- 498 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Hayatımızın Bileği Taşı; Zorluklar-II
Zor zamanlarda şeytan faaliyettedir. Ancak şeytan, istediği kadar eziyet etsin, vesvese versin; her an şuuru açık ve teyakkuzda tutmak onu zorlar. Şeytana karşı bilenmemiz gerekli. Allah’ın beğendiği davranış, ona yenik düşmemek. Zaten şeytan sadece çağırır, zorlayıcı gücü yok. Zorlanmadan gidiyorsak, sorun bizde demektir.
Sabır, zorluk zamanlarında Allah’ı hatırlamak, zorluğun ardından vereceği kolaylığı beklemektir. İsabet eden her zorluk, Allah’a yakınlaşmamıza vesile olacak ve gösterdiğimiz sabırdan zevk duyacak iken biz acı vereni seçiyor, tahammülsüz davranıyoruz. Olayları, batınındaki hayır ve hikmetle değerlendirmek yerine görünen yüzüyle değerlendiriyoruz
Zorluk geldiğinde, "başkaları varken neden ben" diyor, dünyada bulunuş amacımızın imtihan olduğunu unutuyoruz. Aczimizi görüp boyun eğmiyor, Allah’ın bizim için yarattığı kaderi beğenmiyor, O’na dayanıp-güvenmiyoruz
Oysa sabır ve tevekkül göstererek yaşanan zorluklar, dünyada ve ahirette güzellik olarak karşılık bulur. Her şeyin Allah’ın kontrolünde olmasına teslim olamamak insanın kendine yaptığı zulüm iken, inanan insan için nimettir. Kur’an kıssalarında, Allah’ın vahyi üzerine annesinin Hz. Musa (as)’ı nehre bıraktığı, Hz. İbrahim (as)’ın oğlu İsmail’i rüyasına binaen kurban etmeye kalktığı anlatılır. Ama çocuklarına duydukları sevgiye rağmen halisane teslim olup, emrolunduklarına itaat ettikleri için Allah, her ikisini de çocuklarına tekrar kavuşturur. Önemli olan, kimi zaman zorlasa da Allah’a tam itaattir, tam teslimiyettir. Teslim olduğunda, arkası aydınlık olan tüm kapıların açılacağını unutmamalı insan.
Süreç zorlu da olsa bir operasyonla görmeyen gözlerinin açılacağını öğrenen insan her acıyı göze alır. İnanan insan da aydınlığa kavuşacağını umut ederek yaşadığı tüm zorluk ve sıkıntılara sabır gösterir. Ve ne kadar fazla zorluk isabet ederse, Rabb’ine olan aşkını kanıtlayacağı fırsatlar da artar. Kaldı ki Allah üst üste zorluk yaşatmıyor. Kolaylıkların arasındadır zorluklar ve belirlenmiş olan zamanda son bulur.
Bitmeyen imtihan yoktur. Ancak bazen sarp yokuşlar hiç aşılamayacakmış gibi görünebilir. Yardım isteriz Allah’tan. O, dualara icabet edendir. Dua ederiz ki, icabet etsin. Kendi öngörümüzle olması imkansız gibi görünen her şeyi Allah, sonsuz gücüyle dilediği gibi ve dilerse sebepsiz yaratabilir. O, sebeplerden münezzehtir ve yarattığı hiçbir olay birbirine bağlı olmak zorunda değildir.
Her an bir bela gelebilir. Nedenini de haber verir Allah; tevbe etmemiz ve öğüt almamız için. Allah’ın maddi ve manevi zorluklar vermesi, gafletten kurtulmamız, O’nun dosdoğru yoluna girmemiz için verdiği mesajlar. Dünya hayatına hırsla bağlanmak yerine sonsuz yaşam için hazırlık yapmak gerektiğinin mesajları. Mesajları alabilmek için görünür sebeplerin arkasındaki hikmetleri anlamaya çalışmalı.
Allah hastalık verir; o, İlahi hediyedir. Böylelikle hep O’nu hatırlar, O’na daha yakın oluruz. Kolumuz kopsa bir şey olmaz; yeter ki kalbimiz tatmin olsun.
Zorluk zamanlarında insandaki aşk, sadakat ve vefa ortaya çıkar. Bu imtihanda hep iyi olanlar, hep güzel ahlaklı olanlar kazanır. Aklı başında, dürüst, kararlı, samimi insan zorluklardan asla etkilenmez, her zaman sadakatini sürdürür. Samimi inanan insan, Allah’a bir kez aşık olur, bir kez iman eder ve bir daha sonsuza kadar asla bırakmaz.
Dünya hayatının en zoru, ahiretin anahtarı. Ki biz Peygamberimiz (sav) gibi zulüm mü gördük, Hz. İbrahim (as) gibi ateşe mi atıldık, Hz. Yunus (as) gibi balığın karnında, Hz. Yusuf (as) gibi önce kuyuda ardından yıllarca zindanda mı kaldık, Hz. Eyyub (as) gibi hastalıklar mı sardı bizi, Hz. Musa (as) gibi Firavun’un zulmüne mi uğradık, Hz. İsa (as) gibi tuzaklar mı kuruldu bizim için?... İmtihansız bir hayat hiç çekilir bir şey mi? O zaman neden iman ettik? Yalvarırız Allah’a, “bana zorluk göster ki Sana olan sevgimi, inancımı, sadakatimi kanıtlayayım.”
Fuat Türker