HAVADA HASRET VAR...
"Ölüm ile ayrılığı tartmışlar
İki dirhem fazla gelmiş ayrılık"
Hasret garip şeydir.Kaçmak için ne yaparsa yapsın insan,her yaptığı şeyde biraz daha fazla hissettirir kendini.Ayrılık başlar başlamaz bir anda havaya siner de,vuslata kadar her nefeste insan onu iliklerine kadar hissetmek zorunda kalır ,nefes aldığı müddetçe.
Kalbi yakar,gözleri yaşartır,dili susturur hasret...
Konuşmak ister insan,dilsiz kesilir.Acısı hafiflesin için yazmak ister onun hakkında;hissettirdikleri,yaşattıkları ve çektirdikleri hakkında bir şeyler karalamak ister;kalemi bir anda körelir de yazamaz olur.Sonra bir koca nefes çeker ciğerlerine,"of"diye verir karşıki dağları yıkıp,bütün anlatmak istediklerini anlatırcasına...
Zaman geçer,tekrar vurur hasret acısı.Öyle vurur ki insan dayanamaz olur,yükünü çekemez kaldıramaz olur hasretin.Her ne yapıyor ise,hasreti ne için çekiyor ise bırakmak,kaçmak ister.Hiç durmadan,duraksamadan koşmak,koşmak,koşmak ister.Koşup mesafeleri kapatmak,özlediğine kavuşmak,hasreti bitirmek ister.Ama görür ki hasret,kavuşma vakti gelmeden yıkılması mümkün olmayan kalın kalın duvarları örmüştür özlemiyle arasına.
Yapılması gereken şeyin;kendini günlük koşuşturmaya vermek,işlerin arasında kaybolmak,hasreti hiç hatırlamamaya çalışmak olduğunu düşünür bir zaman tam başarıyor olduğu zannettiği,zihninin en dolu,meşgalesinin en çok olduğu anda;yeli yüzüne çarpan bir rüzgar,burnuna kokusu vuran bir çiçek,melodisi kulağına varan bir şarkı ,kareleri gözünde büyüyen bir resim...bir şey herhangi bir şey hasret olup kendini tekrar hatırlatır da bütün benlik hasretle dolar.O zaman fark eder ki gönlünün köşesine hiç sönmezcesine yanacak bir ateş bırakmıştır hasret.Onun içindir yaprakları ağaçlardan ayıran sonbaharları,güneşi dünyadan ayıran akşamları,insanları birbirinden ayıran istasyonları sevmemesi.Onun içindir sonbahar geldiğinde,akşam olduğunda,istasyonlardan geçtiğinde sebepsiz yere hüzünlenmesi.Onun içindir gördüğü her bavulda,tuttuğu her mektupta ,duyduğu her vedada gözlerinin anlamsızca yaşarası.
Hasret kalbi bir hastalıktır efendim.Her insanda olması muhtemeldir.Bu nedenle yakalanmadan henüz hasret hastalığına ve hala yanınızdayken sevdikleriniz;uzun yıllardan beri görüşmemişsiniz de kalbiniz hasret ateşinden yanıp kül olmuşcasına özlemle sıkı sıkı sarılın onlara bugün.aklınıza gelen en güzel sözler söyleyin,en büyük iltifatları yapın.Çünkü insan vedaların acemisidir ve hep acemisi kalacıktır.Bir türlü bilemiyecektir veda zamanı ne deyip ne yapacağını.Ne kadar plan,prova yaparsa yapsın veda bitince aklına gelecektir söylemek yada yapmak için ezberlediği her şey.Sonrasında da dilinde hep keşkeler olacaktır:"keşke daha uzun sarılsaydım","keşke şunu da söylemiş olsaydım","keşke son bir kez daha baksaydım".
Yarının keşkelerinin kimseye faydası yok/olmayacak.Hasret söz konusu olduğunda"keşke"dememek de imkansız.En iyisi bugünden hasrete karşı ,yarın daha az "keşke "diyelim....
SEVGİYLE KALIN..........