- 1099 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
M.NİHAT MALKOÇ’A MALATYA’DAN 6 ÇEYREK ALTIN…
Malatya Kent Konseyi’nin düzenlediği “Hayalimdeki Malatya” adlı kompozisyon yarışması sonuçlandı. Üniversite, lise ve ilköğretim okullarındaki öğrencilerin katıldığı yarışmada dereceye girenlere toplam 36 çeyrek altın verildi.
“Malatya Yazıyor” parolasıyla gerçekleştirilen yarışmanın İl Özel İdaresi Toplantı Salonu’nda yapılan ödül törenine Belediye Başkan Vekili Ertan Mumcu, Kent Konseyi Genel Sekreteri Ali Yıldırım, İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karagöz, Kredi Yurtlar Kurumu Bölge Müdürü Halil Karaman, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Yahya Yazgan, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, jüri üyeleri, yarışmacılar ve aileleri katıldı. Kent Konseyi Genel Sekreteri Ali Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, 2011 yılında başlayan “Malatya Yazıyor” kampanyasının düzenlenen yarışma ile sona erdiğini belirtti. Yazı yazmaya dikkat çekmek için başlattıkları kampanya çerçevesinde çeşitli etkinlikler yaptıklarını anlatan Yıldırım, “Hayalimdeki Malatya” isimli kompozisyon yarışmasının da bunlardan biri olduğunu ifade etti. En büyük ödülün sevdiklerimize yazacağımız satırlar ile onları mutlu etmek olduğunu söyleyen Yıldırım, “Yazmaktan vazgeçmeyin, yazmak titizlik gerektiren disiplinli bir eylemdir, bunu başarmak her şeyi başarmaktır.” dedi.
Jüri üyesi İnönü Üniversitesi Türkçe Eğitimi Bölümünden Yrd. Doç. Dr. İlhan Erdem ise yazma alışkanlığının ihmal edildiğini, okul ve kültürel düzeyde okuma önemsenirken yazmanın ikinci plana atıldığına dikkat çekti. Erdem, söz konusu kampanyanın bu anlamda çok önemli ve başarılı bir kampanya olduğunu ifade etti.
Yarışmaya katılan eserleri değerlendiren alanında uzman jüri üyeleri Ömer Göde, Mustafa Akbaş, Hüsamettin Karakelle, Cumali Yıldırım, Ramazan Kaplan, Mustafa Uğurlu, Yrd. Doç. Dr. İlhan Erdem, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Akif Çeçen ve Yrd. Doç. Dr. Ebru Burcu Yılmaz’a birer teşekkür plaketi sunuldu. Daha sonra ilköğretim kategorisinde toplamda 6, lise kategorisinde 12 ve Üniversite kategorisinde 18 çeyrek altın eser sahiplerine hediye edildi.
Yarışmada, ilköğretim kategorisinde birinci Şule Kaya, ikinci Berfin Alıcı, üçüncü ise Remziye Diler oldu. Lise kategorisinde birinci Betül Akın, ikinci Aysel Kükey ve üçüncü Nurcan Arkadaş oldu. Üniversite kategorisinde ise Betül Demirbağ birinci, Nihat Malkoç ikinci, Ali Başhan ücüncü oldu. Trabzon’un adını Malatya’da duyuran M.Nihat Malkoç, Malatya’ya giderek, düzenlenen törende ikincilik ödülü olan 6 çeyrek altını aldı.
Yazarımız M.Nihat MALKOÇ, “Hayalimdeki Malatya” konulu kompozisyon yarışmasında kazandığı 6 çeyrek altınlık ikincilik ödülünü Malatya’da düzenlenen törende teslim aldı. Yazarımızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Bugüne kadar toplamda 68 ödül kazanan M.Nihat MALKOÇ’un Türkiye İkinciliği kazanan kompozisyonundan bir bölümü dikkatinize sunuyoruz:
“Firuze gözlü yârimdir Malatya!...
