SADECE BİR CEVAP ARIYORUM…
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kitaplarım bana yetecek kadar büyük bir krallıktır.
SHAKESPEARE
……………………
Neden kitap okumayan bir milletiz biz? Bunun cevabını öğrenmek istiyorum, var mı bu soruma cevap verebilecek olan…
Hani bazı insanlar günlerce televizyona çıkıp avazları çıktıkları kadar bağırıyorlar ya: Neden gelişemiyor bu ülke? İnsanlarımız neden bilinçli değiller? Kültürümüze neden sahip çıkamıyoruz? vb…. gibi… (Gerçi bağıranlardan da pek hayır geleceğe benzemiyor ya neyse…) Haydi gelin bu sorunun cevabını arayalım biraz…
Hatırlar mısınız, ilkokulda öğretmenlerimiz kompozisyon ödevi verirlerdi bize, evde yazın gelin diye… İlk o günlerde duymuştum konuyu.
Kompozisyon konusu: Neden kitap okumalıyız? Kitap okumanın faydaları nedir?
Yıllar geçti ve ben ortaokula geldim, liseye geldim, hatta üniversiteye geldim ama kompozisyon konusu hiç değişmedi… Her konuda elimden geldiğince yazıyorum yazmasına da, sınavlarda bu konuyla göz göze geldiğimde kilitleniyorum… Aklıma klasik birkaç sözden başka hiçbir ifade gelmiyor… Farklı olmalı diyorum kendi kendime… Öyle ifadelerle yazmalıyım ki bu konuyu, okuyanlar kitap okumanın ne demek olduğunu anlamalılar diyorum ama başaramıyorum…
Şimdi oturup sizlere kitap okumak şöyle güzeldir böyle faydalıdır diye anlatacak değilim… Zaten hepimiz teoride biliyoruz bunları da, pratiğe aktarma yeteneğimiz yok bir türlü… ( Her konuda olduğu gibi…)
Haksızlık etmeyelim şimdi… Okumayı seven insanlar halen varlar ama onların da yarısını internete kurban verdik… (Okumaksa böyle de okuyoruz demeyin sakın, aynı şey değil çünkü…)
Hayatıma internet girdiğinden beri baktım ki kitap okuyamıyorum, bu böyle gitmez dedim kendi kendime ve bir karar aldım… Bilindiği üzere öğrenciyim ben ve açık konuşmak gerekirse okulların açık olduğu zamanlarda kitap okumaya pek fırsat bulamıyorum. ( Tabi ki bahane olmamalı bu.) Bu yüzdendir ki; üç ay yaz tatili + yirmi gün de yarıyıl tatili dersek, toplamda yüz on gün internetten tamamen uzak bir zaman geçiriyorum… Ve büyük ihtimalle bu zamanımı kitap okumaya ayırıyorum… (İster deli diyin, ister başka bir şey…)
Ben kendimi bildim bileli kitap okuma hastasıyımdır… Benim annem de öyleydi, babam da öyleydi… Ama bir günden bir güne bana “Kızım otur da biraz kitap oku” demediler… Bütün tercihlerim gibi kitap okumayı da ben kendim seçtim…
*** Demek ki neymiş; eğer çocuklar kitap okumuyorsa günümüzde, suçu biraz da onlara durmadan “Kitap oku” diyen fakat kendisi kitabı eline bilen almayan anne-babalarda ve öğretmenlerde aramalıyız…
Neyse uzattım biraz ve asıl anlatmak istediğim konuya giremedim daha. Yaklaşık yirmi gün önce ODTÜ’nün düzenlemiş olduğu bazı panel ve konferanslara katılmak üzere Ankara’ya gittik. Gitmişken Anıtkabir’i tekrar ziyaret etme fırsatı bulduk tabi… Gidenler varsa çok iyi bilirler. Atatürk’ün olağanüstü bir kütüphanesi var Anıtkabir’in alt katında… Biraz göz gezdirdim de neredeyse her türden kitap var bu kütüphanede… Hayran kaldım. Daha önceden Atatürk’ün kitap okumayı çok sevdiğini, okurken kitaba notlar alarak okuduğunu ve geniş bir kütüphanesi olduğunu duymuştum ama bir de insanın kendi gözleriyle görmesi bambaşka bir duyguymuş gerçekten…
Düşünüyorum da o kadar devlet işinin, o kadar savaşın ve o kadar yoğun bir hayatın arasında nasıl fırsat bulmuş da okumuş bu kadar çok kitabı, ki cephedeyken bile kitap okuduğunu duymayanınız yoktur sanırım. Artık bunun üzerine hiçbir bahanemiz olmamalı kitap okumamak adına…
Neyse Anıtkabir’i bıraktık bir kenara, ilgimi çeken başka bir durumdan da bahsetmek istiyorum sizlere… Konferanslara çeşitli üniversitelerden katılım vardı, çeşitli konuşmalar ve sunumlar yapıldı ama benim ilgimi çeken bir üniversitenin (ismini vermem doğru olmaz belki de) birkaç üniversitede (gene isim vermiyorum ama biliyorum hangi üniversiteler olduğunu) yaptığı bir anket çalışmasının sonuçları oldu…
Sonuçlar şu anda elimde, epey uzun… Ben sadece bir kısmını paylaşmak istiyorum sizlerle.
