- 3552 Okunma
- 27 Yorum
- 0 Beğeni
Çocukluk Anılarım...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Tatilde Köye Gidiyorum...
İlkokul üçüncü sınıftaydım, yaz tatiline çok az kalmışdı. Babam akşam eve geldiğinde, tatilde bizi köye yolluyacağını söylemişdi. Çok küçükken gitmiştim köye, hayal meyal aklımda bir şeyler kalmış ama hepsi bulanık bir rüya gibiydi. Amcamın kızı evlenirken, gelinlik yerine işlemeli bir yöresel elbise giydirip başına kırmızı bir şey örttüler. Birde sedire çıkardılar orada ayakta duruyordu. Bende gelin olacağım deyip ağladığımı ve başıma kırmızı bir şey örtüp benide onun yanına çıkarttıklarını hatırlıyorum.
Acayip bir heyecan sardı, okuduğumuz kitaplarda köyler çok güzel resmedilmişdi. Acaba bizim köy nasıldı? Nasıl bir tatil olacaktı merak ediyordum. Hayallerimde köyümüzü canlandırıyordum. Sorularımın sonu yoktu, annem çok konuşmayı seven biri değildi. Gidince görürsün diyordu sadece. Nasılsa az kalmıştı, gideceğimiz günün gelmesini sabırla, yok yok yalan sabırsızlıkla bekliyordum.
Sonunda o gün geldi. Önce Lüleburgaz’ dan istanbul’a geldik. Babam bizi trene bindirdi. Bir ufak oda, koltuklar yatak oluyormuş. Yukarda bir yatak var açılınca ranza oluyor. Cam kenarında ufak bir masa, üstelik o da açılıp kapanıyor. Babam tek tek tarif ediyordu bize. Ben hiç dinlemiyordum. Etrafımı keşfetmeye çalışıyordum kendimce. Bir an önce tren haraket etsin istiyorum. O ufacık oda bize aitmiş. Babam bizi yerleştirip kendi geri dönecek, izine çıkınca o da gelecek köye. İstanbul Sarıkamış arası üç gün üç gece sürüyormuş. Amma uzun haaaaa, nasıl geçecek şimdi diye düşünüyorum. Annem börek, köfte, patates, yumurta, peynir ve bizi oyalamak için biraz şeker, çikolata almışdı yanına. Yani yolluk yapmışdı. Babam trenden inince hareket ettik sonunda.Başlamıştı yolculuğumuz. Cam kenarını seçtik kardeşimle masada önümüzde dışarıyı seyre başladık.
Geveze bir kızım heralde birazda meraklı, soruyorum anneme gördüğüm herşeyi. Sonunda kızdı annem, yorulmuştu bana cevap vermekten. Yada artık onun da bilmediği yerlere gelmiştik belkide kimbilir. İyi ki yanıma hikaye kitapları almışım. Biraz onları okudum uykum geldi uyumuşum. Uyumadan önce tren sesini bilirsiniz çuf çuf çuf bu seste nasıl uyunur diyede düşünmedim değil hani. Öyle bir uyumuşum ki sesleri duymadım bile, uyandığımda sabahtı. Oleyyyyyyyy ne güzel bir gün bitmişti. Annemin hazırladığı yollukları çıkardık afiyetle yedik. Trenin durduğu garlarda seyyar satıcılar geziyor, çat kapı açıyorlar, annem söylenmeye başlıyor, yolluyor hemen adamı. Tadı nasıl bilemem ama güzel şeyler satıyorlar. Aslında aramızda kalsın annem biraz da korkak. Neyse yolculuk devam ediyor tüm hızıyla, en güzelide tünellerden geçerken her taraf karanlık oluyorya, kardeşimle yeni bir oyun keşfettik. Tünelden çıktığımızda yer değişirtirmiş oluyoruz. Kim önce bulursa o kazanıyor, ardından bol kahkahalar geliyor. Annem her seferinde bizi uyarıyor, sessiz olalım diye. Birde wc sorunu var kompartımanın dışında, biz onuda oyun haline getirdik kardeşimle sırf dışarı çıkabilmek için, sık sık wc ye gidiyoruz. Koridorda da bir sürü insan var çocuklarda kovalamaca oynuyorlar. Şu annemde bize izin verse ne olur sanki, bizde koşsak, yok olmaz alıp odaya kapıyıda sıkı sıkı kapatacak illa.
