Bizim Mahalle

• 20 Ocak 2012 Cuma 12:49:16

"Çocuklar, yavaş biraz! Tam kafama geldi top.Ama olmaz ki canım böyle, dikkat biraz."
"Ah bu çocuklar! Dur duraktan anlamazlar değil mi? Hayır, yan komşunun çocukları bir şey de diyemiyorum."
"Siz buraya yeni taşındınız galiba. Buralarda hiç görmedim de sizi. Durun canım, nereye gidiyorsunuz? Sohbet edelim biraz."
"Siz şimdi bilmezsiniz hangi komşu iyi, hangi komşu sinsi, hangisi yardımsever, hangisi dedikoducu. Ben size hepsini anlatacağım efendim."
"Şu karşıdaki kırmızı ev var ya.Hah! İşte orda Mualla Hanım oturuyor.Bir dedikoducudur ki sormayın. Kulağı normal insanlardan üç kat daha fazla işitir. Nerde ne olmuş, kim kiminle beraber, hangi karı-koca kavga etmiş hepsinden haberdadır.Mahallelinin taktığı lakapla "ayaklı gazete" mizdir."
"Durun, daha bitmedi, nereye? Anlatacaklarım var daha."
"Şu çaprazınızda boyazsız bir ev var ya.İşte orda Sara Hanfendi oturuyor.Kendisi İngiliz.Fakat ne olup bitmişse artık, 2 ay önce buraya taşındı.Bilirsiniz efendim, Türklerin yabancılara özellikle "batılılara" bir ilgisi vardır.Fakat buna rağmen Sara Hanfendi buralarda pek sevilmez.Laf aramızda İngiltere adına adına casusluk yaptığı söyleniyor."
"İşte o boyasız evin 1.katında Mehmet Efendi oturuyor.Bir buçuk yıl önce taşındı buraya.Gizemli takılıyor.Mahallede hakkında bir sürü efsane dolaşıyor. Kimi diyor cinlerle ilişkisi var, kimi diyor kanun kaçağı. Ne yalan söyleyim ben de cinlerle ilişkisi olduğunu düşünüyorum.Çarpılmış mı ne!"
"Bak şu sağdaki evde Naciye Hanım oturuyor.Hani kafama top atan çocuklar vardı ya işte onların annesi.İyi kadındır aslında Naciye Hanım ama kısmetsiz. Kocası sarhoşun, ayyaşın teki. Yazık oluyor kadına.Çocuklar desen malum."
"İşte böyle efendim burası bizim mahalle.Ne? Korktunuz mu? Korkmayın canım.Kimseye bir zararımız dokunmaz bizim. Kendi halinde kimseleriz."
"Ah, kafam! Ah bu çocuklar! Tüm meyvelerim döküldü vallahi.Bende bir ağacım nihayetinde."
"Nerde kalmıştık? Hah, korkmayın efendim korkmayın.Bakın ben yıllardır burda, bu sokağın ortasındağım. Üstelik bir ağaç olarak. Bana bir şey olmadı size mi olacak?"