- 794 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Elinde Kadeh, İçinde Ben
‘Gitmelerden arta kalan bir kanat çırpınışıdır yalnızlık’ diyerek başladı gecesine. İçiyordu, hem de körkütük olmacasına. Elinde kadeh, içinde rakı. Hem de Tekirdağ… Karşısında ben mi? Bilmiyorum. Bunu bilebilecek bir tek kişi vardı, gecenin bir yarısı kendisini bırakıp onun yanına gittiğim kişi. O da şu an uyuyordur pişmanlıkla. Belki de uyuyamıyordur düşüncelerin pençesinde.
Hava birkaç gündür inanılmaz soğuktu İzmir’de. Geceleri kararınca gök, kökleri de kararıyordu sevilerin. Karanlıkla bir alıp veremediği vardı geçmişin. Yaz tahtaya al haftaya misali ama kesinlikle öyle değildi. Zamandı yaman olan ve bugünün borcu asla eş değildi dünün hesabı ile. Ki eşit olması için vermek gerekirdi en azından bir beş yılını; dolu dolu… Zaman yılgındı benden, ben ılgındım dağlarında zamanın… Ha güney ha kuzey; fark eder miydi değmedikçe güneşinin teni ve hali ile bedeni ısıtan sıcaklığı. Evet, fark ederdi senin için. Ne de olsa bir adım öndeydin benden. Çünkü farklıydın sen ve farklı olan için farkı fark etmek hiç de zor değildi. Ki zor olan artık dile getirilendi, dile getirilmeyen değil.
Nerden başlamıştık; ha tamam. Yalnızlıkla…
Yalnızlıktandı tüm rakı şişelerinin kapağını açmalar ve oturtmalar masanın sen olmayan tarafına. Yalnızlığını… O konuştu, ben dinledim. Ben konuşmadım, o da konuşmadı. O sustu, ben konuştum. Ben konuştum, o dinlemedi. Anladım artık konuşmaların da susmalardan ucuz olduğunu. Her söz bir bakış, her bakış bir can alış. -tı…
Tekirdağ şişesi. İçinde rakı. Sudan da berrak. Ne tarafının dolu olduğu konusunda ayık düşünemediğin bir kadeh. Dudağına değdikçe ağırlaşan bir gece eşliğinde çalan eskilerden kalma bir şarkı… Masa, sandalyeler – üçü boş, karşında ben. Birkaç meze tabağı, adım gibi biliyorum biraz sonra düşecek başın masaya ve ben karşında susup öylece sabah baş ağrıları içinde ayılmanı bekleyeceğim…
Serkan Canbolat
YORUMLAR
Yalnızlıktandı tüm rakı şişelerinin kapağını açmalar ve oturtmalar masanın sen olmayan tarafına. Yalnızlığını… O konuştu, ben dinledim. Ben konuşmadım, o da konuşmadı. O sustu, ben konuştum. Ben konuştum, o dinlemedi. Anladım artık konuşmaların da susmalardan ucuz olduğunu. Her söz bir bakış, her bakış bir can alış. -tı…
içkiyi hiç sevmem ama burda sevesim geldi dost:))))
sevgilerle...başarılar....anlaşılabilecek güzel günlere