- 527 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Eylem,her şey midir?
On yıl kadar önce,"aday öğretmenlere" 8-10 hafta süreli bir seminerde görev yapmıştım.
Seminer biterken de "geri bildirim "almayı önemserim.
Aldım da...
Geçenlerde notları karıştırırken,geri bildirimleri de buldum.
Bir aday öğretmen,biraz da naif bir göndermede bulunarak,Cesare PAVESE’den alıntıladığı bir sözle şöyle demiş:
-Sözler değil,eylem!
Haklıydı...
Eylem önemliydi belki ama kesinlikle tek ve doğru yol da değildi.
Ders kitaplarında,-şimdilerde nasıldır bilemem.-matbaayı "Osmanlı"nın gericiliği" ya da padişahların " matbaaya düşmanlığıyla" açıklandığına çok tanık olmuş;derslerde hem duymuş hem de okumuştuk!
Heyhat,bu ne kolaycılıktı böyle!
Bir cümleyle bir süreyi açıklamak!
Acaba "gerçek" bunun dışında olabilir miydi diye "iz sürerken"karşıma bir araştırmacı tarihçi çıktı:
Kont De MARSİGLİ.( İtalyan ama Alman ordusunda görevliymiş.)
Osmanlı’nın askeri düzenini incelemek üzere 1727’lerde İstanbul’a gelir.
Gördükleri/yazdıkları şöyle:O yıllarda İstanbul’da doksan bin hattat olup,bunlar el yazması Kur’an’dan geçimlerini sağlamakta ve işlerinin bozulmasının da iktisadi hayatı olumsuz etkilediği için "padişahların" matbaaya karşı tereddütlü davrandığından bahsetmektedir.
Ve matbaa gelirse,ekmek parasını kaybedecek olan hattatlar(yazıcılar) ve bu eserleri çoğaltıp,satan "müstensih"ler - Bir tür şapirograf- ortaya bir "eylem koyarlar."
İşte yapılan "eylem" biçimi:
-Bir bölük esnaf geçimini yazı ve kitaptan sağlıyordu.Elle yazı yazan hattatlar,mürekkep,kalem,kağıt,cilt ve tezhip yapanlar gibi...Matbaanın gelmesi bunların geçimine zarar verecekti....Matbaaya karşı gösteri yürüyüşleri yapılıp,halk kışkırtılmak istendi.Hattatlar,divitlerini,kalemlerini,her çeşit yazı gereçlerini tabutlara koyarak Beyazıt’tan Sahaflar çarşısına geçtiler...
..........
Günümüze ne kadar da "benziyor!"
Sadece itiraz edilen "nesneler" ya da "objeler" farklılaşmış...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.