YENİ YILA GİRERKEN...
Yeni yıla girerken Hollanda’daki Türk toplumunun birçok meselelerinide beraberinde getirmektedir. Neredeyse 350 bine varan nüfusumuz çoğaldıkça Hollanda’yı endişelendirmektedir! Bu yüzden de, bize dönük kanunlar çıkarılarak yürürlüğe konulmaktadır her yeni yılda... Aslında, istenildiğinde altı ayda da kararları kanunlaştırabilmektedirler. Aşağı yukarı 40 yılı geçen bir geçmişe sahip Türk toplumu, son 15 yıldır istemediği durumlarla karşı karşıya bırakılmıştır. Mesela; çağın vebası haline gelen ırkçılık 1944’lerden sonra yeniden uyanışa geçmiş ve hedef kitle olarakda biz Türkleri seçmiştir her ne hikmetse!
Biz Türkler ne yapmıştır bunlara karşıda ırkçılık hareketlerine hedef tahtası haline getirilmiştir? Kendi soyumuzu üstün gören guruplar mı türemişde, karşı ırkçılık hortlatılmıştır Avrupa genelinde?..
Asla!
Türk’ün tarihinde insanlığın yüz karası ırkçılık yapılmamıştırki hiç bir soya! Yapılmış olsaydı eğer; ne Ermeni’si Ermeni kalırdı nede, Yunan’ı Yunan, Arap’ı Arap... Bin yıldır şemsiyemizin atlında kendimizden daha iyi korumaya aldığımız Yahudileri, Rumları, Arapları, Ermeni ve Süryanileri Allah’ın bir emaneti görmüş ve bağrımıza basmışız, asker ocağına bile göndermeyerek müreffeh yaşayanlarına kimsecikleri dokundurmamışız...
Peki, bizim bu adaletli tarihimizi Avrupalılar bilmiyorlar mı?
Hem de en alasını biliyorlar! Bizi bizden iyi tanıdıklarından eminim!
Gel gör ki; ekmek parası için gelen biz Türklerin varlığından rahatsız olmalarının ana nedeni; dilini, dinini, kültürünü, örf ve adetlerini koruyup yaşamalarından dolayıdır. Hani şu HAÇLILAR kafası var ya bize karşı şartlandırılmış... Bizim tarihe bıraktığımız, onların hala canlı tuttukları çürümüşlük kokan zihniyet hala beyinlerinde yaşatagelmeleridir tek sebep!
Birde,
Hollanda’da; ilklere imzayı atan bizler Türkler olmamızdan kaynaklanıyor. Yani; burada ve Avrupa genelinde ilk camiyi açan, ilk minareyi çifte-çifte diken, minarelerinden ilk ezanı okuyan, İslam radyo ve Tv. sini kuran, Türk çocuklarının okullarda Türkçe dersleri başlatan, gazetelerinde Türkçe sayfalar dizdiren, vakıf ve dernek ve federasyonlarını kuran, düğünlerinde gelin evinden gelinini davul zurnayla alan, ekmeğini kendi fırınlarında yapan ve dahası; ramazanlarda, ramazan çadırını meydanlarda kurup, başbakanlarını, bakanlarını, millet vekillerini iftar sofralarında şereflendirmesi... Yağlı güreşimizi yeşil sahalara taşıması ve meclisine Türk milletvekilleri göndermesi... Daha da çoğaltabiliriz hayırlı örneklerimizi...
Saydıklarımda medeniyete, insanlığa karşı ters bir durum var mı? Yok! Medeniyetin önderliğini yapan bir milletin yanlış yapması mümkün değildir! İşte bu durumu hazmedemeyenlerin başlattığı ırkçılık, her yıl daha da büyüyerek çok tehlikeli boyutlara gitmektedir! Türk toplumu, her geçen gün endişelenmete yarınlarına endişe ile bakmaktadır! Bazı komplo teorileri ile Hollanda toplumunda önem arz eden kişiler her nasılsa ortadan kaldırılıp, Türk veya diğer yabancı (özellikle Müslümanlar) topluluklar günah keçisi haline getirilmektedir! Canavarca katledilenleri kimse tasvip etmediği halde yine art niyetle Türklere ve müslümanlara bakılmaktadır!
Çok değerli Hollandalı dostlarımızın gayretleri var bu olumsuzluklara karşı. Ama güçleri yetmediği için bir yere kadar seslerini duyurabiliyorlar... Hele art niyetli bir siyasetçi var Hollanda’da... Her konuşması kavga çıkartmaya endeksli.. Bir parti lideride olan bay Wilders, birden bire yıldızlaşıverdi Hollanda’da (!)... Müslüman topluma karşı açıktan saldırıya geçen bu siyasetçinin Hollanda halkını kışkırtmakta, İslam inancının yasaklamasını istemekte ve en büyük hakareti de, Türklere ve Kuran’a saldırarak tahmin edemediğimiz ağır sözler sarf etmektedir. Maksadı,Türk ve Müslümanları kışkırtıp sokağa dökmek ve olayları başlatmak! Tam bir Hitler’ci kafa yapısı... Ve yeni yeni türeyen ırkçı gruplar tehlikeli boyutlara doğru yol almaktadır.
Bu durumlara karşı toplumumuz maalesef tedbirsiz ve gelecek yıllara kendini hazırlamak zorunluluğu hissetmez bir yapı arzetmektedir. Bu da, ayrı bir sancı bizde! Hedeflerindeki ana gaye, toplumumuzun tamamen asimilesi istenmekte, yukarıda bahsettiğim ilkleri gerçekleştiren toplumumuzun eritme siyasetine sokulmasıdır! Toplumumuzun parçalanıp, parçalar halinde bitirilmesidir. Türk toplumu bu kasıtlı hareketi görmek zorundadır. Sonra yarınlar çok geç olabilir!
2008 yılının umarım toplumumuzun uyanışı olur ve kendi aralarındaki bölünmüşlükleri bir kenara iterek toparlanırlar. Parlamenter olan Türk asıllı milletvekillerimizle, üniversitelerdeki profesörlerimizle, Hollandalı can dostlarımızla ve yazarlarımızla toplumumuz iç içe birlikteliklerini sağlam temeller üzerine oturturlar... İnşallah düşündüklerimiz gerçekleşir ve ırkçı hareketlerin karşısında dikilir ve oynan oyunlara alet olmazyız!..
Haydin öyleyse, elinizi birlik için uzatınız!
Biz buradayız...
Zafer Direniş
...
Değerli dostlarım yeni yılınızı kutlar, 2008 yılının tüm insanlığa hayırlar getirmesi dileklerimle...