- 855 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Deli Halil
Gittiğim köy şehirden çok ırak üç gün yaya yürünürde anca görünür durak.
Bilirsiniz hep benzer olmaz insan bakan göz görür.Duyan kulak duyar yeter ki bulunsun zaman.
Öykümüz o köyde başlar bir ciyak sesle.Sürer de sürer yarış eder.Nasıl geçtiğini bilmediğimiz zamanla.
İnsan oğlu bilinmez,kendinden biraz farklı olana deli der.Sebebi tartışmasız kabul edilir.Çoğunluktur sorulmaz.Belki de suçları ortaktır.Birbirlerine farkına varmadan yapıyorlar şantaj .Öyle ya normal insan realitedeki insan ve buna göre nelere uyan katlanan.Sen güldürecek hikayene dön çok konuşan.
Şimdi o uzak köyde deli Halil en çok duyulan öykü .Size de anlatayım dinlersiniz belki.
Halil üç yaşındayken babasının muska yazdığı kopya kalemi aşırmış sonra duvarları masaları mal stok edilen kasaları bir güzel karalamış şekiller çizmiş acayip işte o gün yemiş ilk dayağını ondan şimdi yüzünün bir yanı eğri.
Altısına gelmeden onu yaptılar çoban şimdi o bütün köyün koyunlarını güden.
Halil’i bir türlü kaval çalmak açmaz.Böyle olunca bir türlü zaman geçmez.Çare olarak cebindeki çakıyla ağanın ağaçlığına dalar.Tabi böylece babası da kendide yanar.Gözünün şaşılığı o gündendir.
Halil’in babası pılını pırtısını topladı.Tuttu şehir yolunu.Tanıdıklarının biri ne yapıp edip olmuştu zengin.Bir yer verdi onlara apartmanda ne çıkar olsun biraz yerden engin .Halil’in boyalara düşkünlüğü düşünülerek verildi boyacıya çırak .Gün geçti ustası dedi ki’ bu evi sen boya ev sahibi çok titizdir ya senin zevkine güveniyorum’ peki ustam dedi meraklanma
Halil renkleri karıştırdı karıştırdı.Renkleri bir güzel alıştırdı.Yeni yeni renkler türetti .
Biraz boya fazla gider ne çıkar.Ahh diye geçirdi içinden ben olmalıydım bu evde oturan.
Tam boyayı bitirmişti ki usta ile ev sahibi geldi.
Ama duvarları gördüklerinde yüzlerinde ki ifade neydi.Halil düşündü belki de çok beğenmişlerdi tepkileri buydu .Bir kaç dakika geçmedi
-Ney bu duvarlar renk renk alaca bulaca yamalı elbise gibi sen beni delirmek mi? İstiyorsun.v.s v.s bağırdı ne bulursa Halil’in kafasına indirdi. Başındaki dikiş izi o gündendir.
Yaşı hayli ilerlemişti ama ilkokul mecburi diye okula yazıldı.Tabi Halil’in canı bir güzel sıkıldı.Öyle ya köylerinde mecburi değildi .Yoksa orası torpilli miydi?
Ailesinin hayretleri içinde geçti sınıfını pekiyiyle.Adı değişmedi çıkmıştı bir kere deliye.Babası akrabasından öğrenmişti zengin olma yolunu para gelmeye başladı.Göremedi bu işin sonunu.
Bir gün babası Halil’i aldı karşısına
-ilkokulu bitirdin.Ben senin için çalışıyorum orta okulu liseyi hatta üniversiteyi okuyacaksın.Nasıl benim gibi adamın oğlu okumasın.
Halil geldi liseye her defterin her kitabın her sıranın üstüne resim çizdi.Bol bol uyuklayan coğrafya hocasının arkasına müdür beyin resmini çizince okul disiplin kurulunca önce bir güzel süzüldü.Bu arada kemikleri yeniden dizildi.Belindeki kamburluk o gündendir.
Okuldan sürülmedi yine de Halil’in dertleri bununla da kalmadı .Halil bir kıza aşık oldu
Kız çok güzel.Halil’in kalbi kabarır kalbi coşar.Halil aşkını anlatmak için kızın büyük bir resmini çizer.Altına iliştirir şairden birkaç dize .Kız boynuna sarılacaktır resmi görünce.
Evdeki hesap çarşıya uymaz.Çünkü kız bu kadar büyük resmi saklayacak yer bulmaz.Kızın beş tane abisi görünce durumu Halil seçse daha iyi ölümü.Ayaklarında ki aksaklık o gündendir.
Babası doldurdu üniversite tercih sırasını.Halil tıbbı kazanmış .Vay anasını.
Halil tıbbı da bitirdi ama çoğu zaman başı kazan.Hani şehirde hastane varmış .Doktur arayan.Orada çalıştı uzun zaman.Şimdi yok eski sevdasını hatırlatan bir damar.Bir eski hatıra neye yarar.
Bu böyle bir süre devam etmiş.O ameliyata kadar.O ameliyat bir çuval inciri berbat etmiş.
Bir gencecik hastanın yüreğine bir karmaşaya düşmüş kanayan yüreğini çizmeye kalkınca zor almışlar hastayı elinden.Hastayı kurtarmışlarda. Halil’in gözlerinde ki hüzün o gündendir.
? Mayıs 1980
Jale KESKİNKILIÇ
Aylardır bu öykümü arıyordum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.