Üç farklı üniversitede 80 kişiye uygulanan bir bölüm var mesela. Soru Atatürk’ün yazdığı NUTUK kitabıyla ilgili ve birkaç sonuç işte:
Tamamını okuyan : 3 kişi
Kısmen okuyan :33 kişi
Okumayan :42 kişi
Yazarını bilen :69 kişi
Kapsadığı yılı bilen :1 kişi
Konusunu bilen :12 kişi
Bir başka bölümde ise Atatürk’ün yazdığı kitaplardan bildiklerinizin adını yazar mısınız diye soruluyor. Ve işte sonuçlar:
1 tanesini yazan :13 kişi
2 tanesini yazan :5 kişi
3 tanesini yazan :4 kişi
Bilmeyen :54 kişi
İnanın bana, bunlar en iyi olan sonuçlar. Üzüldüm bu sonuçları görünce… Atatürk’ün bu kitapları yazarken ki amacı geleceğe ışık tutmaktı sadece, neden bu ışığı söndürmek için elimizden geleni yapıyoruz ki… Anlayabilmiş değilim…
Bunlar sadece birkaç örnek… Kabul edelim kitap okumayı sevmeyen ve geçmişten ders almayı bilmeyen bir milletiz.
……………………
Toplumsal mesaj: Vermeye gerek var mı? Her şey açık ve net… Anlayabilene saygım sonsuz… Anlamayana ne yapsak faydasız…
Saygılar…
Pelin Ö.
10.01.2008
00.20
YORUMLAR
2007 ve 2008 de bir proje çalışması için Avrupa 'ya gittiğimde hayretler içinde kaldım.Her yaşta insanlar her yerde ellerinde kitaplar,dergiler,gazeteler okuyor.Birde buna dizüstü bilgisayarlar eklenmiş.Boş duran,oturan yok.İçim sızladı .Niçin benim ülkemin insanları böyle okumuyor diye.Pelin Hanım o sorunun cevabını ben de çok aradım.Tam olarak bulmuş da değilim.Bu konuyu masaya yatırdığınız için sizi canı gönülden kutlar ,yazılarınızın devamını beklerimi
DOĞANŞEHİRLİ
Kitap okumak mı?
O da ne ki?
Pelin,sen bırak onu.Bizim millete lüzumsuz iştir o.
Erkeklere sor bakalım bu sene süperligde hangi takım şampiyon olur.İddaa bir tutarsa bak neler alacaklar.
Bayanlara da sor.Öğren bakalım bu sene hangi renk moda.Hayır sana da faydası olur yani.Saçlarını o renge boyatıp,o renk kıyafetleri tercih edersin alışverişinde.
;)
Hani bazı insanlar günlerce televizyona çıkıp avazları çıktıkları kadar bağırıyorlar ya: Neden gelişemiyor bu ülke? İnsanlarımız neden bilinçli değiller? Kültürümüze neden sahip çıkamıyoruz? vb…. gibi… (Gerçi bağıranlardan da pek hayır geleceğe benzemiyor ya neyse…) Haydi gelin bu sorunun cevabını arayalım biraz…
Çok önemli bir konuyu yüreğinizin güzelliğini de katarak satırlara nakış gibi işlemişsiniz. Kaleminize ve yüreğinize sağlık efendim. Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Rabbime emanet olunuz.