Trendeki yolculuğun son günü artık Sarıkamışta ineceğiz. Dedem yani annemin babası karşılayacakmış bizi. Yine cam kenarındayız kardeşimle, öyle güzelki manzara ağaçlar, çiçekler, kuzular inekler, tarlada çalışan insanlar, dağların tepeleri hala karlı, görüntü harika. Herşeye bir şey bulup yine basıyoruz kahkahayı. Annemse bir yandan eşyaları topluyor. Sözde yolumuz az kalmış, nasıl az kalmışsa git git bitmiyor. Bizde çok sıkıldık artık, okunacak kitap, oynayacak oyun kalmadı. Bu arada yollukda bitti.
Sonunda Sarıkamış garına geldik. Dedem bizi bekliyor, oyyyyyyy nasıl özlemişim kırbaşını ( 20 yaşından sonra kırlaşmış saçları o yüzden lakabı kırbaş , aynı zamanda gaziydi rahmetli ) ve kocaman göbeğini. Sarıp sarmalıyor bizi, hasret gideriyoruz öpme sesleri havada yankılanıyor. Faytona biniyoruz hep birlikte çıkıyoruz yola. Üç günlük tren yolculuğundan sonra açık havada yolculuk etmek çok iyi geldi. Eve vardığımızda şaşkınım, gözlerim faltaşı gibi açılmış bakıyorum. Dedemin evi iki katlı ( şimdinin dublex evlerinden değil ama benziyor, içten merdivenli ) Evin arkası Sarıkamış ormanı, alabildiğine uzun ağaçlar ve uçsuz bucaksız, her tonda bir yeşil deryası. Ön tarafında bir dere geçiyor, içinde ördekler, kazlar yüzüyor, derenin öbür yakası askeriyeymiş. Bilenler bilir belkide, bilmeyenlerin gözünde canlandırabildim mi bilmiyorum. Bize okulda anlattıkları, resimlerde gördüğüm bir köydü, canlı olunca dahada güzeldi.
Haaaaaaaa birde hiç tanımadığım bir hayvanı öğrendim orada. İneğe benziyor, lakin o siyah ve çok büyük adı camışmış. Dedemin evinde kaldığımız sürece her şey çok güzel, bizi gezdiriyorlar, her gün bir hayvan kesiyorlar akşama pişiyor bizde afiyetle yiyoruz. Anneannem ( Allah rahmet eylesin ) ona anneanne dememizi çok seviyormuş meğer. Ama biz orda alıştık ebe diyorlar diye bizde başladık ebe demeye. O kızdıkça bize, bizde inadına ebe dedik durduk.Anneanneye ebe, halaya bibi, teyzeye eze, amcayada emmi diyorlardı, ilk günler farklı gelsede bizde alıştık artık.
Dedemin yanından çalışanları çok, annemin köyünde hiç bir şeyden haberim olmadı gezdim, yedim içtim. Hayvanlarıda sadece sevdim. Yani anlayacağınız köyün güzel yönlerini gördüm ve yaşadım. On beş gün sonra amcam gelecek bizi babamın köyüne götürcekmiş.
Bir of çekiyorum, buraya daha yeni alışmıştık , sevmiştim. Şimdi yeni bir merak konum vardı, babamın köyü nasıldı acaba ?
07.01.2011______________Seher_Yeli
YORUMLAR
Sarıkamış
Dörtyan şimdi karakış
İstemedi gidenler
Ne aferin ne alkış
Hepsi ayrı cepheden
Dönmüştüler önceden
Getirdi kara tren
Kar yağarken inceden
H.Y
Çok duyarak okudum ve yürekten kutladım...Selam,saygı...
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Evet bubölümü okuyuca aladım...
Her neyse güzel bir anı...Köy yaşamı..
Doğuda geçen çocukluk yıllarım aklıma geldİ.Y aşam zor olamasına kerşın dostluk güzeldi..
Güzel anlatım..kutladım selamlar
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Bu akşamda Çokçukluk Anılarım 2 yi astım. Okursanız sevinirim. Sevgilerimle...
BEN 12 YAŞINA KADAR KÖYDE YAŞADIM..ÇOK ÇOK ÖZLÜYORUM O GÜNLERİ..ZATEN RESİM BİLE BANA YETTİ..SİZİ CANI GÖNÜLDEN KUTLUYORUM.DOST SAYGILARIMLA..
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Saygılarımla...
Benim çoçukluğum da hep köyde geçti.
