- 602 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
aranızda adı ihsan olan var mı?
Karanlıktı. Göz gözü görmüyordu. Dar sokaklardan hızlı hızlı geçti. Sürekli sağına, soluna, arkasına bakıyordu. Aniden durdu; bahçeli eski bir evin önünde. Kapıya yaklaştı ve hafifçe tokmağa vurdu. Biraz sonra evin ışıları yandı, içerden – kim o? diye bir ses geldi. Kapıda ki adam benim Mehmet dedi. Kapıyı, üzerinde gecelik, yarı uykulu, yalın ayaklı, genç bir adam açtı. Gözlerini ovuşturdu, Mehmet’e baktı, dikkatli dikkatli , hayrola mehmet gecenin bu saatinde? Mehmet anlatırım dedi içeri geçtiler.
Mehmet derin bir soluk aldı, bir yudum su içti ve anlatmaya başladı. Peşimdeler ihsan beşimdeler…
Kim mehmet kim? Onlar ihsan, onlar bulurlarsa beni öldürecekler. Dur mehmet saki ol, yavaş yavaş tane tene anlat, seni burda kimse bulamaz. İhsan dedi, mehmet eliyle alnında ki terleri sildikten sonra : bana zorla hırsızlık yaptırmak istediler ben de yapamam dedim, öldürürüz dediler zor kaçtım ellerinden şimdi beni köşe bucak arıyorlardır. İhsan oldukça şaşırmıştı, olayın iç yüzünü de bilmek istiyordu, mehmete sordu : mehmet hele olanları tam anlat dedi. Mehmet derin bir iç çekti, biliyorsun ihsan bir süredir, durumum pek iyi değildi, para bulmam lazımdı işten de çıkardılar bende son çare olarak yukarı mahallede ki tefeci şükrüden porç aldım, aradan biraz zaman geçti sıkıştırmaya başlardılar, ben 1000 lira almıştım ama bende 2500 lira istediler veremeyeceğimi söyleyince de bir ev gösterdiler içeri gir evde bir kasa var onu bize getir dediler, yapmazsam da öldüreceklerini söylediler. Bu gece beni aldılar evi gösterdiler ve elimi çabuk tutmamı istediler, evin bahçesinden içeri girdim, pencereye yaklaştım tam açacakken birden vazgeçtim ben yapamazdım hırsızlık yapamazdım ihsan, hemen bahçenin diğer tarafından sokağa çıktım ve kaçmaya başladım biraz sonra beni fark ettiler, peşime düştüler ama allaha şükür hava karanlıktı da izimi kaybettirdim. Bütün bunları kusmuşçasına bir çırpıda anlattı. İhsan doğru olanı yapmışsın mehmet, ama o şükrü denen adam baya tehlikeli yapacağım deyip de yapamadığı iş yoktur. Şimdi ne yapmayı planlıyorsun dedi ihsan? Mehmet bilemem ihsan memlekete gitmeyi düşünüyorum ama nasıl olacak orasını bilmiyorum. İhsan para konusunu dert etme mehmet elimden geldiği kadar yardım ederim, ama hemen gitme bir kaç gün dışarı falan çıkma, daha sonra bakarız icabına dedi. Mehmetin yorgun olduğunu bildiği için hemen yatağını yaptı, gel mehmet yat uyu dedi. Mehmet kafasını yastığa koydu, çok yordundu ama bir türlü uyuyamadı, sağa döndü şükrüyü gördü, sola döndü şükrüyü gördü. Biraz sonra uykuya dalar gibi oldu ama dışarıdan gelen sesler hemen onu tetiğe geçirdi, kimdi bunlar yoksa onlar mı şükrü ve adamları mı? Ve birden kapıya sert sert vuruldu. Dışarıda ki seslerde artık çok net duyuluyordu, bu oydu yani şükrü en azında mehmete öyle gelmişti. İhsan kapıyı açtı, karşısında üç kişi gördü bunlar şükrü ve adamlarıydı, şükrü nerde o it dedi ihsan odayı gösterdi şurası işte. Odanın kapısını tekmeyle açtı burnundan soluyordu şükrü, o kadar sinirlenmişti ki karanlıkta bile o kıpkırmızı suratı görüle bilirdi. Mehmet diye bir nara attı, ışığı yaktı, mehmet bir köşede büzülmüş bekliyordu, korkuyordu çok belliydi ama bu korkunun yanında birde nefret vardı, o nefret çok sevdiği arkadaşı ihsanın kendini gambazlamasına idi. Şükrüye baktı dikkatli dikkatli, sonra tamam dedi siz kazandınız hadi gidelim şu evi tekrar gösterin de borcumu ödeyeyim sonra siz sağ ben selamet. Şükrü güldü hemde kahkaha atarak, adamlarına seslendi gelin şu iti alın sonrada yarım kalan işi tamamlayalım. Mehmet evden çıkarken ihsana öyle bir bakış attı ki o bakış saatlerce konuşmaya eşi değerdi.
İşte dedi mehmet kendini dinleyen bir grup ayyaşa ben o geceden sonra kimseye güvenmem, ne anama ne babama. Sonra ekledi içinizde ihsan diye biri yok değil mi??
-Yelkovan-
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.