- 804 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İlkkez sevgili
Sevgilim;
Bir başka sevdim seni, başka-la-rı gibi değil.
Sevinçlerin tiryakisiyim gibi gözlerime sis getirme, sevda yansıtma. Nede olsa öksüzüm ben. Sevgiliden doğmuş piç yalnızlığımı kaç sürtüğün emzirmesine izin verdim yinede kimseyi senin gibi sevmedim. Benim için geldiysen, hoş geldin aşk...
Günlerden tanışma, sabah güneş salkım saçak, sokakları adımlıyorum adına, adına körfezden buz saçlı rüzgârlar yosun kokusu savuruyordu. Deniz telaşlı, kırılgan göz kırpmaları derinlemesine yaşanacak ve ulaklar yayılacaktı dört bir yana. Yazın, karmakarışık duygularının sıcaklığı kalbimizin rapsodisine eksik kalıyordu. Yer çekimi bile o gün çekimser kaldı, günlerden tanışma, sevinç yakıştı gözlerimize.
Sen kumral umutlarınla geldin. Suskun, sebepsiz kalmış yıkık ellerine uzandım, silik geçmişime yardım dilendim. Sen beni dilendin. Dudaklarına sadakat çöktü, tuttum öptüm. O an istiklalin ortasında kırmızı rujlu kız sevgilisini öptü, ağlayan çocuğun elinden tuttu anne, uyudu kaldı bir bebek ninnisinin sözleri. Uyuya kaldı dünya, es kaldık dünyaya. Kader kaleminden ruhum damladı ruhunun ışığına, silindik karanlıktan. Yazgı benim seni sevişim, tesadüf senin bana gelişin.
Konuştun, adıma sürçtü sesin, yankıları cennetime ulaştı. Çınladı beş duyumun algıları, bağlandı senin saklına ezelde soyut, ebette somut.
Uykusuz beklentilerim oldu, hiç biri senin kadar değer kılmadı hayatı, ilkkez oturduğumuzda ayna karşısında nü dilimizle anlattık anlatılamayanları.
Şizofren vapurların sayıklamalarını taklit ettim, mahirdim. Gittim hürriyetinden, sonra döndüm. Her dönüşüm kendini bıraktı kollarına, susamıştım.
Pazarında ederine rastlamadım aşıkın. Ben takas yaptım, ağzı bozuk çingeneye adını verdim, sevme dedi ben sevdim. O adını verdi, hoş geldin aşk dedim.
Gülüşün şehrin panolarında asıldı, tüm kenti baştan sona dolaştım milyon kere güldün bana, ben milyon kere ağladım mutlu, tarifsiz kaskatı duraksamalarım oldu.
Hikâye başladı biz satır aralarına yürüdük, peşimizden geldi ulaşılmaz bildiklerimiz.
Sen sevgini sakınmadın gözünü kırpmadan verdin, cesaretin ne büyük.
Sen kumral yalnızlığınla geldin. Geçmişine ağlayarak büyüledin. Razıydım sevdim, kestirmeden sonunu. Gözlerine masumiyet takıldı. Tuttum öptüm. Direnişte öğrencinin sol eli kalktı gökyüzüne, otobüsler hareket etti garlardan, Galatada ekmek arasına daldı balık.
Acemi kuşların mevsimiydi. Çiçeklerin şiirlerde yerini almadığı, özgür bulut sağanaklarında ıslanmış kadar çıplak görünüyor ve iliklerimize kadar sevişiyorduk. Sarmaşık karmaşıklığına düşmüş, büyülü yaprakların lisanında tutkulu günleri paylaşıyorken suretinde dirildi asaletin cesedi. Arzu tenimizi esir almış, aynı hayalin sarhoşluğu ve başımın dönmesinde kalışım.
Tınısını duydum bana vuran yüreğinin. İksirli teninin kıvrımlarına büktüm kendimi, çoğul olmak terk etti mecramızı bütünleştik. Aynı gölgenin içine sığdırdık seslerini sevinçli sabahların. Pencereye aynı gözle bakıp “günaydın” dedik kendimize. Serçelerin haberi oldu sindi gecenin gözleri pencerenin camlarına, kuşlar yıldız kaldı gökyüzünde. Sarıldık bilinçaltı kalp vurgulu sevinçlere. Ecelin işidir ayırmak ruhu tenden.
Sevgilim;
Bir seni sevdim, biri-leri-ni sevmedim.
AsevimLİ