Günümüz insanını öyle bir hale getiriyolarki gerçekden çok üzülüyorum. özellikle tv de öyle programlar varki birbirinden saçma. ama şöyle insanı bilgilendirebilecek insanların kendilerini toparlıyabileceği, kişisel gelişime katkıda bulunacak programlar bulmak çok zor. İnsanların böyle boş şeylerden uzaklaşarak kendilerine değer katacakları kitapları okumaları gerekir.
Böyle önemli bir meseleye değindiğiniz için teşekkürler..
e.yk
1990 yılından itibaren ivme kazanan, anti-laik ve Atatürk aleyhtarı yoğun bir faaliyet gözlenen ülkemizde yazmış olduğunuz anket sonuçları hiçte şaşırtıcı değil...
Ayrıca; Türkiye tarihinde ilk kez bir tutukluya hapis cezası yerine jandarma nezaretinde 1 ay süre ile günde 1,5 saat kitap okuma cezası verilen insanımızda var. İlginç ama gerçek...
kutlarım, güzel bir yazı
Canım çok güzel bakış açısıyla hergün dillere pelesenk olan bir konuyu çok duyarlı anlatmışsın.Geçen gün okumayı çok sevdiğini idda eden birkaç arkadaşıma samimiyetlerini ölçmek için şöyle bir soru sormuştum.Diyelim ki yirmi ytl artı yol paranız var.Uzun süredir aradığınız bir kitabı tesadüfen gördünüz. yirmi ytl. Kısıtlı bütçeyle alırmısımız ?diye sordum.(Bu sorudan öğrenciler muaf tutulabilir.) Hayır dediler.Ama ben alırdım demiştim.Yazını okuyunca aklıma geldi.Bende herzaman okuyamasamda hep yanımda arkadaş gibi kitap gezdiririm. fırsat buldukça okumak için.En yakın dostun kitap olsun.Sana hayatta başarılar diliyorum canım.
ayşekant tarafından 1/11/2008 9:48:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
ablam okumayı öğrendiğimde elimden tutup beni çocuk kütüphanesine üye yaptı,
bir süre benimle geldi gitti,
kitap alıp okuyuo takrar götürüp yenisini alıyorduk,
sonra ben biraz işi öğrenince yalnız gitmeye başladım,
kütüphanede iki görevli memur vardı
yaşlıydılar,
kitaplara bakmak için raftan alıp içini karıştırınca azarlıyorlardı
ama ablam istediği için gidiyordum
çoğu zaman ağlıyordum
liseyi bitirip başka bir şehre gelene kadar ordan okumaya devam ettim,
çocukken korktuğum o adamların beni korkutamayacaklarını liseye geldiğimde zaten öğrenmiştim,
ve onlara aldırmadan istediğim gibi karıştırıp içeriğine bakıp ters birşey söyleyen olursa terslemeyi öğrenerek okumaya devam ettim,
ve hakkımı savunabilmeyi okuduğum kitaplar sayesinde öğrendim...
ablama hep minnet borçluyum,
ama tam tersi de olabilir,
kitaplardan nefret de edebilirdim,
bence kitap okumayı sevmek biraz da insanın içinden gelen bir şey,
bir çok arkadaşıma okusunlar diye kitap hediye ederdim,
hala yaparım,
ama eğer istemiyorlarsa kimseyi zorlayamam,
çünkü bu bir zevktir,
ve çoğu kitabı okumak belli bir kültür ve zeka gerektirir,
şu an batı edebiyatı öğrencisiyim,
ve kitap okumak daha zevkli,
okuduğum kitapların edebi analizlerini yapabiliyorum ve teknik açıdan inceleyebiliyorum,
çünkü ben gerçekten çok sevdiğim bir alanda öğreninm görüyorum ve şanslıyım sevdiğim şeylerle uğraştığm için...
ama sevgili pelin,
okunacak çok fazla kitap
çok fazla yazar yok artık ülkemizde,
bestseller kitaplara bir bakın,
tv spikerleri ve şarkıcıların yazdığı kitaplar,
ve bilyor musun eskileri okumak gerçekten daha güzel,
mesela nutuktn bahsetmişsin,
başucu kitaplarımdan birisidir,
ve ben onu okumak için değil
yaşamak için okurum,
sık sık,
bu bitti başkasında geçelim gibi değildir nutuk benim için..
ve yazının başında aktarma yaptığın o dahi,
shakespeare..
ne diyebilir ki onunla ilgili,
en hassas yanıma dokundun,
çünkü shakespeare bambaşka bir dünya,
başlı başına bir servet,
oyunları soneleri
işte onu okumaya da doyamaz insan..
yazmakla bitiremeyeceğim ben,
:) çok tebrik,
bol sevgi,
koy çantana..
