- 2691 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
RAPOR V ( DÜZELTME +ÖZÜR )
"Nasıl yani komserim ? "
" Dünkü şu kızı bir daha ziyaret etmek zorundayız anlaşılan."
Kenan mesleğinin getirdiği soğuk kanlılıkla bir taraftan kıza soracağı soruları düşünürken bir taraftanda o mavi gözleri düşünmeye başlamıştı.
...Clup’ e varmışlardı.Clüpe yakın olan paralı otoparka arabalarını çekerkem,otopark görevlisi para almadan saygıyla başımı sallayarak hem hoş geldin hem güle güle tebessümü verdi. Arnavut kaldırmları yürürken çiseleyen yağmurla birlikte Eray’ın ağzı açıldı;
"Komserim ne iş ajan mı arıyoruz ?"
derken sırıtıyordu.Bir eli deri montunda bir eli telsizinde, yağmurların çizelediğni gören bir sokak lambasının altında ilerliyorlardı.
" Oğlum çok konuşma seni yanıma aldıysam bir bildiğim var. Senin zekiliğinden kuşkulanmaya başladım."
Bu sözleri tatlılıkla söylerken,tebessümle Eray’a bakıyordu.Kenan, Eray’ı çok seviyordu. Onunla her çatışmalı olaya girdiğinde onun gözündeki IŞIĞI hep görmüştü. Elinde olsa ona babalık da abilikte yapardı.En çokta evlenmesi için.
Tam ......clube yaklaşmışlardı ki ; Cansu’ yu kapının girişinde gördüler Badigartla Cansu’nun seslerini duyacak kadar yaklaşmışlardı ki, Badigart;
"Bak ona göre giyin bu akşam .... fabrikatör gelecekmiş.Hatta karşıdaki Çicekçi Memet Bidende sana iki demet gül de yaptırmış masanda. Hadi iyisin bu gece "
Cansu buraya gelen kırmızı güllerin her zaman gecenin renginden daha da karardığını ve soldurulup atıldığını biliyordu.Solan bir gülümseme ile her zaman ki dosta ( Çiçekci Mehmet’e) bakarak;
"iyi geceler Mehmet Abi"
"iyi geceler Kraliçe." diye selamlaşan Cansu clüpten içeri girdi.
Çiçekçi Mehmet, bu sözleri; ne onun dişiliğine ,ne de yağcılığına söylüyordu.Sadece onun yüreğindeki temizliği görüyordu.Bir birininin yüreklerini görerek her akşamki gibi selamlaşmışlardı.
Cansu clüpten içeri girdikten bir, iki dakika sonra, Kenan clüpten içeri girmek üzereyken; yeni badigart Kenan ın göğsüne elini koyarak ;
"Kimlik beyler !"
"Hıyar kafa al sana kimlik"
diye derimontunun sol cebindeki kimliği çıkarırken, dövüşme isteği parladı. Ama onu da bastırdı.İçinden memur olmasydım diye geçirdi. ( içindeki aç çocuk çığlık atıyorsa dur diyemezsin.)
O bodrum altındaki ışıklı yere, girdi.Eray, kapıda bekliyordu. Kenan Cansu’ yu alarak dışarı çıkarken, Patron;
" Adam paralı ona göre bizi mahcup etme... "
"Kaçmaz patron merak etme.Şu armatörün oğlunun villasına gidip gelecekmişiz.Sen, o, paralı müşterinin kırmızı güllerini sula bir saate gelirim inşallah. Yağlı müşteri her zaman gelmiyor patron."
derken gülümseyerek, Kenan’la dışarı çıktı.Kapıdaki kel kafalı ona üsten bakarken;
"Çakır geç kalma bak yakarlar..."
"He... yakmışım anasını "
diyerek küçük bi kahkaha attı, badigarta.Cansu clüpten dışarı çıkarken,karşıdaki çiçekçiye ell salladı. Yarı resmi yarı sivil bri arbaya binerken Cansu, bastırdığı duygularındaki o dağınık saçlı adama bakarak;
"Yakışıklı nereye gidiyoruz, bak yağlı müşterim var çabuk gidip , geliriz "
Kenan arkasını dönüp o mavi gözlere bakarak;
" Üzgünüm, ama birşey diyemem. Ne kadar sürer bilemem. Oradaki inceleme işine bağlı."
"Yapmayın komserim, bak bu gelen fabrikatör sırf benim için geliyor. Gecikirde zamanında gitmezsem patronda dahil herkese fırça atar. Birde ben kazancımdan olurum" Kenan bir eliyle dağınık saçına elini atararken gözleri yola daldı.
