- 803 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOCUKTUK AMA GÖRÜYORDUK..
Ruh halimiz bazen can sıkıcı haller alır.Olagan olaylar karşıdsında bazen olmadık tavırlar ortaya koyabiliriz.Kimi zaman olumsuzluklar karşısında verebileceğimiz tepkiler yerini sessizliğe bırakabilir.Oysa hiç umulmadık anda hiç gereği yok dedirten hareketler sergileye biliriz,hatta ses tonumuzdaki değişiklikler bile karşımızdaki bizi tanıyan kişi tarafından sen bumusun diye bir soru ile karşılaşabiliriz.İşte insan olmanın halleri her zaman tek düze bir yaşam yaşamak değildir.Yıpratılan duygular zamanla düşüncelerimize yüklenen ağır yükü kaldıramaz olabilir.Ne zaman bu yük taşıyacagımızın üzerine çıktığında işte o zaman zamansız belki yersiz hareketler yapmamıza sebep olmaktadır.Bu ruh haline girmenin bir süreci vardır elbet,farkında olupda olmadığımız durumların zamanla birikiminden sonra kalan kırıntıların bir olay karşısında kendimize ait gerçeklerin yok sayılması sonucudur belkigönülsüz okunan bir gazete bile o güne ait mutsuzluğumuza mutsuzluk kattıgının farkında olmamamızdandır.Alışkanlıklar ve isteklerimiz kendimize ait hayattan zevk aldıgımız iç dünyamızdaki güzellikleri yaşama isteğine ortam mutlu olsun diye sahte gülüşlerin birikimi ile gerçekleriniz gün gelip bu gerçeklerin bir yalan üzerine kurulu oldugunu hissetmeniz sonucu olumsuz durumlardır.
Hiç kimsenin beğenmediği bir kitabı okurken daha hiç bir fikir paylaşımı yapmadan bir başkasının olumsuz fikri ile ruhumuzun yıpranması örneği gibi.Belki söylenecek o kadar çok şey vardır ki ,ama ne yazık o anlatılacak duygularınız bir başkası tarafından başlamadan herşey bitmiştir.Susmak ve içimize atmak istemeden söylenenleri kabullenmek bir sonraki paylaşımlarınızı kimse ile paylaşmama demektir.Bu gün ile başlaması ve yıllara yayılması hayatın gerçegi hakkında kendi gerçeginizi anlatamamanız demektir.Kolay olanı seçmek bulunduğunuz ortamda buluna bilmeniz için gereklidir.
Doğru ve yanlışı bilmemiz kendi doğru ve yanlışlarımızın ne olduğu hakkında savunulacak birşey bırakmamakta ve zaman içinde hoyratca kullandığımız bu doğru ve yanlış hakkında kendimize yüklenenlere haricinde bir başka emek harcama gereği duymamaktayız.
Hafızalarımızda saklı onca yaşanmış olay varken bir başka olay karşısında önyargılı hal ve düşünceler ile bu olaylara cevap verme yorumlama rahatlığı vardır genelde.Kaçak dögüşler,düşüncelerimizi tam olarak ortaya koymamakta acele karar vermemizdeki yanlışların gerçeği ile karşılaşmaktayız.Fikirler her türlü fikir alış verişinde rahatlığı göstermektedir.Bilinen ve kabul görmeyen tüm düşünce ve eylemler karşısında bu rahatlık onu kabul etmek anlamında değildir.Sosyal yaşantımızda var olanları yok saymamak ve kırmamak adına yapılan eylemlerdir.
Elimizde bulunan kitabı okumanın zevk almak adına zorlamamızda bundandır,en azından denememiz kendimizden verilen bir hoşgörüdür.
Kolay olanı yapmak bir anda yok hayır demekte kendi elimizdedir.
Yapabilmek kendimiz ve karşımızdaki dışında birileri tarafından ne söyler ne düşünür diye düşünmemizde kendimizle ilgili ve alakalıdır.
Zamana isimlerini bırakan büyük değerlerin yazı ve sözleri bunca uzun süre sonra onu tanımayanlar tarafından okunarak yada birileri tarafından duyulduğunda evet kabul ediyorum çok güzel ve doğru tespit diye onaylaması acama ne kadar doğrudur.O kabul gören sözün içindeki gerçeklikmidir yoksa o sözü sözü yada paylaştığı emeğin tanınmış olması sebebimidir.
Her ne olursa olsun bu aslında hiçbirşey fark etmez doğrusu.İlham verdirmesi kişi üzerinde bir iz bırakması ona karşı güzel düşünceler bıraktırması doğal olanıdır.
Taki bu güzel paylaşımı şu kişi diye genel yaşam ve düşünceye sahip olduğunu açık ve net olarak sunulması,o kişi karşısında bir başka düşünceye sürüklemesi insanın kendi ilgi ve düşüncesine aykırı ise ideoloji düşüncesine karşı biri ise bu güzel paylaşım adına bu sefer bir başka yaklaşım ile duruş mevcut ettirmektedir.Kabul gören ve daha sonra kişinin sosyal yaşamı hakkındaki acıklayıcı bilgileri genel anlatımı sonrası bir başka düşünceye sahip olmamıza sebep olmaktadır.
Bireylerin zihniyetleri ne ise o zihniyetleri kabul edenlerin söylemleri kabul etmesi ne kadar aydın ve açıklayıcı doğruyu yansıtır acaba.
Hatta fikirlerine uygun düşmeyen kişi için saldırgan olmak bile işten değildir.Karşı görüş ve kabul etmemek adına onu yok saymalar ,ikili düşünceye sürüklemeside bundandır.Ayrıcalık ötekileştirme doğru olup olmamak değildir.
Şüphe insanın karşısındakinin ne kadar doğru olursa olsun kabullenmesine bir engeldir.
Saf olan zamanla kirlenmektedir.Bir başlangıç ve bir son vardır.Dün çocuk olanlar bugün büyük adam olması dün gördükleri hakkında bir fikir sahibi olmadığı kanaatı değildir.Belki hata çocuk diye önemsemediğimiz ve onlarla yaşarken o saf güzelliklere örnek vermekte daha çok caba harcamadığımızdandır...S.A
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.