Bende şehirden gelen sizin gibi misafir çoçukların yerinde olmak isterdim.
Onların yaramazlıklarına mı desem şımarıklıklarına mı desem hep göz yumulurdu.
Çünkü misafirdiler.Ve elbiseleri yeni,ayakkabıları kara lastik değildi.
Bizde çıktık köyden şehirde okuduk.Dönünce aynı muameleyi görürüz diye beklerken gece vardığımız evimizden sabah elinde çubuğu,sırtında azık torbasıyla çoban olarak çıktık.
Çoçukluğumdan aklımda kalanlardan bazıları böyle benim de.
Fırsat bulduğunda hemen koş köyüne az da olsa yaşa orada.
Çünkü orada hayat var,bitmek üzere olsada.
Güzel bir yazı ve anıydı.
Tebrikler.
SAYGILARIMLA.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Saygılarımla...
köy hayatını bilmiyoruz ama köyllülerin biz şehirlilerin efendisi olduğunu çok iyi biliyoruz(.
çocukken şehirden ananemlere giderdik.
kara bir tren hatırlıyorum.çuf çuf diye gürleyen bir ses sonra. ve başımı kocaman camdan dışarı çıkarıp uzun saçlarımı rüzgara salışım...çocukluk çok başka bir duygu. o gün yüzümü öpen rüzgarın kokusu dahi hala aklımda.
ve zevki bu gün esen lodostan çok çok başka.
her şey çocuklukta güzel
hep çocuk kalabilseydik ne var....
kutluyorum.çok sevgimle
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Buna rağmen havası suyu bambaşka, imkan olsaydıda çocuk kalabilseydik:((((
Çok teşekkür ediyorum.Sevgilerimle...
Tebrikler seher yelim, başarılarının devamını diliyorum. Yazınla bende oradaydım sanki.Sevgilerrrr
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Köyünüze bizi de çağırdığınız gezdirdiğiniz için teşekkür ederim saygılarımla.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
bizi bu köyü gezdiren kaleme teşekkür ederlen güzel yazı içinde ayrıca kutlarım..
saygılarımla.....
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Çocukluk anıları, nasıl da insanın hafızasına kazınıyor ve
çıkmıyor oradan değil mi? Her daim taptaze...
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
aaaaay çok güzeldi......................yaşıyarak his eder kaleminin güzeliği ile çocukluk anınıza bir demet kırçiceği bıraktım arkadaşım
yüreğinize saglık kaleminiz varolsun
saygılarımla
zaralıcan
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
anılarınızı paylaşımınız çok güzeldi...
köy gibisi varmı değil mi?..
sevgiler..
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Sarıkamışı orada şehit olan askerlerimizle ve halamın oğlunun askerlik anılarının geçtiği yer olarak bilirim.Önüme o bildiğimiz güzel ,yeşillik, önünden dere geçen ve sevimli bir anneannenin
yaşadığı bir yer olarak anlattın gelinciğim. Oraya sanki bende gitmiş gibi oldum.
Benim dedemin doğduğu köye hiç gitmedim ama annem ve kardeşim gittiler bir amca kızının düğününe. Ben de onu onlardan duyduğum kadarıyla öyküleştirmiştim.Deftere de yazarım inşaallah.Bizim köy kızılcahamamın bir dağ köyü adı yağlıca..
seni sevgiyle kutluyorum, selâmlar, iyi günler..
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Senin öykünüde sabırsızlıkla bekliyorum.:)))
Beşeri Aşkların Şairi
Beşeri Aşkların Şairi
glenay
Bahsettiğim öyküyü bugün yazmayacağım. Başka bir öykü yazıyordum
tam sonunda, anlamadığım bir nedenle ilk bölümüne geçtim.
Yazdığım silindi. Artık gece yazmayı düşünüyorum..
Selâm ve sevgilerimi gönderiyorum, hoşçakal gelinciğim..
Okumayı daha yeni bitirdim her satırında bir gözyaşı döktüm inan ki bir yaş damlası daha yanağımın üstünde yüreğine sağlık çok muhteşem bir anı olmuş tebrik ederim saygılar
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Sarikamis.......Tarihimizde Yasanilan Olaylardan Dolayi
Burnumuzun Diregi Sizlasada....
Seher Yeli Gibi Bir Kalem Cikardigi icin Bagrindan
Hem Siz... Hem Biz... Doyasiya Sevinmeliyiz
Siir Yürekli....
Kaleminiz Daim Olsun... Tebrikler