- 639 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SOYKIRIM VE TÜRKİYE İLE FRANSA ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIK
SOYKIRIM
Soykırım 4 çeşittir. 1. Asimilasyon 2. Kitlesel katliam 4. Öldürme ya da kısırlaştırma yoluyla soykırım. 3. Kitlesel zorunlu göçtür.
1. Asimilasyon: Çoğunluk veya erk sahibinin baskısıyla, farklılık gösteren grupların, bunların kültür birikimleri ve kimliklerinin, baskın yapı içinde eriyerek yok olmasıdır.
2. Bir ırk ya da soyu katletmek yoluyla soykırım yapma.
3. Erkek çocukları öldürmek ya da çocukları toplayıp dinini değiştirip kısırlaştırmak, evlenme yasağı getirmek yoluyla soykırım yapma. Kur’an da örnek olarak Mısır’da Musa Aleyhisselamın kavmine Yahudilere yapılandır. Yine bazı devletler başka dinden çocukları toplayıp kısırlaştırıp dinlerini değiştirip evlenme yasağı getirerek bunu yapmıştır.
4. Zorunlu göçe tabi tutma yoluyla soykırım yapma.
İspanya Yahudileri zorunlu göçe zorlama yoluyla soykırım yapmıştır. Osmanlı devleti bu Yahudilerin bir kısmını Selanik, İstanbul gibi şehirlere yerleştirmiştir.
Fransa yukarda belirtilen hususların soykırım olduğunu kabul etmiş. Birleşmiş Milletler yasası olarak soykırım yapmamayı taahhüt etmiştir.
Uluslar arası Ceza Mahkemesi’nin Roma Statüsü’ne göre soykırımın tanımı 6. maddede yapılmaktadır. Bu maddeye göre soykırım, bir milletin, etnik, dini bir grubun veya bir ırkın tamamını veya bir bölümünü yok etmek amaçlı yapılan aşağıdaki davranışlardır:
(1) Grup üyelerini öldürmek;
(2) Grup üyelerine ciddi fiziki veya zihinsel zarar vermek;
(3) Grup üyelerini bilerek tamamen ya da kısmen fiziksel yok oluşa götürecek yaşam şartlarına tabi tutmak;
(4) Gruptaki doğumları kasıtlı olarak engellemek
(5) Grubun çocuklarını zorla başka bir gruba transfer etmek
• Birleşmiş Milletler’in 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne göre bir eylemin soykırım olarak nitelendirilebilmesi için, belirli bir insan topluluğunun; milliyeti, ırkı, etnik kökeni veya dini dolayısıyla yok edilmesi niyetinin bulunması gerekir.
Soykırımın gerçekleşmesi için bazı önköşulların olması gerekir. Öncelikle insan hayatına çok büyük bir değer vermeyen bir milli kültür olmalı. Üstün olduğu varsayılan bir ideolojiye sahip totaliter bir toplum da soykırıma yönelik hareketlerin önkoşullarındandır. Ayrıca baskın olan toplum potansiyel kurbanlarını daha az insani görmelidir: “paganlar”, “ilkeller”, “yontulmamış barbarlar”, “kafirler”, “yozlaşmışlar”, “dinsel sapkınlar”, “aşağı ırk”, “sınıf düşmanları”, “karşı devrimciler” ve benzeri. Tek başına bu koşullar faillerin soykırım yapması için yeterli değildir. Bunu yapmak için –yani soykırıma kalkışmak için- faillerin güçlü, merkezi bir otoriteye ve bürokratik örgütlenmeye olduğu gibi hastalıklı bireylere ve suçlulara da ihtiyacı vardır. Ayrıca faillerin kurbanlara yönelik bir karalama ve dehümanizasyon kampanyası yapması gerekir, bunlar genellikle yeni bir ideolojiye ve toplum modeline güven aşılamaya çalışan yeni devletler ya da yeni rejimlerdir. -M. Hassan Kakar.( M. Hassan Kakar, Afghanistan: The Soviet Invasion and the Afghan Response, 1979–1982, University of California Press, 1995.)
