çıkmayacak’’ diyerekten sonunda bir üfürmecinin huzuruna çıkmaya razı oldum.
-Ya bu üfürükçü efendi nasıl anlıyormuş insanda büyü olup olmadığını?
-Abi çok günah. Çarpılırsın. Adama üfürükçü deme.
-Ya her ne ise….Nasıl anlıyormuş?
-Bir rüyanı anlatıyorsun. O rüyayı dinleyip ona göre buluyor derdinin çaresini.
-İyi madem kolaymış. Gidip anlatalım vatandaşa bir rüya.
En sonunda bir üfürükçünün evine vardık. Ev ana baba günü…Özellikle kadınlarla kaynıyor. Millet doktor kapısında bekler gibi bekleşiyor.
-Aha kardeşim ah…Çok mübarek adam.
-Evet Kardeş. Ben de Naciye Hanımdan duydum methini. Kızı ile damadı arasında soğukluk olmuş da bu hoca şıp diye halletmiş.
-Ya ya sorma. Eltimin kızı da doğuramıyordu bir türlü. Bu hocaya geldikten hemen sonra gebe kalmış.
-Nazmiye de senelerce baş ağrısı çekerdi. Bir sürü doktora gitti ama bir şifa bulamadı. Lakin bu hocaya gelince baş ağrıları şıp diye kesilmiş.
-Ya Hüsniye Hanımın kızına ne dersin? O gudubetin bile kısmeti açıldı buraya geldikten sonra,
Dayanamadım artık
-Yani her boka maydanoz bu hoca öyle mi?
-Anlamadım ne dediniz?
-Yani ‘’nereden duydunuz bu hocayı ?’’dedim.
-Ayol sen bizi dinlemiyor musun? Taa Almanya’dan bile gelenler var. Bursada sağır sultan bile duydu bunun methini. Çok nefesi kuvvetli hoca çoook...
-Kaç gigabayt kuvvetinde yani?
-Ayol nereden bileyim ben. Mübarek’in sırrı o. Biz bilemeyiz.
Neyse uzatmayalım efendim. Sonunda sıra bana da geldi ve Mübarek’in icra-i sanat eylediği odaya girdim. Baktım mübarek öyle bir mübarek ki Hüsnü Mübarek yanında halt etmiş.
Vatandaş Taht misali bir koltukta oturuyor. Bana eliyle yerdeki mindere oturmamı işaret etti. Oturdum. Sonra başladı acayip acayip tikler yapmaya…Bir müddet de o acayip tiklerle ve kendinden geçiş seanslarıyla meşgul olduktan sonra başladı konuşmaya ama benimle değil.
-Hacerrr otur bakayım…Abdurrahman çekil oradan. Adamı rahat bırak. Veliiii Veliiii. Bak kül ederim seni
-Pardon Hocam kiminle konuşuyorsunuz?
-Cinlerimle konuşuyorum. Sana musallat olmaya kalkıyorlar da? Cinlere inanıyorsun değil mi? Bak inanmıyorsan seninle hiç uğraşmayım ben. İnançsız insana bir şey yapamam.
-Yok yok merak etme hocam. İnanırım.
-İyi o zaman. Abdurrahmannn..Ne dedim sana ben?
-Pardon Hocam ne dedinizdi?
-Sana değil Abdurrahman’a dedim?
-Abdurrahman kimdi?
-Dedim ya benim cinlerden biri. En yaramaz olanı. İlle de sana kötülük yapmak istiyor.
-Aman Hocam. Amanı bilir misin sen. Kırk yılda bir halt edelim dedik sakata gelmeyelim.
-Korkma korkma ben bağladım onları. Bir şey yapamazlar. Her neyse anlat bakalım rüyanı.
-Hocam ben çok nadir rüya görürüm. Eski ve unutamadığım bir rüyamı anlatsam olur mu?
-Olur olur mahsuru yok. Buyur seni dinliyorum.
RÜYALAR GERÇEK OLSA MI? AMAN HA !
Daha önce de demiştim ya ben ‘’pürüz adamımdır’’ diye. Hocaya da eski ama süper matrak bir rüyamı anlatmaya başladım.
