VE GÖKTEN ÜÇ ELMA DÜŞER
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
… Bir masalım var bu gece sizlere…
Bir varmış bir yokmuş… Çok da evvel olmayan zamanın birinde bir ülke varmış ÜÇ tarafı denizlerle çevrili… İnsanlar mutlu mesut yaşarlarmış bu ülkede… Bir de Ataları varmış bu insanların… Ne demiş Atalarımız zamanında der başka laf etmezlermiş…
Ne demiş atalarımız zamanında: AT-AVRAT-SİLAH
Belki de bu yüzdenmiş hep geriden gelişleri…
Sonra zaman geçmiş, işler değişmiş… Bağımsızlık derdine düşer olmuş insanlar… VATAN-MİLLET-SAKARYA derler, başka bir şey demezlermiş artık…
Daha da geçmiş zaman, yozlaşmış insanlar ve MAFYA-DEVLET-POLİS üçlüsü takılmış bu sefer dillere…
Soyup soğana çevirmişler ülkeyi… Olan vatandaşa olmuş yine…
İşler kötüye gider olmuş iyice… Vatandaşın sofrasında kalansa sadece KARPUZ-PEYNİR-EKMEK’ miş… Onu bulamayanlar DOMATES-BİBER-PATLICAN ile idare eder olmuşlar… RAKI-BEYAZ PEYNİR-KAVUN ‘a hasret kalan vatandaş BİRA-ÇEREZ-SİGARA’ ya şükreder olmuş…
Devletten beklenen sadece YOL-SU-ELEKTRİK değilmiş de kimse anlatamamış bunu büyüklerimize…
Hadi diyelim ki bulmuş bu vatandaş devletten yolu, öğrenmiş DEBRİYAJ-FREN-GAZ’ı ve almış ehliyeti… Arabasına da bindi gidiyor MAZHAR-FUAT-ÖZKAN dinleyerek… Aman o da ne? Benzin bitmiş birden… Çek arabayı bir benzin istasyonuna hemen.
Soru hep aynıymış:
—NORMAL-SÜPER-KURŞUNSUZ, hangisinden doldurayım abi?
Para mı varmış ki benzin alsın bu vatandaş…
Ne demiş NAPOLYON: PARA PARA PARA
Parasız olmuyormuş bu dünyada…
Ne yapsın bu insanlar? Her şey paraymış o yüzyılda… Hasta olur, doktora gidermiş vatandaş, KULAK-BURUN-BOĞAZ’cı para istermiş… Çaresizce “Hanım evde NANE-IHLAMUR-ADAÇAYI yapar nasıl olsa” diyip evin yolunu tutarmış tekrardan…
Eve gelince sorunlar biter zannetme sakın. Bitmezmiş asla… Belki parasızlıktan İÇKİ-KUMAR-KADIN gibi kötü alışkanlıkları yokmuş vatandaşın ama dedik ya bir kere para yokmuş diye, bu yüzden bitip tükenmezmiş sorunlar… Hep şikâyetçiymiş evin hanımı. Eşyaları bile yokmuş evlerinde. Birer tane YATAK-YORGAN-YASTIK… O kadar…
Vatandaş çaresiz tabi… Artık İNGİLİZ-FRANSIZ-TEMEL üçlemesi bile güldüremez olmuş vatandaşı… Bir umut şans oyunlarına vermiş kendini belki çıkar diyerekten… SAYISAL LOTO-MİLLİ PİYANGO-İDDİA… Hiçbirinden sonuç alamamış da 1.ÇİNKO-2.ÇİNKO-TOMBALA’ ya bile razı olacakmış sonunda… Ama nerde… Şans kuşu bile uğramaz olmuş artık evlere…
Ne yapsın bu vatandaş? Yıllarca okuduğu İLKÖĞRETİM-LİSE-ÜNİVERSİTE hayatı bir işe yaramıyormuş artık… Matematikteki X-Y-Z üçlüsü, edebiyattaki GİRİŞ-GELİŞME-SONUÇ üçlüsü ve hatta geometrideki 30–60–90 birlikteliği bile sorunları çözmeye yetmiyormuş bir türlü. FİZİK-KİMYA-BİYOLOJİ bu vatandaşın nasıl geçindiğini çözemediğinden çoktan pes etmiş zaten…
Tek çare kalmış geriye kurtulmak için… Kalkmış vatandaş ayağa, almış deden kalma antika tüfeği ve sonuç FACİA…
GEZ-GÖZ-ARPACIK…
Önce ÜÇ çocukmuş kurşunlardan nasibini alan… Memnun olmayan çaresiz eşe düşense ÜÇ kurşun olmuş yine…
Ve dayanmış en sonunda tüfek vatandaşın başına…
Bizim masal burada bitse de insanların her gün yaşadıkları masal bir türlü son bulmak bilmiyormuş… Gökten ÜÇ elma düşmüş… Biri bana, biri sana, diğeri de vatandaşı bu hale getirenlerin kafasına…
...................
