- 1008 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİNİSLİLER- ARDAHAN ÖYKÜLERİ- 250
Burdan öteyi el etsem. Mendil sallasam.
Tebriz’e bir yol tapabilsem ve gitsem.
İnsan görmek ister; Tebriz’i merak ediyorum. Ardahana gelen Tebrizliler Binis köyündenmiş.
Kadir Abiye sormasam.
O söylerdi mi... ben sorardım mı? Bu hikayette kaynardı... geçer giderdi.
Yiterdi!
"Binisliler" araştırma isteyen konu.
Ben yazımla, konuyu hod-be-hod gün ışığına çıkarayım biran evvel dedim.
İlerde, ilerinin kuşakları daha iyi derler... desteler. DERDEST EDER-LER!
Ve bileceğim bir şey yoktu.
Binisliler ve konuya dair elimde aman aman bilgi yok.
Çok istekli olmak dışında namevcuttu herşey. Konuyla hemhallik tesis etmem biricik çıkar yolumdu.
Ben başladım... muvafakkiyet Allahtan!
Sanatta baş yöntem hissetmek değil mi?
Ozanlar demez miydi? Kudret mektebinde bu akşam hıfzettirdiler Arabiyi, Farisiyi!
Ozanlara nasip bu kudret mektebine gark olmak sanatın temel binası değil mi?
" Ey seni- beni yaradana kurban olduğum!"
Binislilerden nasibimize düşen buncağız ve geriyan çabalamak ve hissiyatımızla elimize avucumuza akacaklarınkiydi. Dalbudağ oy!
Bir deyin: Ben de ordaydım.
Allah koyanda! Konum-öteyi geçmiştik.
Beniydim ve ötekilerin hamısı... Binisten yola düzülmüş kervanla revan olmuşuz.
Esbab-ı hikmet sual edemeyeceğimizi teminatla beyan etmişiz.
Yolcuyuz. Yol yolak’a piyadeyiz. O’du ki onu bilin dediler.
Tebriz’e uzakta değiliz fakat çabuk çabuk... eysi mi biz Tebrizkapı diye birden Erzuruma rücah olak. Ardahana erce inerik hışım vuran gibi...
Titanlar’ın atları kaçtı torbaları düşmesin mi? Arpa saçıldı...
Allah elimden almasın! Nasıl işiydi?
Arpalar yeherinde Binisten geldik. Binise gelmemiştik estağfurullah!
Vara vara vardımda gardaş Ardahana... daaa!
Horasanın Anadoluya akışı Binisten hicret’i araştırmaya yöntem olmaz mıymış?
Yakın tarihte olagelmiş: Bu olay, yüzyıllarca bu merkezde cereyan etmiş olmayaydı?
Memet Işıklı, Akkoş Emi, Akkoş Eminin babası Abdullah Korkmaz, Karacalar: İsmail enişte, Hamit Karaca, Enver Karaca. Halil Başaran ve oğulları: Celil, Abdullah, Cemil.
Kimi Binisli... Kimi Binisi bilmez... idi!
Memet Eminin amcaları paniğe gelmiş yerleşmişlerdi.
Memet Emi Tifliste Öğretmen okulunda okuyordu. Onların ismini Kadir Abiden taptım: Baba Aktürk, Kurbani Aktürk Panik’e, Hüseyin Aktürk Beyrahatuna yerleşir.
Memet Işıklı Rus mektebi: Ali mekteb’te hem de Urusça okuyor... bitirer.
Ardahana düz geler. Öğretmenlik yapmer... Düken açer.
Tarih Felsefeciliği: Çağların aşkınlığında araştırma yapma bilimidir. İleriye müteallikte olur; araştırdığı konular maziye dönükte.
İran’dan Ardahan’a hicret bir vakıa. Hicret vakıatını Tarih Felsefesi marifetiyle bir vazıhata erdirilemez mi?
Horasan Yolu: Binisten çıkmışız ki olağan ve gayetle ayaklarımız yolları meleke ile addımlıyor. Otomobil sürücüleri gayri ihtiyar elalışkanlığıyla direksiyon çevirmez mi, aha o şekil. Ben derin düşünceyle bu yol, bu adet takriri çok kerreler yapılmışlığa yordum. O kanaate vardım. Gidiyoruz... dönmüşüzde. Az aklımı yoklamaya başlar başlamaz herşey biliyorum dairesine yuvaş yuvaş beliriyordu. Ve evet düşündüklerim sarihti. Kaç sefer gidilmiş dönülmüşse hepsi kayıtta dipkoçanıyla ortalıktaydı. Anaç kaz ölmüştü. Çuçullar ortalukta kalmıştı!
Nasıl çırıpın ediyor herif:
- Max Weber Posoflulara çalışkan demiştir. Yazın bunu buraya. Eliyle tuttuğu dalı kum üzerinde gezdirerek kayıt yazıyordu. Yerde tırnaklarıyla cırılmış bir çiz çizdi.
