- 519 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GİDEN SEVGİLİNİN ARDINDAN
Hani bazı anlar gelir ya çıkmaz yola girer insan, çıkış yolu arasa da nafile… Hele bir de fırtınalıysa düşünceleri ve yağmurluysa bakışları, yüreği buz üstündeyse... Kaymamak için boşluklarından tutunmaya çalışır hayatın. O boşluklarda kaybolduğunu bilmeyerek… Sevgiliyi beklerken, beklenen gelip de çıkmayınca, üç beş eskimiş sevda sözü düğümlenir boğazına, kalbi hıçkırıklara boğulur, damarlarında dolaşan kan, kan değil zehir sanki. Geçen her saniye zehirlenir; lakin onu iyileştirecek panzehir yine zehirleyen o sevgilidedir… Tutuşup yanarken ardından, alamaz kendini nafile telaşlardan. Pervanenin mum ışığına kendini bırakması gibi. Hayatın ellerine bırakır kendini. Oysa hayatta mum gibi eriyip bitmekte. Zaman mum ateşi gibi içine düşenleri perişan etmekte. İlaç mıdır zamanla sevgiliyi unutmak, yoksa yıllarca cevaplar arayarak sorulara, pişmanlık duyarak geçmişten yorulmak mıdır ilaç olan? Onsuz yaşayamam denilen şeylerle yaşamaya alışmak gerek; çünkü en görünmez boşlukları onlar oluşturuyor. Gittiklerinde anlaşılır, doldurduklarını sandığımız yerler aslında hep boştu…
Göksun ÖZÇELİK & Mehmet Demirci
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.