KEMALİZM-5
KEMALİST EKONOMİDE TARIM POLİTİKASI...
Kemalist Ekonomi Modelinde, 1, 5, 10 ve 20 yıllık hedefleri içeren bir ulusal tarım planlaması ile ulusal tarım ve hayvancılık desteklenerek, tarımsal sanayi güçlendirilir. Bunun için yapılacak öncelikli işler şunlardır:
1.- “Bir defa, her şeyden önce memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır.” K.ATATÜRK
İlk uygulama olarak TOPRAK REFORMU YASASI çıkartılır. Tarım politikasının en önemli ayağını Toprak Reformu oluşturur. Bunun için, ilk aşamada, Türkiye’nin kadastro çalışmaları hızla tamamlanır. Tavizsiz uygulamalar ve yaptırımlarla aşiret sistemi içindeki büyük toprak sahiplerinin ellerindeki haksız/atıl/fazla tarım ve orman arazileri kamulaştırılarak ve aşiret düzeni/toprak ağalığı- köy ağalığı gibi yapılanmalar orta çağ karanlığına gömülerek feodal yapı içindeki insanlar özgürleştirilir. İkinci aşamada, kadastro çalışmaları ile belirlenen devlet arazileri ve kamulaştırma ile Nereden Buldun Yasası gibi yasa uygulamalarıyla feodal yapıdan elde edilen diğer tüm topraklar/araziler tarım kooperatifleri kanalıyla çiftçiye/köylüye maledilir.
2.- Müteakiben, hemen GIDA SANAYİİ REFORMU YASASI çıkartılır. Bu yasayla, devletin elindeki tüm gıda sanayiinin tarım kooperatiflerine devredilmesi, vazgeçilmez ihtiyaçların ilk sırasında yer alan GIDA ile ilgili üretimlerin, tarım sektöründe istihdam eden köylü/çiftçi halkın sahibi olduğu Tarım Kooperatifleri tarafından yapılması için çeşitli düzenlemeler getirilir.
3.- TARIM KOOPERATİFLERİ Yasası sil baştan çıkartılarak, üretimden pazarlamaya/ihracata kadar uzanan zinciri oluşturacak düzenlemeler getirilir ve her ilin tarım kredi, tarım satış, tarım ihracat konuları aynı kooperatif çatısı altında teşkilatlandırılır.
ARAZİLER>Eldeki eski mevcutlarla birlikte kamuya ait kılınan tüm tarım ve orman arazisi, bulundukları illerin TARIM KOOPERATİFİNE (vadesiz sürelerle kiralanmak suretiyle olabilir ya da satış yoluyla olabilir) devredilir.
>Kooperatiflere devredilen arazilerin kira tutarları ya da satış taksitleri en alt düzeyde tutulur.
>Tarım Kooperatifleri de, devir aldıkları tarım ve orman arazilerini tarımsal üretim yapacak üyelerine uzun vadelerle kiralayarak, KÜÇÜK AİLE TARIMI yapılanmasını, gıda egemenliğini, gıda güvencesini garanti eden, güçlendiren ve koruyan bir işlev üstlenir.
>Bunların yanı sıra kendi topraklarında çiftçilik yapanlar da, bu kooperatiflere iştirak etmeleri için özendirileceklerdir. (hatta zorlanmalıdırlar).
İŞLETMELER>Devlete ait gıda sanayi İşletmeleri hangi ildeyse, o ilin kooperatifine devredilir. Kooperatiflere devredilen işletmelerin bedelleri, kooperatifin o işletmeden olan net karının 1/3’ünü geçmeyecek şekilde uzun vadeli taksitlendirilir.
>Yaşam biçimi olarak kooperatif bünyesinde tarımla uğraşmayı ve kooperatiflere bağlı gıda sanayiinde çalışmayı ve köylerde yaşamayı seçmiş, çiftçi, köylü ve diğer insanlar – özellikle de kadınlar/kızlar- ile aile bireyleri Tarım Kooperatiflerinin üyeleridirler. Tarım Kooperatiflerine üye olan herkes eksiksiz sosyal güvenceyle donatılacaktır. Özellikle köylü kadınlarının, genç kızlarının eğitim ve her türlü evrensel haklara erişmeleri önündeki tüm mevzuat ve diğer engeller imha edilecektir!
>Ziraat bankası özellikle kadınlara öncelik tanıyarak kooperatiflerde teşkilatlanan köylüye/çiftçiye zincirleme kefaletlerle kolay krediler sağlayarak ev üreticiliğini teşvik edecektir.
>Hayvancılık teşvik edilerek, damızlık hayvan üretimi, et hayvancılığı teşvik edilir.
>Et üretimi, süt üretimi teşvik edilir. Et ve Süt üreticiliğinde Kooperatif alım yaparak et ve süt mamulleri üretimi ile ilgili kendi işletmelerinde değerlendirir. Süt üretiminin, süt tozu üretimi ile ilgili işletmelerle desteklenmesi sağlanır. Ayrıca, Belediyeler ve Milli Eğitim işbirliği içinde kooperatiften doğal süt, süt tozu ya da pastörize süt satın alarak okullarda öğrencilere dağıtımını yapar.