Aşağıdaki rüya tamamen gerçektir. Tek bir harfinde bile kurgulama yoktur.O kısmı siyah yazıyorum. )
-Hocam…1984 ü 1985 e bağlayan yılbaşı gecesi üç hemşeri ve öğretmen arkadaş olan ben Oktay ve Mehmet , ailelerimizle birlikte Oktay’ın görev yaptığı köydeki ona tahsis edilen lojmana gittik. geç saatlere kadar evde yedik-içtik eğlendik. Neyse… İyice ilerleyen saatlerde artık uyumaya karar verdik ama ev sadece iki odalı. Öyle fazla yatak yorgan filan da yok. Çaresiz kadınlar bir odada, erkekler de diğer odada yatacak. Bizim odada bir yer yatağı serip oraya Mehmet’i yatırdık. İki kişilik çek- yatda da ben ve Oktay birlikte yatmaya karar verdik. Çünkü ikimiz de o zamanlar çok zayıfız. ..Yataklara girer girmez uyumaya başladık.
Sonra nasıl oldu ben de bilmiyorum bir baktım ben hanımın yanındayım. Nereden bulmuşsa erkek tıraş losyonu kullanmış yatmadan önce benim hanım. Buna biraz kızsam da neticede yâr-i güzinimin koynundayım ya çok da üzerinde durmadım. Az sora hanım kolunu üstten boynuma attı. Eh ben de boş duracak değilim ya elimi kafasının altından boynuna doladım, iyice kendime çektim boynunu ve öteki elimle saçlarını okşamaya başladım… Az sonra gaağğğğk diye bir ses duydum. Gözlerimi açtım ki zavallı Oktay’ın gözleri yuvalarından fırlamış vaziyette, nefesi kesilmiş, rengi mosmor ve ben hâla onun saçlarını okşamaktayım.
Hocam valla başka bir şey olmadı. Aramızda yastık vardı zaten.
VARSA EVİNİZDE FARE BULUNUR ONA DA ÇARE
Mübarek kılı bile kıpırdamadan dinledi rüyamı.
-Çok fena…Çok… Senin durumun çok kötü.
‘’Eyvah eyvah…’’Zaman kötü. Kolla gözü’’ demek ki benim için söylenmiş bir sözmüş ha?
-Ne oldu hocam? Nedir kötü olan?
-Sana papaz büyüsü yapmışlar?
‘’ Haydaaa oğlanın derdine çare bulalım derken meğer ben daha beter dertliymişim de haberim yokmuş?
-Eeee ne yapacağız şimdi?
-Sana önce bir su vereceğim. Onu her gün bir yudum içeceksin. Bir hafta sonra da şişede kalan suyu bir kovaya boşaltıp üzerine yine su ilave ederek gusül abdesti alacaksın. Sonra da Fener semtine gidip orada Papaz Gabriel Efendiyi bularak bu büyüyü çözdüreceksin.
-Büyüyü bir papaz çözecekse bu su merasimi niçin gerekiyor?
-Sen içinde bulunduğun felaketin ne büyük olduğunun farkında değilsin anlaşılan. Benim verdiğim su ve papaz Gabriel Efendi’nin okumaları birleşerek ancak kurtarabiliriz seni.
-Hımmmm anladım. Dinler arası diyalog yani.
-Evet öyle de denilebilir.
Mübarek aslında çok haklı söylemişti ‘’ sen ne büyük bir felaketin içinde olduğunun farkında değilsin’’ derken. Ama eksik söylemişti. Çok büyük bir felaketin içinde olduğunun farkında olmayan daha yüz binlerce insan vardı yurdun dört bir yanında.
-Hocam borcumuz?
Mübarek sanki küfür etmişim gibi baktı yüzüme:
-Allah’ın çeşme suyunun parası mı olurmuş. Biz bu hizmetlerimizi insanların menfaati için yaparız. Kendimiz için bir şey istemeyiz. Lakin siz yine de fakir fukara çocukları okutmak amacıyla kurduğumuz hayır kurumu için bir bağışta bulunursanız bunun sevabı çok olur.