Yazlık villaya varıncaya kadar Kenan onu dinledi.Bazen boş boş konuştuğunu sandı.Ama yol boyunca konuştuklarından, onunda kaderine terk edildiğini anladı. Beş yıl önce ölen annesi ve babası başlık parası için 60 yaşındaki bir adama vermeye çalışmışlardı. İşler ciddiye binince Cansu köyden kaçıp bu şehire sığınmıştı.İlk geldiğinde dört gün aralıksız iş aramış ve tüm iş bulma hayalleri yok olmuştu. Bu süre içerisinde lokantacıların bıraktığı tepsi artıkları ve çöpten bulduğu birkaç parça ekmekle karnını doyura bilmişti. Ta ki dördüncü günün sabaha karşıkı zamanında Mehtabın abartmanının koridorunda yakalanıncaya kadar. Mehtap o gün; onu evine almış, ona banyo yaptırmış, karnını doyurmuş ve hayat hikayesini dinlemişti. Ve o günden sonrada clüpte karnını doyura bilmek için çalışmaya başlamıştı.Clüpteki işin tüm inceliklerini ona öğretmişti. o günden sonrada eline geçtikçe kaldığı pansiyonun ücretini verip, anca karnını doyuruyordu.
Cansu konuştukça Eray’da o mavi gözlerin güzelliğinden ziyade anlattıklarından etkilenmeye başlamıştı. Eray kendini kaptırmış gidiyordu.Tam yazlığı geçmişlerdi ki Kenan ;
"Eray nereyeee ! geçtik. "
" Afedersin Komserim dalmışım."
Kendini kaptıran Eray, geri fitese alarak arabayla beş on metre geri geriye gelerek villanın yoluna girdiler.Villanın bahçesinden geçerek, kapıya geldiklerinde kapı aralıktı. Bir önceki gelişlerinde Kenan omuzuyla kapıyı açtıklarını hatırladılar. Villadan içeri girince her şeyin en son gördükleri gibi olduğunu görünce, sahiplerinin buraya gelmediklerini de anladılar. Kenan’ın ilk işi yatak odasına çıkmak oldu. Montun yan cebinden çıkardığı eldiveni giydi. O gün kapı kirişinde gördüğü küçük kan lekesini gözüyle inceledi. Montunun iç cebinden bir poşet çıkardı. Kulak temizme çöpüne benzer bir çöple kirişteki küçük lekeden bir örnek alıp poşete koydu. Eray’ da diğer odalarda ilginç bir şey bulmaya çalışarak incelemeye devam ediyordu.
Cansu salonda turlayarak gezerken, durmadan duvardaki saate bakıyordu. Şimdiden üç buçuk saat geçmişti. Bu saate kadar kesin müşteri gelip gitmişti ve kesin patron bir sürü fırça atacaktı ona. Hırsla ağzındaki sakızı şişirip patlatırken ;
"Komserim valla geçiktim.Villayı gösterdim hadi gidelim.Patronumla başım derde girecek."
"Tamam az kaldınmerak etme"
Kenan için zaman çabuk geçmişti ama aynı şey Cansu için geçerli değildi uzun ve müşterisini kaçıracak dört saat onun başına çok şey açacaktı.Eray’la birlike clübe geldiklerinde. Kenan arabadan inip Cansunun bulunduğu taraftaki kapıyı açtı.Durup Cansu’ yla tokalaşırken elini bırakmak istemez gibi tutmuştu. Kenan arabaya binerek Eray’la, Cansunun clüpten içeri girmesini hayran hayran izlemeye başlamışlardı.Tam o sırada badigart Cansu’nun kolundan tutup bağırır gibi sert sesle konuştuğunu duyan Kenan arabadan fırladı. Arabadan çıkarken koltuk altındaki silahıyla birlikte deri montunu attı. Badigardın yanına hızlı adımlarla yaklaştığında ;
"Sürtük bir sürü fırça yedim senin yüzünden, adamdan bahşiş bile almıştım.Bu saate niye kaldın "
demesine kalmadan Kenan kadının kolunu tuttuğu, badigardın kolunu yakaladı.( içindeki aç çocuk çığlık atıyorsa dur diyemezsin.)
"Sen kimsin ?"
" Ben kimlik göstermeye geldim, hıyar kafa."
demesiyle kafayı kel adama sıçrayarak atmıştı.Kenan uzun bir aradan sonra eşini öldüren tinercinin intikamını alırken Cansu da arbadededen nasibini almıştı. Dudağı patlamıştı. Kenan yanağına aldığı bir iki darbeden sonra rakibini yere yıkmıştı. Kenan pençesiyle avını yıkmış bir aslan gibi yumruklarıyla saldırıken kel kafalıya,Eray zorla Kenan ’ı o kel kafalıdan ayırmıştı. ..clübün giriş kapısı kan gölüne dönmüştü.
" Gördün mü kimliği,bu kızı burdan ben aldım, bir daha onun saçına dokun, sana daha büyük kimlikler gösterirecem."
Yerde yatan badigart kanayan burnunu tutarak;
"Komserim özür dilerim bir daha olmayacak. Bilmiyordum sizinle gittiğini"
derken adeta yalvarıyordu.
"Bunlara güçünüz yetiyor ha al ulan ! Hele şükür ne olduğumu anladın sonunda. "
diyerek son tekmesini sallarken badigart hala özür diliyordu.Kadının yanına gelen Kenan ,
Cansunun dudağındaki yarayı görünce;
"istersen hastanye gidelim dikiş atarlar belki."
