- 2360 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
Muhsin bey.
Yine dedesinin sırtına binmişti Dilan. Bu kez dedesi namaz kılıyordu , torunu düşmesin diye kalkmadı secdeden. Durumu gören Dilan’ ın annesi hemen çocuğunun yanına giderek kulağından çekip indirdi çocuğunu dedesinin sırtından.
Dilan henüz 5 yaşında, buğday tenliydi, omuzlarındaydı düz saçı. Kahverengi iri gözleri ile çok sevimli ve güzel bir kızdı. Aynı odada yatıyorlardı Dilan ile dedesi Muhsin bey. Dedesini çok seviyordu. Çünkü dedesi onunla her türlü oyunu oynuyordu. Dilan’ ın annesi Nurgül hanım rahatsızdı kayınbabasının kendilerinde kalmasından. Hatta çocuğu Dilan’ ın kendisine kötü davranmasının bir numaralı sebebi görüyordu onu. Bu yüzden araları yoktu eşi Ergül beyle.
Zaman zaman oğlu ile gelininin münakaşalarını duyuyordu Muhsin bey. Gözlerinden damla damla yaş akarken her seferinde Dilan gidip dedesine niye ağlıyorsun deyip öpüyordu yanağından.
15 Ocak’ da doğmuştu ve biliyordu soğuk ve lapa lapa kar yağan bugünün doğum günü olduğunu Dilan. Anne Nurgül Hanım o gün daha fazla çalışıyordu, önce mutfağa kapandı, dedesi ile Dilan oturma odasında oynarken bu kez Dilan’ ın odasındaydı . İlkindi vakti gelmişti, Nurgül hanım elinde bir valizle geldi eşi Ergül beyin yanına. Valizi eline alan Ergül bey baba gel dışarı çıkalım dedi Muhsin beye. Dışarı çıktılar baba oğlu. . Muhsin bey anlamıştı evde istenmediği ve oğluna fırsat vermeden durumu anlattı ve kendisini huzurevine yerleştirmesini istiyordu. Doğruca bir huzurevine gittiler baba oğul. Ergül bey babasını odasına yerleştirdikten sonra veda edip ayrıldı huzurevinden.
Muhsin bir birkaç saat geçmeden huzurevinden ayrılarak gezinip bir kitapçıya uğradıktan sonra havanın kararmasının hemen ardından oğlunun evine gitti. Ama cesaret edip kapıyı çalamadı. Dışarı bir hayli soğuktu ve hala yağan kar durmamıştı. Pencerenin dibine çöktü ve gelen sesleri dinliyordu. Bir ara güzel torunu Dilan’ ın “ dedem nerde, o bana hediye alacaktı “ sesini duyar gibi oldu.
Sabahın alacakaranlığında ambulans sesine uyandı Ergül bey ve Nurgül hanım. Nurgül hanım camdan dışarı bakarken Ergül bey dışarı çıkmıştı pijamasının üzerine geçirdiği paltosuyla. Pencerenin dibinde sırtını duvara yaslamış, ceketinin yakası kalkık bir vaziyette başı dizlerinin üzerinde yerde çömelerek duran babası Muhsin bey donarak ölmüştü akşamdan kaldığı gibi.
Sağlık görevlileri Muhsin bey’ in kafasını ve ellerini açmak suretiyle sedyeye koyarken soğuk elinden bir kitap düştü karla kaplı yere. Ergül bey yere düşen üzeri kırmızı kurdelayla bağlanmış kitabı bir çırpıda eğilerek aldı eline. Ağlarken Kitabın üzerindeki yazıya takıldı gözleri. “ Güzel torunum Dilan’ a “ yazıyordu , Sevgi Neyin karşılığıdır isimli kitaba damlıyordu gözünden akan yaşlar.
Zekeriya DUMAN
YORUMLAR
Yaşadığımız dünya fani , iz bırakabiliyorsak geçtiğimiz yerde ne mutlu bize , seviyorsak , mutlaka seviliyoruzdur eminim , kaybetmek değil , unutulmak korkutur insanı , zira herşey bir gün son bulacak , zor da olsa sevdiklerimizi kaybetmek , bu gerçeği değiştiremeyiz ki ...!!!Yüreğinize kaleminize sağlık.Mükemmel ,hüzün dolu dizelerdi..Saygımla...
.birisi.(zekeriya duman)
Saygılarımla....
Zekeriya bey kardeşim inan okurken ağladım.
Çünkü artık bende yaşlandım sayılır, sonumuz nasıl olacak acaba.
Allah cümlemizi elimizden ayağımızdan mahrum etmesin, kimsenin eline bırakmasın inşallah.
Acı gerçekler işte. Yazınız çok güzel ve duygulu idi, tebrikler.Selam sevgi ve saygılarımla.
Ağlattın hocam.Malesef şaşırmadım,artık normal karşılanır oldu bu tür olaylar.Atalar kaç tane olursa olsun evlada canını feda ediyor onlara bakıyorda, evlatlar bir anneye yada babaya bakamıyor çok acı çok.
Örf, adet, anane,bunlar biyana,tamamen vijdan meselesi be hocam,Bizlar imkanımız olsa tanıdığımız tanımadığımız yaşlıya,çoluk çocuğa kol kanat germek isteriz .Ama nesil değiştikçe,galiba hepimizin sonu huzur evlerinde sonu beklemek olucak.
Çok etkilendim.Hüzünlü bi günde okuduğum bardağı taşıran damla gibiydi.
Hiçte şaşırmadım bu örnekler o kadar çok ki yaşamda. Allah islah etsin vicdansız, saygısız ve yüreğinde Allah korkusu olmayanları. İçim sızlayarak okudum, o kadar yalın anlatmışsınız ki değerli hemşerim, çok etkilendim. Ayetler de bile anne ve babanıza öfff bile demeyiniz, onlar sizi nasıl severek, her kötülükten sakınarak büyüttülerse, siz de onlara yaşlandıklarında aynı özeni gösterin diye uyarır Yüce Yaradan kullarını. Kısacık lakin çok büyük mesajlar olan, ibret dolu bir hikayeydi. Duyarlı yüreğinize sağlık, gönülden kutluyorum değerli kaleminizi, sağlıcakla kalınız huzur ve mutluluk dolu bir ömür diliyorum sevdiklerinizle...
Selamlar saygılarımla
* * *