<<Ben kendimi bildim bileli kitap okuma hastasıyımdır… Benim annem de öyleydi, babam da öyleydi… Ama bir günden bir güne bana “Kızım otur da biraz kitap oku” demediler… Bütün tercihlerim gibi kitap okumayı da ben kendim seçtim…>>
Cevabı kendiniz yazmışsınız işte.
Çocuklar söylediklerinizi değil yaptıklarınızı yaparlar sözünün doğruluğu sizdede kanıtlanmış.
Kitap okumayan ama kahve köşelerinde saatlarca pinekleyen veya bayan günlerinde kek kurabiye canavarlığı yapan ana babalardan kitap okuyan nesil çıkmıyor
Sayın Pelin Ö.
Kitap okuma konusunu dile getirdiğiniz ve bizimle paylaştığınız bu güzel yazınızdan dolayı teşekkür ederim. İyi bir yazı yazmışsınız. Herhalde bunda iyi bir okur olmanızın etkisi vardır. Öğrenci olduğunuza göre yaşınız genç olmalı, önünüzde uzun yıllar var. Belki geleceğin ünlü yazarlarından biri siz olursunuz.
Elimde Kırklareli Valiliğince hazırlanmış bir yazı var: EĞİTİMDE SEFERBERLİK! “ OKUYORUM – OKUTUYORUM” KİTAP OKUMA KAMPANYASI yazısında Atatürk’ün okuduğu kitap sayısı hakkında şöyle bir not dikkatimi çekti: “ Sosyolog, Antropolog Profesör Gündüz Tüfekçi, Atatürk’ün 1800 kitap okuduğunu saptamıştır. Okuduğu kitaplardan 200 bin satırın altını çizmiştir.”
Atamız büyük insan, onun tanımadığımız yönlerini tanıdıkça var olan saygımız kat kat artıyor. Zaten “ Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.” Dememiş miydi?
Aradığınız cevabı bulmanızı dileğiyle, saygılar.
Guzle bir soru .. KItap okumamak sadece Turkiye'lilere ait bir sey degil , bu butun dunyada malesef böyle yani kitap okunmuyor ne acidirki .. Nedenine gelince , bunu sadece anne babada ariyor olmak bizleri yaniltabilir ve yalnis sonuclara da göturebilir. Ayrica her kitapta iyi degildir yani hangi kitapla kendini egitmiye calistiginin buyuk bir önemi vardir .. Ve en önemliside yasamis oldugun toplumun sosyo ekonomik yapisidir elbette .. Eger o toplumda birileri para kazanmak ugruna butun kaynaklari elinde bulunduruyorsa ve insanlari bir avuc para icin butun gununu buna endeksliyorsa o insanlarin gelisebilmesini , okuyabilmesini , kulturel faaliyetlerde bulunabilmesini nasil bekliyebiliriz ?.. Kucuk bir örnek verelim hemen ; bir isciyi dusunun , gunde 8 saat calisan ve asgari ucret alan ve bunu bir de evli ve en az iki cocuklu dusunun .. Simdi bu kisi kendi egitimini ve cocuklarinin egitimini hangi sartlar altinda , neyle , nasil yerine getirecek ? Yani kisaca insanlarin icerisinde yasamis oldugu toplumun okuyup okuyamamayla cok buyuk baglantilari var ..Ama ben her seye ragmen insanlarin gercek bilimin dogrultusunda kendilerini kisisel olarak egitmeleri icin caba sarfetmelerini öneririm , bu gunumuz kosulunda cok zor ama önemli olanda zoru basarmak degil midir sizce ?? Yoksa bizler daha cok acilar cekeriz .. Sanirim cok uzun yazdim ama bende sözlerimi guzel bir sözle noktalam istiyorum ;
" ÖGRENMEK PAHALIDIR AMA CEHALET ONDAN DA PAHALIDIR " Henry Clausen ......