İkinci dünya harbinde Ruslar Max Weber sosyolojisini bildiklerinden Ahıskalıları harpte çalışkanlık isteyen ünitelerde değerlendirmiş ve harbi kazanmışlardı.
Kendisini yırtan herif bunu bize biliyor muyuz diye soruyormuş.
Hicret kolu Posoftan geçiyor. Şimdi deh düştüm. ve Max Weber’i bilmediğimi ve diğerlerinin bilmediğini, böylelikle bildikti.
BİLMİYOR MUSUNUZ!....
HE BİLMİYORUZ!
TAMAM BABA BİŞE YOK!
Güngör Odabaşı anlattı:
"- Memet Işıklıyla 46 yıl Demokrat Parti’de Adalet Partide çalıştık. Memet Emi Encümenlikte yaptı. Doğrudur. Belediye Toplantılarında Tifliste gözlediği kimi altyapı sistemlerini salık verdi. Yaratıcı fikirleri toplantılarda hep o sunardı. Kalenin yanındaki hamam da onun fikriydi. Şimdiki hamamı demiyorum. Memet Emi hastalanmıştı. Demirel Kars’a gelmişti. Ardahan ilçeydi. Evet o zaman... Karsta Demirel’in mitingine felçli olmasına karşın beni aradı illam gidelim diye. Gittik. Mitingte: Demirel: " HOŞ GELMİŞSİN IŞIKLI GEL KÜRSÜYE YANIMA. PARTİLİ DEDİĞİN IŞIKLI GİBİ OLUR." dedi. Kuruduk kaldık. Memet Emiyi nasıl bildi? Hasta olduğunu nerden bildi? Miting sonuna kadar yanından ayırmadı, Memet Emiyi."
Memet Emi Ragıp Gümüşpalayı Emek Palasta konuşturmuştu. Adalet Partinin ilk genel başkanıydı: Gümüşpala. Emek Palas’ı Memet Işıklı daha satmamıştı. Askeri ihaleleri almıştı. Nasıl olduysa darıktı Memet Emi aniden. İhalelerin şartlarına yetişemiyordu. Emek Palası sattı. Erdemelli Elo Emi dükkan’a gelir. Dükkanı satacakmışsın diyor. Memet Eminin başaratı bağlanıyor "evet" diyor. Elo Emi de ağzına bağlıyor ne diyorsa veriyor. Fazla diyor gene veriyor. Behleşiyorlar. Emek Palas o yana; para bu yana.
Memet Işıklı sosyal çalışmacılığı bu kertede takip edermiş. Sonunda iflas olsabile. Bildiği yabancı lisanlara gelince: Arapça, Farsça, Rusça idi. Kamu kuruluşları lisan tercümelerinde onu çağırırlardı. Yeminle tercüme ettirirlerdi. Lisan bilgisi ve yeme içme ilede Memet Emi Ardahan ekabirlerindendi. Şehir Kulübü bir dile gelse biz de dinlesekti!
Kafkas Otelin yanındaki o güzel taş ev onundur. Gülleriyle yaz aylarında ki o güzel ev onundur. Ardahanda ilk gülleri açan o evmiş derler. Yazları gül koklamak biz çocuklara armağan gibi gelirdi. İnce tahta püştemsi çitlerin arkasındaki toplardan gül... ya bir olardı ya iki... koparardık. Kokusu halen burnumda tüter nice Allah haktır ki öyle...
Namlıgözler Binislidir. Ardahan’ın önemli esnaflarındandır. Bir kısmı Gebzede ikamet ve iştigal etmektedir.
Binis nereyi, Gebze nereyi?
Karnın doyduğu yer derler... doğduğun yer demezler!
ADAM VAR ADAMLARIN NAKŞIDIR.
ADAM VAR İT ONDAN YAKŞIDIR.
Memet Işıklı bu lafla çok mesel getirirdi. Dükkanı gece açıktı.
KİMLER TANIMIŞTI. KİMLER GÖRMÜŞTÜ!
Ardahan ışıklı parlak devrini yaşıyordu. Kavurmalar hangi dükkana girsen kiloylan al. Vardı çünki babacan! Şimdiyse kavurma yok. Rizeliler kavururdu. Teşlerle tenekelere basırardı. Ne bereketti ulu tanrım?
O Ardahanın o dükkanlarından biri Işıklının dükkanıydı!
Üzerlik levhasını akşamdan asardı rahmetli Murat Abi.
Sabah siftahtan evvele üzerlikten eşiğe koyulmuş bir tek üzerlik tanesi yerden alınırdı. Levhaya takılırdı.
Bereket ve kazanç akşama... geceye... sürerdi.
En son kapanan dükkan o olurdu: Işıklının dükkanı.
Bekçiler kanyaklarını alırdı yavaştan...
Gazinolar son rakılarını... öğrenci evlerinde kalan öğrenciler nevalelerini...
Kavurmayla rakı ne giderdi ama!..
YAR Kİ KURBANIM HEY ARDAHAN!..
YALÇINER YILMAZ
08-01-2012
ARDAHAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.