SOYKIRIM KONUSUNDA FRANSA VE TÜRKİYE ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIK
Ulusal meclislerin (parlamentoların )görevi neyin suç olduğunu, cezasının ne olduğunu yasa yapmak yoluyla belirlemektir. Fransa egemen bir devlet olduğunu zorunlu göç yani tehciri suç olarak gördüğünü Osmanlı Devleti’nin 1915 Ermeni tehcirinin soykırım olduğunu örnek olarak sunmaktadır.
Türkiye zorunlu göçe tabi tutmanın soykırım olmadığını, zorlayıcı sebepler olduğunda zorunlu göçe tabi tutmanın suç olamayacağını tam aksine özgürlük ve insan haklarına, Osmanlı Devlet yönetim tarz ve düşüncesine saygı göstermemek olarak kabul etmektedir.
Bu zorunlu göçe tabi tutmanın soykırım olup olamayacağı, 1915 Ermenileri zorunlu göçe tabi tutmanın zorunlu göç yoluyla soykırıma tabi tutulmaya örnek gösterilip gösterilemeyeceği İki devlet Türkiye ve Fransa arasında siyasi, ekonomik krize sebep olmuştur.
Fransa, İtalya, Almanya ve Türkiye Avrupa’da krallıksız parlamenter demokrasi ülkeleridir. Kültürel birlikteliğin ve ekonomik, siyasi, politik işbirliğinin üst düzeyde olduğu ülkelerdir. Anlaşmazlığın çözülememesi kültürel blok oluşturan devletlerin çözülmesi ekonomik, siyasi sorunları artıracaktır.
Fransa ve Türkiye arasındaki anlaşmazlığın çözülmesi insanlık erdemlerini yaşatacak insan haklarını güvence altına alacaktır.
Sarkozy Fransa’nın Cezayir’de yaptığı soykırımla alakalı kimse babasının suçuyla suçlanamaz derken; o da nesi ? Birden eline almış sözde soykırım tasarısını gelmesin mi?
Sayın Sarkozy: Soykırımın ne olduğunu bilmiyor. Baban onu çok iyi bilir. Babana sor, öğren. Cezayir’de ne yaptığını sana anlatsın.
Fransa Cumhurbaşkanı sayın Sarkozy, bu soykırımı bilmiyorsa, gitsin babası Pal Sarkozy’e sorsun. Babası Pal Sarkozy, 1940’larda Cezayir’deki Fransız lejyonunda askerlik yaptı. Eminim ki oğluna, Cezayir’deki Fransız katliamı hakkında söyleyecek çok sözü vardır.’
Recep Tayyip Erdoğan
SARKOZY’E HATIRLATMA
Başbakan Erdoğan, Sarkozy’e bir başka hususu daha hatırlatmak istediğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
’1492 yılından itibaren, yani 15’inci yüzyılın sonlarından itibaren binlerce Musevi aile, İspanya’dan engizisyondan kaçarken onlara Osmanlı devleti, yani bizim dedelerimiz kucak açtı. Bunu söylediğimizde bazı Museviler bundan rahatsız oluyor. ’Niye ikide bir bunları hatırlatıyorsun?’ diye... Tarih bilmiyorsunuz da onun için. Binlerce Musevi, Osmanlı topraklarına, Osmanlı’nın hoşgörüsüne sığındı. Yüzyıllar boyunca da Osmanlı Devleti’nin tebaası olarak sorunsuz şekilde hayat sürdü. İspanya’dan kaçıp Osmanlı’ya sığınan Museviler, bugün Yunanistan’da bulunan Selanik şehrine ve çevresine yerleştirildiler. Benedikt Malla, işte Osmanlı’nın sahip çıktığı, kucak açtığı bu Musevilerden biridir. Selanik Osmanlı idaresinden ayrıldıktan sonra 1904 yılında Fransa’ya göç etmek zorunda kalmıştır. Benedikt Malla, bugün Fransa’nın Cumhurbaşkanı olan Sayın Sarkozy’nin de dedesidir. Sayın Sarkozy, Türkiye’nin tarihinde soykırım bulamaz. Eğer Türkiye tarihine bakarsa, eğer kendi ailesine, kendi aile şeceresine şöyle bir derinliğine bakarsa, orada Türkiye’nin, Türklerin yardımından, hoşgörüsünden, şefkatinden başka hiçbir şey görmez ve göremez.’
Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’in, kendi aile tarihine de baksa, Fransa’nın tarihine de baksa, Türkiye’nin yardımından, dayanışmasından, dostluğundan başka hiç ama hiçbir şey göremeyeceğini vurgulayan Erdoğan, ancak maalesef Sarkozy’in art niyetle, önyargıyla ve oy hırsıyla baktığını ve görmesi gerekenleri görmekten aciz kaldığını belirtti.
ntvmsnbc ve Ajanslar
Güncelleme: 11:23 TSİ 23 Aralık. 2011 Cuma
TANSU ÇİLLER TUTUMU İSE ŞÖYLEYDİ:
Tansu Çiller, yaptığı yazılı açıklamada, sözde Ermeni soykırımı Tasarısı’nı şiddetle kınadığını belirterek, başta ABD olmak üzere, Türkiye’nin dostu ve müttefiki olan bir kısım ülkelerin yasama organlarında yaşanmakta olan gelişmeleri bir kez daha kınadığını kaydetti. Çiller açıklamasında, konuyla ilgili girişimlere öncülük edenlerin, tarihi olayları öğrenmeden geçmiş yıllarda yaşandığını beyan ettikleri sözde katliamı, 21. yüzyıl başında Türkiye’ye yönelik gerçek bir katliam hamlesine dönüştürme planlarının bir parçası olduğunu ifade etti. Çiller bu planların bir insanlık suçu olduğunu söyledi. Türkiye’ye karşı zaman zaman hortlatılan uluslararası linç girişimlerinin dünya gündeminden tümüyle kaldırılmasını temin etmek amacıyla hükümetin atacağı her akılcı ve mantıklı karşı adımın kendileri tarafından destekleneceğini dile getiren Çiller, Yeter ki zaman kaybedilmesin ve aktif bir rol üstlenilebilsin dedi.
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi’nde kabul edilen sözde ’Ermeni soykırımı’ karar tasarısına karşı dün Eskişehir’de yaptığı konuşmada dile getirdiği ’Türkiye’de iş yapan, Türk vatandaşı olmayan Ermenilerin bir süre için sınır dışı edilmeleri’ önerisini tekrarladı.
ABD ve Ermeni Soykırım Tasarısı: Tasarının genel kurula gelmesi konusunda tek yetkili kişi olan ABD temsilciler meclisi başkanı Nancy Pelosi, tasarıyı, kasım sonuna doğru genel kurula getirmeyi planladığını açıklamış. Bu açıklaması da, devletler hukuku, insan duyarlılığı ve dış politikanın ne kadar kaypak bir zemine bina edildiğini görmemiz için oldukça önemli:
“Ben 20 yıldır kongredeyim. 20 yıldır herkes aynı şeyi söylüyor. Türkiye’nin soğuk savaş’taki stratejik konumunu. Bu, eski Sovyetler Birliği’nden önceydi. O zaman Türkiye’nin stratejik konumu ve ilişkilerimiz için bunu geçiremedik. Daha sonra 1. körfez savaşı geldi. Sonra başkan Bill Clinton döneminde uçuş hakkı ve boru hattıydı. Şimdi 2. körfez savaşı diyorlar. Neden şimdi? Çünkü zamanı şimdi. Bunun gündeme gelmesi için zaman hiç uygun olamadı. Demokrat Parti liderliğinde hepimiz bu konuya destek verdik.” (kaynak ntvmsnbc)
Sayın Pelosi[...] Türkiye’nin stratejik konumu ve ilişkilerimiz [...] uçuş hakkı ve boru hattı [...] diyor. Yani aslında bunu en başından beri kabul ediyoruz ama çıkarlarımıza ters düştüğü için reddettik diyor. Türkiye’yi kullanabileceğimiz bir durumda olduğumuzda, bu ülkeyle aramızı bozabilecek bir karar almayız diyor.
Fransa’dan sonra, Türkiye ile ilişkilerde kriz yaşayan İsrail’de de bir Ermeni soykırım yasa tasarısı gündeme geldi. İsrail Meclisi Knesset’in Eğitim Komitesi tarafından ele alınan ve 1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen tasarı, 24 Nisan’ın Ermeni soykırımı günü ilan edilmesini öngörüyor.