Zamanın buz tutmuş eteklerinde kırık dökük düşlerime tutunurken, peşinden gittiğim acı tatlı hayallerim beni Beydağı eteklerine götürüyor. Yürek devletimin payitahtı olan bu gizemli ak şehir, bana kaybettiklerimin izinden ısrarla gitmemi söylüyor. Ne kadar uzağına düşsem de, Malatya hep yanımda, yanı başımda… Ben her ne kadar onu terk etsem de o bir vefalı dost olarak beni hiç terk etmiyor. Gönül soframda başköşeye kuruluyor günde üç öğün… Hasreti yudumluyoruz zamanın billur kadehlerinde. Aşka kalkıyor câm ü cemler…
Firuze gözlü yârimdir Malatya!...
Zamanın su misali aktığı demlerde Malatya’dan uzak geçen her an, ömre ziyandır. Malatya sevdası yüreğimi sarıp sarmalayan tutkuların en yakıcısıdır. Hasret trenleri düşlerimi taşır, bu şehrin vuslatlara gebe viran istasyonlarına. İçimde kurumaya yüz tutmuş karanfilleri sular ateşin gözyaşları... Bahçeler yanar özlemin korlaşan ateşinden. Yağmurlar emzirir hasretten kuruyan gönül yamaçlarını. Sevdaların ve hüzünlerin girdabında sürüklenir Malatya’ya dair düşlerim ve gülüşlerim… Bir el iter beni hüznün ve acının koyağına…
Firuze gözlü yârimdir Malatya!...
Tadıyla bizi kendine tutsak eden kayısının, nam-ı diğer ‘mişmiş’in diyarıdır şirin Malatya… Cennet nimetlerinden sayılır yüzü sapsarı kesilen kayısı… Ağaçlar bahar yüzlüdür bu gizemli şehirde… Dallar meyveye durduğunda gönüller inşirah neşvesiyle dolar taşar. Mişmiş, bu şehrin en tatlı hatırasıdır damaklarda. Sofralarımızda reçeldir tadına doyamadığımız… Büyük küçük herkesin hayatında kendine has bir yer edinir şüphesiz…
Firuze gözlü yârimdir Malatya!...
Malatya bana zamanı, aşkı, hasreti, sonsuzluğu ve aydınlık yarınları hatırlatandır. Nice güzel suret yansır burada hayatın gül yüzlü aynasından. Yolların birbirine kavuştuğu noktada zamanı öğütür Urfa taşından yapılmış olan kadim saat kulesi… Burada zaman yorulmuştur akreple yelkovanın bitip tükenmeyen tiktaklarından… Fakat yine de vazifesine dört elle sarılmıştır. Medeniyetlerin beşiği olan, doğunun yarınlara koşan cilveli kızıdır Malatya…
Firuze gözlü yârimdir Malatya!...
Kalp gözümü ve gönül penceremi aralayarak Niyazi-i Mısrî’nin izinde arşınlıyorum Malatya’nın uhrevî havayı aksettiren kadim cadde ve sokaklarını… Ulu Cami’nin minarelerinin gölgesinde alev ateş yanan ruhumu serinletiyorum her lahza… Şadırvanlara konan güvercinlerin kanatlarında buluyorum peşinden koştuğum özgürlüğü. Özgürlük Hakk’a kulluktaymış meğer… Hakk dostunun “Günde bir taşı bina-yı ömrümün düştü yere / Can yatar gafil, binası oldu viran bîhaber / Dil bekası, Hak fenâsı istedi mülk-i tenim / Bir devasız derde düştüm, âh ki Lokman bîhaber…” mısraları gayri ihtiyarî dökülüyor dudaklarımdan…
Firuze gözlü yârimdir Malatya!...
Darende’de tabiat bütün cömertliğini sergiler sevgiyle bakan gözlere... Gönül sultanlarının sesi yankılanır Tohma Çayı’nın kanyonlarında. Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, nam-ı diğer Somuncu Baba’nın maneviyatı kuşatır Darende’nin tarih kokan cadde ve sokaklarını. Basiret nazarlarıyla temaşa edenlere bütün sırlar aşikâr olur Saklı Bahçe’de… Minarelerden okunan lahuti ezanlar tamir eder ruhların kırık dökük yanlarını…
Firuze gözlü yârimdir Malatya!...
