- 904 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
BALIĞI BİR DE BÖYLE DENEYİN..
İki gündür durmaksızın kar yağıyordu havalar çok soğumuştu, o gün Günsel yengeyi çok solgun gördüm merdivenleri çıkarken, hayırdır yenge bu ne hal pek solgunsun bugün..
“Üşütmüşüm Aliye ayakta zor duruyorum çok ateşim var” dedi. Çocukları müdüre bıraktım ve izin alıp eve geldim, birazdan Sabri abinde gelir bir kaşık yemek yok evde (Sabri bey ortaokul resim öğretmeni ve eşimin de çocukluk arkadaşıydı) “Günsel yenge sen yat ben hemen bir şeyler yaparım birlikte yeriz” diye söze atladım ki yengeyle ancak içtiğimiz su ayrı giderdi. İki yaşındaki büyük oğlumla onun küçük oğlu aynı akrandı ve bazen kayın validesine bırakamadığı günler bende kalırdı..
O zaman mezgit balığı almış Sabri abin akşam, temizledim dolapta onu kızart bir de salata ve bana da bir sıcak çorba yapar mısın canım dedi..
“Sözümü olur yende bende evde bir şeyler yaptım getirir birlikte yeriz” hemen kolları sıvayıp önce sobasını yakıp yatağını sobalı odadaki kanepeye hazırladım limonlu ıhlamur kaynattım yenge ıhlamurunu içerken ben mutfağa balıkları kızartmaya geçtim..
Unu aradım bulamayınca mutfaktan “yenge un nerede acaba”? Diye seslendim, ”kese kâğıdıyla tezgâhın altında olacak canım” dedi.
İki tane kese kâğıdı vardı ve ben birinin ağzını açtım baktım ki beyaz aldım tabağa döktüm başladım balıkları bulayıp kızgın yağda kızartmaya.
Tavada balıkların kızarma süresi uzasa da bir türlü istediğim kızarıklığa erişmiyorlardı. Neyse bu balıklarda böyle galiba dedim ben yine her zaman ki sürede balıkları kızartıp servis tabağına aldım. Salata ve çorba da hazır bu arada, Sobanın üzerinde ki çaydanlık kaymaya başlamıştı bile, eşim ve Sabri abi gelmeden aynı apartmanda olan daireme geçip Allah ne verdiyse kendi pişirdiklerimi ve oğlumu da alıp döndüm..
Ben tam masayı hazırlıyordum ki önce Sabri abi, on beş dakika sonra da eşim geldi ve hep birlikte masaya oturduk, çorbalarımızı içtik sıra balık servisine geldi ben maşayla herkesin tabağına eşit miktarda balıkları servis yaptım boş tabağı mutfağa bırakmaya gittim daha dönmeden bu ney!.. Diye bir sesle irkildim taş gibi bunlar ne bıçak kesiyor ne çatal batıyordu, balıkların hepsi birer minyatür heykel balıklara dönüşmüştü..
Günsel yenge” ne ile kızarttın Aliye diye telaşlı, telaşlı soruyor bir yanda da gülüyorlardı, un la dedim ben hiç oralı bile olmuyor kendimden çok emin bir cevapla..
Mutfağa koştuğum gibi kese kâğıdını alıp getirdim işte bunula dedim gülümseyerek. Sabri abi o benim resim dersinde kalıp için kullandığım alçı demez mi. ben utanç ve şaşkınlıkla yüzüm kıp kırmızı bir vaziyette ama ne işi var tezgâhın altında una o kadar çok benzeyen şeyin dedim. Ve hep birlikte gözlerimizden yaş gelircesine güldük o gün ve her aklımıza geldiğinde hala güleriz.
Hayatıma renk veren iyi ki bu ve buna benzeyen daha çok sakarlıklarım olmuştur..
ALİYE UYANIK
YORUMLAR
Unutulmayacak bir anı olmuş hayatınızda Aliye hanım.Aslında buna sakarlık demek yanlış olur bence.Tebessüm ettirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.Selam,sevgi ile kalınız.
BOZOK KIZI
BOZOK KIZI
Ne güzel bir anı, balığı yemeseniz de sizin unutamayacağınız bir anınız olması güzel. Hep deriz ya, ilaçları çocukların erişemeyeceği yere koyun diye, peki, alçıları neden kadınların erişeceği yere koyarlar aklım almaz:)) Bu alçılı balığı bir yerde daha okumuştum:)
Tebrikler canım, sevgimle.
BOZOK KIZI
BOZOK KIZI
Güldürdün arkadaşım çok yaşa emi. Çok da güzel anlatmışsın. Yüreğine sağlık. Sevgilerimle...