Dışarı çıkışta bizim yenge yüz liralık bir bağışta bulundu hayır kurumu için. Asgari limit buymuş. Neyse ya bana ne. Para benden mi çıkıyor. Ben onlara o kadar söyledim ‘’ Yoldurmayın kendinizi bunlara diye.’’
Az sonra tamamen dışarı çıkmıştık. O anda aklımla geldi?
-Ya yenge bu vatandaşın adı neydi? Sormayı unuttum.
-Hocayı mı diyorsun?
-Evet
-Cebrail Hoca?
-Cebrail hoca mı? İlginç doğrusu.
-Neden? Nesi ilginç?
-Beni Papaz Gabriel Efendi’ye yolladı da ondan…Cebrail ve Gabriel…Sana da ilginç gelmedi mi?
-Sende Papaz büyüsü mü varmış?
-Yaaa sorma. Ben çok çocukken Fenerde oturuyorduk ya işte o zamanlar kızdırırdık papazları ‘’Papaz papaz gözünü yıkamaz’’ diye. Namussuzlar taa o zamanlardan bana büyü yapmışlar meğerse.
-Ya Sami abi bak çarpılacaksın bir gün. Çok dalga geçiyorsun bu işlerle.
-Lan benim salak yengem sen daha biraz önce çarpıldın 100 kağıt da farkında değilsin.
BİTTİ
Aslında bitmeyecekti. Anlatılacak daha çok fazla şey vardı…Tarot falları, Astroloji, Meditasyon seansları, Büyü türleri, Cin çıkarma seansları, Biyo enerji, Reiki, Alternatif tıp diye yutturulan bel çekmeler, fıtık tedavileri, Kırık- çıkıkçılar, Şakracılar , Ve en önemlisi Tv kanallarındaki Evlendirme programları...Aklıma gelmeyen daha pek çok şey... Ama bir şeyler yazayım derken farkında olmadan o şarlatanların reklamlarını yapma endişesi kapladı içimi. Her ne kadar benim arkadaşlarımın hiç birisinin ben bir reklam yapsam bile böyle yollara yönelmeyeceklerini bilsem de konuyu daha fazla uzatmak istemedim. İlgiyle takip eden Tüm dostlara selam ve saygılarımla.
YORUMLAR
hocam papaz büyüsü yazınızın tamamını okuma fırsatı buldum kurguda olsa okumaktan haz aldım gülerek okudum hep hani derler ya denize düşen yılana sarılır insan inanmasada üfürükçülere meylediyor merak konusu oluyor acabamı diye hocam kutlarım sizi harika yazıydı okurken hem bilgilendim hem eğlendim emeğinize sağlık
saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Dediğiniz gibi...Sanki sigaraya başlar gibi bu işlere de maalesef merakla başlıyoruz. O bakımdan hiç merak etmemek en iyisi.
Yorum için çok teşekkürler.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Bu tür yazılara bir iki güne kadar yeni bombalar eklenecek inşallah.
Selam ve saygılarımla.
Selamlar ve yüzümüze gülücükler konduran yazılarınız için teşekkürler bizden
Sami agabey :)))9
sami biberoğulları
Bu sefer yorumunda çoğul kullandığına göre Julian enişte de okuyor sanırım yazıları. Eğer öyle ise memnuniyetim bir kat daha artar.
Selam ve saygılarımla.
Billur T. Phelps
Çoğul kullanım, sitedeki arkadaşları katışım bu düşünceme.
Sevgiler :)))))
Hocam ne güzel devam ediyor öykü, gülmektan kırıldım...Yazılarınız çok güzel mesaj veriyor.
İyi ki varsınız...Sevgilerimle...
sami biberoğulları
Yazılarımı oumanız benim için büyük onur.
Selam ve saygılarımla.
Keşke devam etseydi...
Olumsuz etkilenecekler zaten etkilenir...
Bütün Aziz Nesin kitaplarında ve hatta diğer yazarlarımızda da bu tür öyküler var..