Malatya demek, biraz da Battalgazi demektir. Zira nice kahramanlıkları bir efsane misali kulaktan kulağa dolaşan Battalgazi’nin ata yurdudur Malatya… Gönüller onun sevgisiyle dolup taşar. Onun kılıç şakırtıları hâlâ duyulur dağlardan, taşlardan… Onun emsalsiz şöhretini unutturamaz zaman… İmanlı gönüllerde dolaşır ona dair rivayetler…
Firuze gözlü yârimdir Malatya!...
İnönü’den Turgut Özal’a kadar nice devletliler yetiştirmiştir bu ak topraklar… Bu tarihî şahsiyetler geçen zaman içinde mührünü vurmuştur akıp giden zamana ve değişen mekâna. Bu şehrin kekik kokan dağlarında dolaşan rüzgârlar bulutlarla söyleşir. Çiğdemler boynunu büker koyaklarda. Kardelenler zemheri soğuklarında hayata açar gözlerini…
Firuze gözlü yârimdir Malatya!...
Nice zenginlikleri içinde saklar doyumsuz Malatya mutfağı... Doyum olmaz bulgurdan yapılan köftelerine... İçli köfte, analıkızlı, kayısı tatlısı, ekşili köfte, mercimekli köfte, kulak çorbası, tavşanlı yufka, kaburga dolması, tava, kâğıt kebabı, kalbur hurması, bilik, pirpirim cacığı, yapraklı köfte… Adını sayamadığımız daha nice lezzetler var Malatya mutfağında…
Firuze gözlü yârimdir Malatya!...
“Malatya Malatya bulunmaz eşin/Gönülleri coşturur ayla güneşin” türküsünde efkâra bulanır kadim düşlerim… Zira bir Arguvan türküsünün yürek yakan nağmesidir Malatya… Malatya’da her türkü dünden bugüne, bugünden yarına kurulan birer gönül köprüsüdür.
Bu şehri vasfetmede kelimeler acze düşer. Malatya anlatılmaz, ancak yaşanır…”
YORUMLAR
Beydağının karı gibi içimde don tutmuş özlemleri yatardı benim bağrımda, onun bağrında battal gaziler somuncu babalar.. Daha girerken şehrine şelalelerinde suladım bu susuz yüreğimi karpuzu çatlatan soğuk sularında durulurken hasretlerim balabanda durdum.Yüzünü sürdüm toprağına, toğma suyundaki çayına....aldım duasını yemeden somununu çıkıverdim şehrime gönlümün en derinini bırakırken darende'de. Çıktım kanalboyunun ince kaldırımlarından yürürken çektim havasını içime bakarken kanaldaki suya ruhumda akıp gitti bir huşuya.
Gelipte gidilmezmi yeşilin içindeki kırmızı kirazı derilmezmi bu YEŞİLYURT un suyu içilmezmi. Kapılıklarda kapıları açılmadan sular çağlarmı benim yüreğim her seferinde bu bahçelerinde ağlamazmı.....
Çıkar gezerim ağzımda arguvangun havası bir türkü gezerken cennet gibi memleketi. Kaysı kokusu buram buram yayılırken o saklanmış altın sarısı, kimisinin hızması kimisinin zeytin parası. Köşelidir kimisinin şapkası, ayağında şalvarı selam demeye durma, çay içirmeden bırakırmı toprağına basanı.
OFFF OFFFF BANA MEMLEKET HASRETİ YAZDIRDINIZ HEMŞERİM...
BU ARADA BU GİBİ ETKİNLİKLERİN MEMLEKETİMİZDE YAPILMASI NE GÜZEL...
YAZINIZLA MEMLEKETE GİDİP GELDİM ÇOK AMA ÇOK GÜZEL ANLAMLI BİR YAZI...
SAYGILARIMLA....