Guzel bir yaziydi Pelin , kutlarim seni ve basarilar dilerim ve bende kendimi sizi okudugum icin sansli sayiyorum :) Sevgilerimle ........
güzel bir yazı olmuş pelin...
okumayı etkileyen bi çok faktör var...bir de okumak için çabalayıp duran bizler.bi şekilde uğraş veriyor zaman yaratmak için çabalıyoruz..
ben de sen gibiyim bazen elime hiç kitap alamam...yalnız işin ilginci benim sınav dönemi gelsin elimden de kitap düşmez:)
ders çalışmam daha seyrek bi hal alırken sürekli okumaya başlarım...bence baya iyi oluyor..tabi bazen olayı abartıp herşeyi bırakıyorsun..zaten sonra o ders de kalıyor:-p
okumayı etkileyen en önemli unsur malum kitap fiyatları...eğer bunu ucuza üretebiliyorsan neden %100 - %150 lere varan karlar koyuyorsun anlamam...
sonrada korsana hayır diyorlar ama yayınevleri buna resmen destek oluyor belkide işin içindeki bir numaralı kişi oluyorlar..malum vergi de yok bu durumda!!!
ya çok şey söylerim de susayım...
sağlıcakla kalasın pelin...
Sevgili Pelin;
"İnsanlar başkasının bilgisiyle bilgili olabilir ama başkasının aklıyla akıllı olamazlar"
Bu deyişin sahibini hatırlamıyorum ama yürekten katılıyorum!
Biz de en büyük sorunların başında kavram kargaşı gelmektedir diye düşünüyorum.
Manasından uzak, tamamıyla şekilcilikten öteye geçemeyen sırf benzemek, ayrı kalmamak va de bir guruba ait olma duygusuyla yaşanan kavramlar...
Akıl ve mantığımızın önüne geçen duygular; insanları siz-biz ve onlar diye böldüğü müddetçe, matematiği kalıplarından çıkarıp beyin jimlastiği haline getiremedikten sonra, servetin görgü, kültür ve bilgiyle vb. değil de parayla ölçüldüğü yerde kitap elbet okunmaz.
Elbet bir de şu var; okuduklarını yorumlamak yerine sırf akıllı görünmek için başkasının bilgilerini aklı yerine koyanlar da var ki, bence onlar okumamışlardan daha tehlikeli..
özetle Sevgili Pınar;
İnsan neden okuması gerektiğini bilmeli ki, okumayı da sevebilsin! Bunda en büyük eksiklik ise hayatımızda tiyatro'nun çok az yer alması! Neden sorusuna ise cevabım uzun olacak diye yer vermiyor, sadece güzel ve duyarlı yazın için tebrik ediyorum..
- Boş zamanlarında ne yaparsın?
- Kitap okurum...hadi ulen oradan....kitap boş zamanda okunacak bir nesne değildir...
Ve bu en çok kızdığım dellendiğim yanıttır...boş zamanlarında tv. izle, tavla oyna ama kitabı sayarsan okumuyorsun derim...
- İnternetten okuyorum....ne ve kimleri okudun şimdiye kadar?
- Okudum işte ! ! !
Ya yemezler...babamda netten okuyorum dese inandırıcı değil...netten okuduğun bir-iki sayfadır...kaldı ki şu sitede bile şiir-yazı okumadan yorum yapılıyor...
- HANGİ ANNELER GÜNÜ ANNE? adlı bir yazı eklemiştim bir siteye...kurgu idi ve annesini hiç görmeyen birinin yaşamından küçük bir kesittti ve yazı anneler gününe denk gelmişti...
- Yorumlardan birinde birden fazla kitabı olan ve bu sitede şiir yazan bir şair ''annenizin gününü kutlarım'' diye yorum eklemişti..
SADECE BİR CEVAP ARIYORUM….....cevabı beraber bulma dileklerimle...
SEVGİLER..
