- 2369 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
....::::SEVİŞMENİN HİÇBİR RİSKİ YOKTUR İÇİNDE AŞK YOKSA ::::....
“Beni senin kadar yoran bir yazarım daha olmadı. Nedir benim senden çektiğim? Çıldırmak üzereyim bir an önce çıkması için ne gerekiyorsa yapacağım yoksa dayanamayacağım” diyordu yayıncısı,
“Ne zaman çıkıyor kitabın? Çıktı mı? Çıkacak mı? Çıkar artık!” diyordu arkadaşları,
“Beni de yazdın mı kitapta, ismimi ne olarak değiştirdin, iyi mi bahsettin kötü mü?” diye soruyordu eski aşkları (yazdıkları yaşadıkları olmamasına rağmen),
“Reklâmını yaparız, kimlere göndereceksin? Planın nedir?” diye soruyordu profesyonel yaklaşan tanıdıkları,
“İnşallah 1.000.000’lar satar” diyordu matematiği epey zayıf olan iyi kalpli yandaşları,
“Bu sefer olmazsa moralini bozma bir dahaki sefere olur” diyordu bazıları,
“BENİM SAYEMDE DEĞİL, BENİM ARACILIĞIMLA YAZDIN BU KİTABI. ŞİMDİ SİLKELEN VE DAHA FAZLA OKU! OKU! OKU! VE DAHA FAZLA YAZ! YAZ! YAZ!” diyor Tanrısı!
Kim hayatına giren kadınları ve erkekleri Kaynakça olarak yazar ki?
Kim yıllardır Önsöz diye bildiğimiz metni Tez olarak görür ki?
Hangi yazar kendi kitabının satış şansını “KEŞKE KADINLARIN DEĞİL DE ERKEKLERİN BAŞUCUNDA DURSA!” diyerek aza indirgemek isteyebilir ki?
Çisel Onat; herkese verebilecek bir cevabı olduğunu ama susması gereken yeri de iyi biliyor. Dilinin bağını kalemle çözüyor. Okuduğunuz üzere herkes bir şeyler soruyor, bir şeyler söylüyor. Bunca sözün yer kapladığı bir hayatta en sevdiği işi yapıyor. O sadece yazıyor!
“Ne kadar zamanda yazdınız bu kitabı?” sorusuna verdiği cevap “27 sene + 1,5 ay” oluyor.
“Neden yazdınız?” sorusunu soran kadınlara “Gülümseyin diye!”, erkeklere ise “Düşünün ve gerekirse üzülün diye” cevabını veriyor!
Çisel Onat;
Cesur mu?
-Risk alıyor sadece!
Güçlü mü?
-Çok nadir eğiliyor!
İnançlı mı?
- Allah’a inanıyor!
Politik mi?
-Partilere değil sadece ATATÜRK’e inanıyor!
Hüzünlü mü?
-Gerçekten üzülebiliyor sadece!
Neşeli mi?
-Gerçek kahkahalar atabiliyor sadece!
Sinirli mi?
-Bir hayatı, bir hayali, yılları yıkıp geçebilecek kadar.
Sabırlı mı?
-Bir hayatı, bir hayali, yılları yıkmamak için fazlasıyla!
Umutlu mu?
-Eğer bu satıra kadar okuduysanız EVET!
Hırslı mı?
-Bu bülteni sonuna kadar okumanızı sağlayacak kadar, EVET!
Bu hikâyede anlatılan bu hayatta yaşanabilen kadardır. Fazlasını bekliyorsanız fazlasını yaşayıp ona anlatmalısınız. Kahraman olmanız için Çisel Onat’ın yazmaya devam etmesini dilemeniz yetecektir çünkü bir gün sizi anlatan bir cümlesi mutlaka olacaktır!
“Sözler hep boş... Duyulanlar masal...
Herkes kahraman olmanın derdinde...
Masal bu ya, yazan yazar ama kahramanlar elbette sadece yazılan kadarını yaşamazlar...
Yazar, geriye kalanları ileriye kalan hikâyelerde yazar...
Muhakkak ki “nokta” kural gereğidir ve virgül “nokta” kuralının ihlalidir!
Öyleyse bundan sonrası için ,,,,,,,,,,,,,
Saygılarımla
ÇiselOnat©
’07 İstanbul”