"Yok komserim sağol, ben dikişi değilde, bu geceden sonra nereye giderim onu düşünüyorum. "
sözlerini sulu dolu gözlerle demişti. Kenan kafasını düşüncelerle sallayarak;
"Kafanı yorma bir çaresine bakarız."
dedikten sonra, komser yardımcısı Eray ’a ;
"Koçum sen git. Şu arabadaki benim eşyeları getir de. Ben burdan yürüme eve giderim. Sana verdiğim delilleri kriminale ver, ordan da olay yeri inceleme ekibi villaya bir daha gidip inceleme yapsın."
"Emredersiniz komserim."
Eray Kenan’ın huyunu bildiğindensorgusuz eşyalarını getirdi. Merkeze gitmek için ayrıldı. Bu esnada Çiçekci Mehmet gelip, ikisinede birer kırmızı gül ikram etti;
" Geçmiş olsun komserim" diyerek onlardan ayrıldı.
Çevredeki esnaf olanları izliyordu. Kenan’ı tanıdıkları için izleyici olmakla yetindiler.Bir başkası olsaydı tüm esnaf birleşip onun işini çoktan bitirilerdi.Çiçekci Memet Cansu’ya peçete uzattı.
Cansu’nun içinde değişik bir duygu oluşmuştu. İlk kez çıkarsız bir şekilde birileri kendisi için kavga etmişti. Ve içindeki bu duygu seli içten içe kabardıkça kabarıyordu.
Kenan eliyle ağzını silerek,düşünceli Cansu’yla yürümeye başlamışlardı. Bir sokak almbasının altına vardıklarında Cansu,Kenan’ın kolundan tutarak kendine yüzü kendine gelecek şekilde durdurdu.
Kenan neye uğradığını ve başına ne geleceğini bilemeyerek.Şaşkın kalakaldı. O tecrübeli polisin yerini sanki, saf bir çocuk almıştı.Sokak ortasında elleri Cansu’nun elinde. Sanki yüreğine kelepçe takılmıştı.Cansu’nun ve Kenan’ın ilk kez plansız pusuya düşüşleri gibi. Sokak lambasında kanlı dudaklarıyla öpüşmeye başlamışlardı.Acı ile zevkin bir arada olduğu bir sokak ışığı.
Kenan ölen eşinden sonra ilk kez nefes almaya başlamıştı adeta kanayan dudaklardaki ateşle. BİR GÜN böyle olacağını asla düşünmezken ,yağmur sokak lambasına düşmeye devam ediyordu.Onlar hala kırmızı güllerden daha kırmızımsı olan, kanlı dudaklarla öpüşüyordu.Sokak lambasının altında bir yağmur damlası kaldırım kenarındaki nefessiz kalmış akasyanın köklerinde hayat bulurken, Kenan da kanlı bir dudakla hayata dönüyordu.
BAZI SORUNLARDAN DOLAYI KARMAŞIK HATALARIMLA YAZDIĞIM ÖYKÜMÜ TEKRAR DÜZELTİRKEN, SİZE YAŞATTIĞIM ZAMAN KAYBINDAN DOLAYI AFFINIZA SIĞINARAK ,ÖZÜR DİLERİM....................... :-(
..............................DEVAM EDECEK.......................
YORUMLAR
Dilek hanım, düzeltilmesi gereken çok yer var, kurgusundan geçtim, yazım hataları oldukça fazla. Emeğinizi görmemezlikten gelemem elbet ama mesajda da bahsettiğim bu bölümler biraz ilgi alanım dışı olduğu için sadece kendi sayfamda yazmakla yetiniyorum, yorum yapacak kapasitede kendimi görmüyorum ama bence sakin bir ortamda çıktısını alıp öyle okursanız, hatalarınızı daha net görebilirsiniz bazan ekran ışıkları, monoton bir bakışa itiyor insanı, bildiğin kelimenin başını görünce devamını okumadan geçebiliyor, öyle olduğu için yazım hataları, kendini tamamlamamış cümleleri belki gözden kaçırmış olabilirsiniz ya da hızlı düşünüp, o düşünce hızına yetişerek yazma telaşı da sebep olmuş olabilir.
Davetiniz için teşekkürler.
Sevgiler.
DİLEK YILDIZI
SAYGILARIMLA....
DİLEK YILDIZI
Yine eksiklerim var.Bu arada Hafta sonu biraz imla çalışacağım.
SAYGILARIMLA...
DİLEK YILDIZI
ELLERİNDEN ÖPTÜM
SAYGILARIMLA...
bak düzeltince çokgüzel olmuş anlam kazanmış tebrikler yüreğine sağlık ha bu arada Eray erkekmi yoksa benimgibi bayanmı
DİLEK YILDIZI
nerden aklınıza geldi :-) sonra karar veririm. Şimdiye kadar daha cinsiyetiyle ilgili birşey demedim desem yalan olur :-)
Kenan ona koçum dediyse erkek :-(