Yasayı destekleyen parlamento sözcüsü Reuven Rivlin, dün tasarının görüşüldüğü toplantıda yaptığı konuşmada, Ermeni soykırımı ile tartışmaların ’siyasi değil ahlaki’ olduğunu savundu. Rivlin, Soykırımı inkâr, tarihin muvafakat edemeyeceği bir şeydir. dedi. Rivlin’e bazı milletvekilleri de destek verdi. Knesset Eğitim, Kültür ve Spor Komitesi’ne ’acil gündem maddesi’ olarak getirilen tasarıyı değerlendiren İsrail Dışişleri Bakanlığı temsilcisi ise söz konusu adımın mevcut atmosfer içerisinde Türkiye ile ilişkileri çok ciddi biçimde tehdit edebileceği uyarısı yaptı. Sözcü, Türkiye ile ilişkilerimiz şu anda çok hassas ve kırılgan. Çizgiyi aşmamamız gerekiyor. Bu konuya zekice yaklaşmalıyız. Aksi takdirde ciddi stratejik sonuçlar doğurabilir. ifadelerini kullandı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da oturumu engellemeye çalıştığı öğrenildi. İsrail’de daha önce Ermeni soykırımı iddialarının tanınması girişimleri, Türkiye’yi kızdırmamak için engellenmişti. Dışişleri ve Savunma Komitesi’ ne sunulan tasarılar, basına kapalı toplantılarda reddedilmişti. TEL AVİV CİHAN
İNKAR YASASI ABD MEDYASINDA
NEW YORK/LOS ANGELES (ANKA) - “Türkiye Fransa’nın soykırım yasasını yerden yere vurdu”, “Yasa, Paris ve Türkiye arasında zaten soğuk olan ilişkileri alevlendirdi”, “Türkiye, Fransız soykırım yasasına saldırıyor”, “Türkiye’nin kendi ceza kanununda soykırımı ileri sürmek bir suç”, “Türk tehditlerine rağmen Fransızlar yasayı kabul etti”, Türk yetkilileri tartışmak yerine soykırımı reddediyor” görüşlerine yer verildi.
-“TÜRKİYE FRANSA’NIN SOYKIRIM YASASINI YERDEN YERE VURDU”-
ABD’nin çok satan gazetesi Wall Street Journal, “Türkiye Fransa’nın soykırım yasasını yerden yere vurdu” başlıklı haberinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Fransa’ya karşı uygulanacak yaptırımları açıkladığı konuşmasına geniş verdi.
Haberin Devamı
Gazete, Başbakan Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’i “islamofobi” ve “ırkçılığa” dayanarak seçim hesabı yapmakla suçladığını ifade ederek, “Yasa, büyük oranda Sayın Sarkozy’nin Türkiye’nin AB’ye girmesine karşı olmasından kaynaklanan Paris ve Türkiye arasında zaten soğuk olan ilişkileri alevlendirdi” diye yazdı.
-“TÜRKİYE’NİN KENDİ CEZA KANUNUNDA SOYKIRIMI İLERİ SÜRMEK SUÇ”-
New York Times gazetesi de, “Türkiye, Fransız soykırım yasasına saldırıyor” başlıklı haberinde, Başbakan Erdoğan’ın Fransa’ya karşı açıkladığı yaptırımlara dikkat çekerken, 15’den fazla ülkenin Birinci Dünya Savaşı’nda 1 milyon 500 bin Ermeni’nin “katledildiğini” resmi olarak tanıdığını belirtti.
“Türkiye’nin kendi ceza kanununda Türk kimliğini aşağıladığı gerekçesiyle soykırımı ileri sürmek bir suç” diyen gazete, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un “Biz 30 bin Kürt’ü ve 1 milyon Ermeni’yi öldürdük” dediği için 7 bin TL para cezası ödediğini yazdı.
-“TÜRKİYE TARTIŞMAK YERİNE REDDEDİYOR”-
CNN International da, Başbakan Erdoğan’ın Fransa’ya yönelik yaptırımlarını açıkladığı konuşmasına geniş yer verdiği haberinde, Ermeni grupların ve birçok akademisyenin Osmanlı İmparatorluğu günlerinde bir milyondan fazla Ermeni öldüğü zaman, 1915’den itibaren bu olayı tartışmaya başladıklarını yazdı.