>Üretilen süt ve et mamullerinin ihracatı, doğrudan kooperatiflerin kendisi ya da kooperatifler birliği ile teşekkül ettirilecek ihracatçı kuruluş kanalıyla yapılması sağlanır.
YÖNETİM>Tarım Kooperatiflerinde çiftçilerin ve köylülerin yönetimlerini demokratik olarak belirleyebilmelerinin önü açık tutulacaktır. Yönetim kademelerinde menfaat ve saltanat gruplarının çöreklenmeleri, yasal düzenlemelerle (örneğin, bir kişinin iki yıldan/veya dört yıldan daha fazla süreyle seçilmesi önlenerek) ve çiftçilerin/köylülerin kendi bağımsız örgütlenmeleri (üretici sendikaları, v.b.gibi) teşvik edilerek bertaraf edilecektir.
>Kooperatif yönetimleri açısından en önemli risk, işbaşına geçen siyasetçilerin art niyetli olarak, bu kooperatifleri özel sektör işletmelerine hammadde üreticisi haline sokmalarıdır. Bunu genellikle yasalar çıkartarak yaparlar. Gelecekte ortaya çıkabilecek bu riskin önünü şimdiden kesecek yasal önlemleri alarak kooperatiflerin mamul ürün üretimleri daimi olmalıdır.
>Bu kooperatiflerin, bulundukları illerdeki özel sektöre ait GIDA SANAYİİ İşletmelerini (yâda hisse senetlerini) satın almaları kolaylaştırılacak, benzer işletmeleri kurmaları için tüm olanaklar sağlanarak tarım ve sanayi arasında kurulan bağ ile tarım ve sanayi sektörlerinin eş anlı olarak büyümeleri hedeflenecektir...
>Devlet, yabancı sektör elinde bulunan arazi, tarımsal üretim ve pazarlama, satış kuruluşlarını kamulaştırarak bu kooperatiflere devredecektir.
>Hammaddesi tarımdan temin edilen sanayii destekleyerek, ihracat tarımsal hammaddeden daha çok işlenmiş/mamul üretime yönlendirilmeye çalışılır.
>Tarımsal hammadde ithalatı ve/veya işlenmiş mamulü ithalatı yüksek gümrük vergileri ve sair yasalarla önlenir.
>Tarımsal ürünlerin fiyatı, maliyetleri üzerinden belirlenecektir. (maliyet + %10-25 kar). Tarım Kooperatiflerinin net karından (sahibi olduğu tarımsal ürünleri işleyen fabrikaların ve işlenmiş ürünleri pazarlayan ticari organizasyonların net karlarından) 1/3 oranındaki kısım, “İnsanca Yaşam Payı” olarak, Tarım Kooperatifinin üyeleri arasında adilce dağıtılacaktır. Bu karın 1/3’ü toprak yada işletme devirlerinden dolayı alacaklı ise Hazineye yada özel sektöre ödenir. Kalan 1/3’lük kısmı da Yatırım’a (Tarım Eğitimi, Ar-Ge, Teknoloji geliştirme veya satın alma, zirai mücadele çalışmaları, silo yapımı, hayvancılığı ıslah çalışmaları, bataklıkların kurutulması, nehirlerin ıslahı, su ve sulama işlerinin yapılması, köylüye tarım aletleri/araçları, tohumluk üretimi ve temini, ürün ıslahı, yeni işletme kurulması ve yeni toprak/arazi alımları, sosyal alan yatırımları, sportif yatırımlar, v.s.) ayrılacaktır.
Kooperatife devredilen arazi ya da işletmelerin bedel ödemeleri için ayrılan 1/3’lük taksit, ödemeler tamamlandıktan sonra kaldırılacak ve bu pay ortaklar ile yatırım kalemlerine paylaştırılarak, net karın % 50’si kooperatif ortaklarına, diğer % 50’si de yatırımlara ayrılır.
>Devlet tarımdaki üreticiden ( çiftçi/köylü/işçi/v.b.gibi) hiçbir ad altında vergi almayacak, buna karşılık olarak ürünün maliyeti
İçerisinde görünecek şekilde Tarım Kooperatifinin (ve özel sektör tarım işletmelerinin) brüt karından %10 kazanç vergisi alacaktır.
>Devlet, tarım ve gıda sektöründen aldığı vergi ile gene o sektörleri destekleyecektir. Bu vergi geliriyle özellikle de;
1 – Sulanabilir tüm arazilerin sulamasında teknik alt yapının sağlanması için detaylı yatırım programlarına, eğitim ve ekonomik desteğe yer verilecek ve sonuçlandırılacaktır. Yasalarla ve beş, on, yirmi yıllık yatırım planlarıyla doğru, ekonomik ve adil bir su politikası sağlanacaktır.
2 – Tarımda destekler, en az gelişmiş ülkelerin destek seviyesinde olacaktır. Maliyetleri arttırıcı tüm girdilerde destek uygulanacaktır ve buradaki ÖTV gibi vergiler kaldırılacaktır.