NOT: İtiraf ediyorum, bu gece kafaya takacak başka bir konu bulamadım. Hep ayrılmaz üçlülerle dolu bir hayat geçirmişiz hayatımız boyunca… Yazıya başlarken maksadım bu üçlüler üzerinde durmaktı ama nasıl oldu da konu memleket meselesi haline geldi ben de anlamadım… Belki de ana haber bültenlerini izlememeliyim bundan sonra…
Şimdi ister okuyun bu yazıyı, KES-KOPYALA-YAPIŞTIR ile saklayın, ister CTRL-ALT-DEL yapıp yokmuş gibi davranın…
Pelin Ö.
06.01.2008
00:30
YORUMLAR
öncelikle kutlarım... ve derim ki haklısınız...biz toplum olarak birey yetiştirmedik ki koloniyle yaşıyoruz acımızı da sevincimizi olgunlaştıramadık yani yaş verirsek daha yeni yetme...insanımız okumayınca televizyonun reyting uslubu ile büyüyor ve düşünüyor yetiştiriyor hala...sosyolojisi bu kadar hasta toplum da azdır bizi bitiren politikaya tüm yanlışlara rağmen onlara sarılmamız da --daha garip--...yazınızı tekrar kutlarım .....
Bu yazı yokmuş gibi davranılacak bir yazı değil sevgili Pelin
Bence gözüne gözüne sokulmalı birilerinin.
Herkesin bildiği konuları öyle güzel ve farklı anlatmışsın ki ; gençlerin bu tür enerji dolu yazılar yazıp, dünya güzeli bakış açılarıyla ortamı renklendirmeli.İyi şeyler yapan gençlerin olduğunu bilmek yaşadığı dünyaya duyarsız kalmadıklarını görmek en büyük mutluluk.
Yazılarının hayranı ve birinci takipçisiyim.
cam güzeli tarafından 1/7/2008 3:16:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu gencecik kardeşim,aşk romanları okuyabilmeliydi,bu yaşında.Aşk şarkıları dinleyip,mutluluktan dans edebilmeliydi düşlerinde.Gelecek için umutları aydınlık olmalıydı.Bu ülkenin gençliği ve çocukları,bu karanlık düşleri asla hak etmediler.
Bu ülkeyi,bu hale getirenlere lanet olsun...
Ayrıca bu genç kardeşimizin,bu yaşında ülke gerçeklerini görebilmesi ne kadar güzelse,ülkenin durumunun da ne kadar kötüye gittiğinin kanıtı oluyor.
Dilerim bu pırıl pırıl gençler,yok etsinler bu ülkenin karanlığını..
ah sevgili pelin,
yazını okudum ve ah çekiyorum işte şöyle bir yüzeysel,
masalların sonu mutlu biterdi be pelin?
artık çocuklarımıza anlatacak masallarımız da kalmamış sonu mutlu biten, benimde kafama bu takıldı yazını okuyunca,
en iyisi biz çocuk kalalım
ve çocuk vermeyelim bu zavallı dünyaya ne dersin?
insan neslini tüketsek dünya daha güzel olmaz mı ?
zekice işlemişsin,
tebrikler ,
sevgiyle kal...
vandi..
bunlar daha iyi günlerimiz de diyebiliriz...
ayrıca haberleri izlemeyi ihmal etme...
okul konusuna gelince, ömrümüzün yarısı okullarla,kurslarla geçiyor ama elimize hiç birşey geçmiyor...biz dershaneleri kalkındırıyoruz sadece...
sana bi yazı konusu daha çıktı;)
sağlıcakla kalasın...
kutsal mavi tarafından 1/7/2008 1:06:10 AM zamanında düzenlenmiştir.