Yazar insanların sayısındaki ve kitaplardaki artış nedense okuyucuyla tezat teşkil etmektedir. Raflarda duran, vitrinleri süsleyen kitaplar çoğu zaman öksüz ve yetim kalmaya mahkum olmuşlardır. Halbuki bir ülkede okumaya karşı isteğin artmaması gafleti, cehaleti ve ondan doğacak felaketi hazırlamaktadır. Silaha, emperyalizme sunulan imkanlar - akıtılan terler; okumaya ve cehaletle savaşa sunulmuş-akıtılmış olsaydı, tarihi kan gölüne çeviren savaşlar belki sadece filmlerde kalmış olacaktı.
BEN DE DÜN BU KONUYA DEĞİNMİŞTİK...
AYNI IZDIRABI DUYMAK GÜZEL..
KUTLARIM
Zekeriya EFİLOĞLU tarafından 1/10/2008 10:25:53 AM zamanında düzenlenmiştir.
genel konuşursak eğitime yeterince önem vermediğimiz için ülke içinde birbirimizi yeterince anlayamıyoruz...
kitap okuyun herşey çözülür demekte çok akıllı biz çözüm değil...önemli olan kitabın bir insana kazandırabileceği bir çok şeyi aktarmak olsa gerek...her kitap alınır mı? neden önüne gelen kitap çıkarıyor? kalite ne kadar artıyor? gibi sorularda gelmiyormu....
kitap bir bilimdir... ilimin yazılı hafzasıdır...en büyük kitap ki dini kitabımız bize neler kazandırmıyuor ki...
(okuyalım ki önce kendimizi tanıyalım....az hata yapmak için)
sevgilerle pelin..konun ve yazını kutluyorum...helal olsun sana:))
Kutlarım gönül dostu Saygın yürek
Malesef okumma alışkanlığımız kagren haline gelmiş.
Arif bildiklerimizde öyle cahil tanımladıklarımızda malesef öyle.
Cahilin mazereti hazır ben Cahilim der sıyırır işin içinden
Zira Arif olan o kadar kolay sıyıramaz.
Hele Konu Atatürk oldumu biz ancak edebiyat yaparız
Kolay Atatürkçülük edebiyatı sözde tabiiki
Özde değil.
Öbür tarafta zaten bu gibi görüşten hoşnut değil
Düşünmek bile istemiyor.
Lakin onun adına danıştığı merciileri akil adamları var
Ulema nasıl olsa Ulema her şeyi bilir bende onun dediklerini
feyz alırım. Okumama gerek yok
Anlatsada pek aklımalmaz der çıkar işin içinden
İşin Özü şu Can dostum
Bizler Mustafa Kemal Atatürkü anlaya bilse idik
Bu gün bu güzel Ulusumuz bu hale gelmez idi
Atanın Huzuruna geçen sene Tandoğan Cumhuriyet mitingi ile çıktım, tüylerim diken diken oldu, gözlerim doldu
Büyülenmiştim çünkü
Böyle bir dehayı illede görmek için elli yaşımımı beklemem gerekiyordu.
Kendimi suçlu hissetmiştim, Çünkü en az yüz ikiyüz kere
Belki Zonguldaktan Ankaraya akrabalarıma gelmişimdir.
Neden bir gün düşünüpte Atayı ziyaret etmemişim diye kendimi suçladım
Çünkü bu yaşa kadar Atayı bize hatırlatan önemki olaylar yaşanmamıştı. Bunun farkına Ulusumuzda son yılda yaşanan olumsuzluklar, ve Cumhuriyet Mitingleri ike anladık
Belki Diyeceksiniz Şir 67 Cumhuriyet Mitingleride fos çıktı
Hayır ,Cumhuriyet mitingleri ile İnsanlar Laik Cumhuriyetin Vaz geçilmez nimet olduğunu
Mustafa Kemal Atatürkün bir deha olduğunu gördü
Birlerinin de Bu Mitinglerle kulaklarına kar suyu kaçtı
Nereden diyeceksiniz
Yeni Yök Başkanının Devletin bir ve Üçüncü Adamı ile görüşürken onlarla yapılan konuşmayı iki numaralı adama anlatması Yani dikkatli konuş yoksa ipimizi çekerler uyarısından anlıyorum
Sizleri tekrar kutluyorum, Gönül dostu Saygın yürek
İyiki varsınız diyorum
Saygı ve sevgi dolu Selamlarımla
Güzel Kardeşim