3 – Tarım Kooperatiflerinin, üyesi köylü/çiftçi halkın sosyal faaliyetler, sportif faaliyetler v.s. ile eğitilmeleri ve kültürel alt yapılarını geliştirmeleri için yapacakları faaliyetlere destek sağlanacak
4 – Tarım sektöründe yaşayan insanların çocuklarına ilk ve orta öğrenimleri eski Köy Enstitülerine benzer bir yöntemle becerilerini geliştirmeye yönelik olarak yaptırılacaktır. Bu amaçla Tarımsal Meslek Okulları uygulamaları başlatılacak ve yaygınlaştırılacaktır. Bu okullardan mezun olan Köylü/çiftçi çocuklarının Ziraat Fakültelerine, Veterinerlik Fakültelerine, Gıda Mühendisliği Fakültelerine ve benzeri yüksek öğrenim kurumlarına sınavsız girmeleri ve eğitilmeleri sağlanacaktır. Bölgelerindeki okullarda öğretmen olarak çalışmaları kaydıyla Eğitim Fakültelerinde, Bölgelerindeki Sağlık Ocaklarında çalışmaları kaydıyla Tıp Fakültelerinde, ve bunun gibi bölgelerinde hizmet görecekleri tüm fakültelerde okumaları için kendilerine karşılıksız burs sağlanacaktır. Bu gençlerin yurt dışı eğitimlerinin ve çalışmalarının önü açık tutularak tarımsal Ar-Ge’ye ve teknolojiye katkıları sağlanacaktır.
> TOHUMCULUK YASASI sil baştan düzenlenerek Tarım Kooperatiflerinin (çiftçilerin/köylülerin, Ar-Ge, Eğitim kuruluşlarının, v.s.) tohum üretiminin ve satışının önü açılacaktır. Çiftçinin kendi tohumunu üretebilmesi için önünde hiçbir yasal engel olmayacak ve hatta bu çiftçilere teşvik amacıyla teknik bilgi ve ekonomik destek yapılacaktır. Yerel tohumların korunma ve geliştirilmesi için önlemler alınacak, bu konuda planlı çalışmalar yürütülecektir. Bu arada tohum çeşitlerinin korunması da sağlanacaktır. Tohum ve gen bankalarının özel ya da yabancı sektör eline geçmesi önlenecek, kamu+kooperatif ortaklıkları elinde bulundurulacaktır.
>TARIM SİGORTALARI yasası sil baştan düzenlenerek, doğa koşulları karşısında çiftçileri çaresizlikten kurtaracak şekilde örgütlendirilecek ve finanse edilecektir.
>Halkın çıkarlarını ve ekolojik dengenin gereklerini gözeten bir BİYOGÜVENLİK YASASI sil baştan düzenlenecektir. Toprağı, suyu kirleten, insan sağlığını tehdit eden ve küresel ısınmada etkili olan kimyasal ilaçlara, kimyasal gübreye dayalı tarım tarzı yerine bilgeliğe, ıslaha dayalı, doğayla dost, sürdürülebilir tarım tarzına, yani endüstriyel olmayan organik tarıma dönmek için devlet politikaları üretilecek ve uygulanacaktır.
Son söz olarak:
Tarım, IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü ve AB-Ortak Tarım politikaları güdümünde olmayacaktır.
Çiftçilerin, köylülerin ve tarım örgütlerinin katılımıyla bağımsız, demokratik ve sosyal bir tarım programı oluşturulacaktır.
Türkiye’de üretilebilen hiçbir ürünün ithaline izin verilmeyecektir. Gümrük duvarları yükseltilerek içte üretilebilen gıda sanayii ürünlerinin rekabet gücü arttırılacaktır.
İthalatı serbest bırakarak ve /veya gümrük vergilerini hasat zamanının hemen öncesinde indirerek ürün fiyatlarını düşürme politikaları Türk Tarım sektörünü baltalamaktan ibaret “kurnazlığı kendinden menkul” politikalardır. Bu politikalara taviz verilmeyecektir. Bunun yerine, ülkemize tarımsal ürün ve gıda mamulü ihraç etmek isteyen ülkelerin maliyetlerini düşürücü politikaları incelenerek uygun bulunanları daha olumlu şekillerle tatbik edilerek iç üretim maliyetlerinin düşürülmesi sağlanacak ve ihracatta onlarla rekabet edilebilecek seviyeye gelinecektir.
Malımı alanın malını alma ilkesiyle işlenmiş tarımsal ürünlerin ihracatının önü açılacaktır.
Tarım-gıda sanayii ve dış ticaret birbirlerini destekler şekilde gelişecek, Türkiye sürekli dış ticaret fazlası verecektir.
Türk köylüsü yabancı unsurların hammadde üreticisi ve bitmiş ürünlerin pazarı olmaktan kurtarılacaktır
Nihai amaç, tarım sektöründeki yıllık reel kalkınma hızını %10’dan aşağıya düşürmemektir...