- 2118 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AVŞAR(AFŞAR) GELENEKLERİ - 4 -
AVŞAR(AFŞAR) DÜĞÜNLERİ- (Devam)
*** Çeyiz (Çehiz) ve Çeyize Bakma ***
Avşar kızları küçük yaştan itibaren kendileri için çeyiz hazırlamaya başlarlar. Çeyiz, evlendikleri zaman kendi evlerine götürmek ve kullanmak için özel olarak yaptıkları dantel, örgü, yorgan, yatak, yastık, kilim, giyecek vb. eşyalardır. Ayrıca genç kızlar hazırladıkları çeyizleri sandık içi denilen ince işlerle çoğaltırlar.
Çeyiz düğünden iki üç gün önce kız evinde özel olarak hazırlanmış bir odaya serilerek çeyize bakmaya gelen kimselere gösterilir. Burayı gelinle birlikte akrabaları ve arkadaşları süsleyerek dekore ederler. Çeyize bakmaya gelen kadın ve kızlar halı, kilim, battaniye vb. ev eşyası cinsinden hediyelerle birlikte gelirler. Düğün günü veya bir iki gün önce çeyiz kız evinden alınarak oğlan evine götürülür. Bu arada verilen eşyaların neler olduğu ve değerleri iki nüsha halinde şahitler önünde yazılır ve birisi kız evine diğeri de oğlan evine verilir.
Oğlan evi de geline aldığı çeyizlik eşyaları ve ev eşyalarını damadın annesi tarafından çevredeki kadın ve kızlara gösterir. Özellikle oğlan evi oturma odası ve misafir odasını kurarken kız evi yatak odasını kurar. Kız evi bunun dışında evi estetik açıdan güzelleştirecek dantel, oya, örtü vb. eşyaları da hazırlar.
Önce kız evinde gelinin çeyizleri evinin önüne ve duvarlara asılır, o gün herkes gider bunları görürdü. Ben bu çeyiz bakmayı çok severdim. Kapı önündeki halıları, kilimleri, sandıkları, yorgan ve yastıkları, duvarlardaki kanaviçeleri, ince iplikle örülmüş dantelleri, iğne oyalarını seyrederken sanki bir sanat galerisini geziyormuş gibi zevk alırdım. Bir tarafta da düğün ebesi veya sesi gür düzgün konuşan birisi, damat tarafından gönderilen takıları ( buna dürü diyorlardı ) eline alıp gelenlere gösterir, yüksek sesle de kimden olduğunu - kaynanasından bir inci kolye damattan bir kamyon yün gibi - söylerdi. Hediyeler açıklanırken hanımlar aralarında hediyelerle ilgili yorumlar yapar, bazen de düşüncelerini kaş göz işaretleriyle birbirlerine gizlice anlatmaya çalışırlardı. Bu arada ikramlar yapılır, gelen konuklar ağırlanmadan gönderilmezdi.
Düğün başlayıncaya kadar gelin yakınları tarafından evelere götürülür davet edilirdi, buna gelin daveti deniyordu. Davet evine gelinin arkadaşları ve kız akrabaları da katılırdı. Bu oğlunu evlendirmek için kız arayan anneler için iyi bir fırsattı. Davet evine misafirlerin oturması için sandalyeler dizilirdi. Aydınlatma gaz lambaları ya da mumla yapılıyor olmalıydı ki etraf oldukça loş olurdu.
Düğünün 4 veya 5 inci günü oğlan evi kız evine kına davarı gönderilirdi. Davar muhakkak besili bakımlı koç olurdu. Koç davul eşliğinde süslenerek oğlan evinden çıkılıp kız kızan hep beraber gelin evine oyunlarla halaylarla silahlar atılarak gelinirdi.
YORUMLAR
Merhaba Hüdai Bey,
Kaybolmakta olan kültürümüzü yine güzel işlemişsiniz. Biraz daha uzun tutulsaydı, koç götürme ve davet evlerindeki eğlencelerde söylenen, mani, deyiş ve yöresel türküleri aktarsaydınızı iyi olurdu. Bu öneriyi, kitaba döküşte dikkate almanız için yaptım. Çalışmalar gayet güzel gidiyor.
Kolay gelsin.
Başarı dileklerimle saygılar.
Hüdaverdi ER (Hüdai)
''Koç davul eşliğinde süslenerek oğlan evinden çıkılıp kız kızan hep beraber gelin evine oyunlarla halaylarla silahlar atılarak gelinirdi.''
...
Büyüen kentleşme sürecinde kaybolmaya zorunlu hadiseler yer alıyor kültürümzde . Rastgele ateş etmeler ölümlere sebep olunca yasaklanacak hale gelindi.
Oysa ''At, avrat, silah!''sözü çok meşhurdur.
Kitaplaştırırsanız ilk alıcı benim. Kutluyorum selam ve saygıyla..