Rahmetli Kemal Sunal'ın filmlerinde de hep işlendi de bittimi sanki bunlara inananlar...
Bize ne inanan, inanıp çarpılsın...
sami biberoğulları
Yazılacak konu çok Allah'a şükür. İnşallah bir iki güne yeni bombalarla huzurlarınızdayım yine.
Selam ve saygılar.
her zamanki gibi çoook güldüm hele yengeye verdiğiniz cevaba koptum :))))))
amaa bitmemesi lazım bu yazı papaza gitmeniz ve oradaki gelişmeleride bildirmeniz lazım böyle olmaz:tatta cihangirde herşeyi öğrendiğine göre papaza onu götürmeniz lazım:)))
şaka bir yana yine harikaydın hocam
sevgi ve saygılarımla
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
vardır yine bir bildiğin....yeni limanlara rotayı çevireceksin gibi...sen ne yazarsan yaz....her yazın bizler için bir değer...bekliyoruz can hocam saygılar
sami biberoğulları
Bizde kaynak bol Allah'a şükür..
Bir kaç güne inşallah yeni bombalar var yolda.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
En kısa zamanda yeni bombalarla huzurlarınızda olacağım yine.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
İlerideki günlerde yeni bombalar hazırlıyorum.
Selam ve saygılarımla.
Yazının başında kahkaha bile attım, güldürdünüz yine. On beş yaşındaydım galiba sürekli başım ağrıyordu. Anneannem benin tanıdığım biri var okuyor, üflüyor iyileştiriyor dedi. Anneannem o zaman bizim evlere göre güzel bir apartmana götürdü. Beni oturtturdular, başıma yüzümü de örtecek kadar bir
tülbent örttüler. Adam başladı okuyup üfürmeye. Üfürüyor derken,tükürüyordu.. Baş ağrım geçti mi?
Geçmedi, sinüzit olmuşum meğer..
Tebrikler, öyküyü birden kestiniz,daha bekliyordum..
Selâm ve saygılar..
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
kahve falı baktırmadınız bana gelseydiniz ben size kahve falı bakardım hocam güzel yazıydı rüyada güzel hoca o rüydan papaz büyüsünü çıkarttı valla
sami biberoğulları
Rüya tamamen gerçek...Bu dizideki en gerçek olay o zaten.
sami biberoğulları
İlginiz için teşekkür ederim. Yazının devamında anlatmaya çalışacaklarım istenmeden bu olaylara karşı bir ilgi doğuru ya da yine istemeden reklam yapmış olabilirim endişesi ile kaleme alınmayacaktır.
İlginiz için çok teşekkürler.
babacım süper üsper süper ötesi bir hikaye çok hoşuma gitti ve gülmekten ağlattın beni desem :) iyi ki varsın iyiki babamsın her baba oğlu ile gurur duyar ama ben senin gibi bir babaya sahip olduğum için gurur duyuyorum
sami biberoğulları
Hocam yahu ne desem bilemedim. Ben hep yazılarını okurken ağlıyorum. Ama gülmekten...
Hele de o espirilere sıkıştırdığın toplumu aşan toplumsal mesajlar yok mu... Sen çok yaşa emi!
Toplumu aşan dememin sebebi belli! Kendilerini aşmasa asgari bağışı 100 tl olan bağış yapılan inler dolmazdı sanırım.
Cabbar evladım şöyle köşede bekle. Hocam cabbar çok kızmış size, top oynamak istiyor.. :)
:) Vallahi Hep olun hep ağlayayım ben gülmekten... Sevgiler..
sami biberoğulları
Allah hep gülmekten ağlatsın inşallah.
Selam ve sevgilerimle.
destina*mltm
Dedim ya hocam sen hep ol ben hep ağlarım.
No problema yani...
Bu arada vallahi her adını gördüğüm zaman aklıma gelen tek hikayen var ki âh sorma, ofiste deli ilan edildiğim bir gündü o hikayeyi okuduğum gün.
Saçtı sami bez getir.... :))) Hala aklıma geliyor, hala felaket gülüyorum :)