Gri Ankara Billûr Çay(Bir Buğulu Çay Sohbeti)
Ankara’da kapalı bir hava, günlerden Pazar. Ankara’nın gri tebessümleri aşinamız olalı, yadırgamaz olduk böyle havaları. Alışkanlığın yaman bir hoca olduğunu söyleyenler haklıymış demek. Size, Ankara’da alışkanlık yapan şehirlerden desem, nasıl karşılayacağınızı bilemesem de bunu söylüyorum. Ben, işim ve eşim icabı Ankaralı olanlardanım. Doğduğumuz yer Mersin olsa da doyduğumuz yer hasebiyle Ankaralıyız. Ankara’ya da yirmi küsür yıldır alıştım. Artık başka kentlerle ünsiyet edemem sanıyorum.
Bilindiği üzere Ankara, Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri; bir bürokrasi şehri hüviyetinde. Kapalı havalar Ankara’nın bürokrat yüzünü daha da belirginleştiriyor. Bulunduğunuz mekan sıkıcılaşıyor. Ben de bu durumdan nasibimi alıyorum; ancak bu sıkıcı havada, aklıma gelen bir reklam havayı yumuşatıyor. “Ankara Ankara adı güzel Ankara,tadı güzel Ankara.”diye çınlıyor kulaklarımda. Ankara gazozu içtiğim günler canlanıyor gözümde gevşiyorum. Demek biraz nostalji iyi geliyor sıkıcılığa…
Ama, soğuk havalarda soğuk içecek pek de iç açıcı olmaz. Ankara’nın griliğini berraklaştıracak tek içecek olsa olsa buğu buğu tüten bir bardak çaydır. Bu havada, evden çıkmayı da göze alamazsak; yapacağımız derhal çaydanlığı ocağa koymak olmalı. Çay kaynarken kitapların arasından bizi en çok saranlardan birini elimize almak mutlaka gereklidir. Tür konusunda sınırlama yok. Öykü, roman, şiir, deneme tercih size kalmış.
Harflerle sözcüklerle yeni bir dünyanın kapısını aralarken çayımız da hazırdır artık. Şimdi bir yandan kitapla yolculuk ederken bir yandan da çay denilen huzur sükûn menbaını yudumlamya başlamalı.
Tam da bu an çayın berraklığı, Ankara’nın griliğini siler, harflerin ve sözcüklerin albenisi belirginleşir. Okumak yazmak bağlamında bir buğulu çay sohbeti başlar. Ankara’nın üşüyen yanları ısınır içinizde. Hayatı seversiniz. Gözleriniz ışıl ışıldır…
Ankara,08.01.2012 İ.K