CNN, “Ancak günümüzde Türk yetkilileri Birinci Dünya Savaşı’nın kanlı savaş alanında toplumlararası şiddet içinde yüzlerce, binlerce Hristiyan Ermeni ve Müslüman Türk’ün ölümünü tartışmak yerine soykırımı reddediyor” yorumunu yaptı.
-“TÜRK TEHDİTLERİNE RAĞMEN FRANSIZLAR YASAYI KABUL ETTİ”-
ABD’nin önemli gazetesi Los Angeles Times ise, Türkiye’nin “tehditlerine ve yüksek sesle karşı çıkmasına” rağmen Fransızların yasayı kabul ettiği yorumunu yaptı.
Gazete, Sarkozy hükümetinin yasanın Türkiye’ye yönelik bir saldırı olarak görülmemesi gerektiğini söylediğini vurgularken, “Ancak Sarkozy’nin Türkiye’nin AB’ye girişine karşı çıkıyor olması Fransız-Türk gerilimini ateşledi” görüşüne yer verdi.
Authors: GEREDE HABER / Kaynak Mynet
23 Aralık 2011
Fransa parlamentosu, 29 Ocak 2001 tarihinde, ’Fransa, 1915 yılındaki Ermeni soykırımını tanır’ ifadesiyle kaleme alınan bir yasayı onaylamıştı.
Fransa meclisi, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddinin suç sayılmasını öngören bir yasa teklifini 2006 yılında onaylamıştı. Ancak Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, bu teklifin senatoya gelmesini engellediği için teklif yasalaşmamıştı.
FRANSA ANAYASA KONSEYİ İNKAR YASASINI İPTAL ETTİ
23 Ocak 2011 tarihli yasaya göre de , ’Fransız yasaları tarafından tanınan soykırımların reddi, bir yıl hapis ve 45 bin avro para cezasına çarptırılır’ ifadesi yer alıyor.
FRANSA ANAYASA KONSEYİ
Fransa’da ‘yasayla tanınan’ soykırımların inkârına ceza getiren yasa tasarısı, Anayasa Konseyi’nden döndü. Fransız Devrimi’nin ilkelerine gönderme yapan konsey, tasarının ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu vurguladı. 28.02.2012
Natalie Goulet (İmzacı senatör): “Çok mutluyum. Türk ve Azeri dostlarımıza Fransız demokrasisine güvenmelerini söylemiştim. Bu, Sarkozy’nin yenilgisidir. Çünkü seçimler öncesi Ermeni oylarını kullanmaya kalktı. Japonlar bizden Hiroşima için de yasa yapmamızı istiyor. Bu parlamentonun işi değildir.
Fransa Anayasa Konseyi, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddinin suç sayılmasını öngören yasayı iptal etti. Mahkeme iptal gerekçesi olarak yasanın düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu belirtti.
142 İMZAYLA GİTMİŞTİ
Yasa, Fransız Senatosu’nda Ocak ayında kabul edilmiş ve kısa süre içinde Nicolas Sarkozy’nin imzasıyla yürürlüğe girmişti.
Bunun üzerine Senato’da Avrupa Demokratik ve Sosyalist Birlik Grubu Başkanı Jacques Mezard’ın öncülüğüyle başlayan girişim sonucu toplam 77 üyenin imzası toplanırken, mecliste de iktidardaki Halk Hareketi Birliği (UMP) üyesi Michel Diefenbacher’ın girişiminde 65 imzaya ulaşılarak, Anayasa Konseyi’ne itiraz edilmişti.
"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRI"
Gerekli imza sayısına fazlasıyla ulaşan milletvekilleri ve senatörler, Fransız Anayasası’nın 33. maddesine ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle yasanın iptalini istemişti.
YASA NE GETİRİYORDU?
Yasa “Fransa’nın kanunla tanıdığı bütün soykırımların inkârının suç sayılmasını” ve Fransız mahkemelerinin, suçlanan kişilere bir yıl hapis ile 45 bin euroya kadar ceza isteyebilmesini öngörüyordu.
"BİR YANLIŞTAN DÖNÜLDÜ"
Türkiye’de karara ilk değerlendirme AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’den geldi. Canilki, "bir yanlıştan dönüldü, bu karar Fransa’da hâlâ sağduyu olduğunun bir göstergesi" şeklinde konuştu.
28.02.2012 Habertürk
Abdullah BEDELOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.