- 545 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Ben küçükken...
…
Sonra ben ona “ben âşık oldum anne!” dedim. “neye âşık oldun?” diye sormadı hiç. Sanki hayallerimle yaşıyormuşum gibi-ama insanlar zaten hayalleriyle yaşar- hatta gerçek değilmişim gibi, bir de üstüne gülümsedi. Sanırım beni küçümsedi. Evet, küçük yürekler büyük şeyler yaşayamazlar, siz insanların hep söylediği benim de zorla kabul ettiğim gibi.
Ama hiçbiriniz sormadınız ki “neye âşık oldun?” diye.
…
Sonra ben size “yalanmış” dedim. Hepiniz bir ağızdan “evet” diye bağırdınız. Neyin yalan olduğunu ben çözemedim ama siz hep tasdik ediyordunuz. Aranızda-yine- beni küçümseyen, küçük yüreğimin yalanmışları kaldıramayacağını düşünenler oldu. Ne yani, yaşamayayım mı artık ben? Ve hala sormuyorsunuz ki “neye âşık oldun” diye…
…
Sonra ben kendime “niye?” dedim. Niye âşık olan hiç yokmuş da yalan olan hep varmış? Ardımdan siz geldiniz hemen -sizi sizi, beni hiç yalnız bırakmazsınız ki-. Küçük yüreğimin –yine- kendiyle baş başa kalamayacağını düşündünüz. Küçümsediniz yine! Ama zaten “kendimle baş başa kalmak” gibi bir amacım olmadı hiç. “kendimle baş başa kalmak” nedir bilmem bile, var mıdır, varsa eğer bir muz ismi olabilir mi? “ben sadece aşktan anlarım” dedim kendi kendime. Kendimle baş başa bir yemek yedim sonra. Kendimi öptüm en son. Sonra uyudum –sizin yaptığınız gibi- bu uykudan uyanmamak ümidiyle.
Peki, hiç merak etmediniz mi, neye âşık oldum ben?