- 1088 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DEMOKRASİYE İNCE AYAR- 4 SENKRONİZE SİYASET &YÖNETİMLER&DEVLET YÖNETİMİ
Babam devlette 46 yıl devlet memurluğu yaptı. Yaşayan dokuz evlat sahibidir. Ataerkil bir aileden, demokrat bir aile sistemine senkronize edilirken, midesinden yakalandı ÇARK- I FELEK’e. İlkokul dâhil tüm okulları dışarıdan okuyarak bitirdi. Ve 75 yaşında Üniversite bitirdi.
Onu izlerken, yürüyen ve konuşan, ödüllendiren ve cezalandıran, gördüğü ve görmediği her şeyin kendisinde bir karşılığı olan erişilmez bir devlet gibi gördüm. Hala da öyledir.
Onun bu hallerinden ilk zamanlar değil, gençliğimde çok şikâyetçi idim. Aşırı bir yönetim ve şiddetli ve sağanak bir otorite sürekli Demokles’in kılıcı gibi başımızda vardı. Bugün de hala başımızdadır. Allah eksik etmesin varlığını üstümüzden.
Siyaseti, Politikayı, Devlet Erk’ini ve uluslar arası ilişkileri irdelerken insan bir çocuk olur. Soru üzerine soru sorar. Sabahlara kadar konuşulur ve insan pes eder.Aman der, vurur kafayı yatar. Bazen yatağa, bazen sorunların üstüne yatar. Ve kaçar önce kendinden, sonra çevresindeki anlaşılmaz açmazlardan.
Dünyayı yöneten “BİR” var. “O “ “BİR”’in yönetimine hiçbir devletin hiçbir şahsın gücü ve kudreti yetmez.
Ta firavunlardan, Kisra’lara, Tağutlar’dan, Belma’lara, Karun’lara kadar bir çok insan Allah’ın gücü ile dans etmeyi denemiştir.
Ve hepsi boyunun ölçüsünü almıştır.
Fakat öyle bir zaman gelmiştir ki, Dünyada ABD –RUSYA-İNGİLTERE -ÇİN-FRANSA gibi devletler çıktı. Ve bu ülkeler kendilerine değişik teşkilatlar kurdular. Sayısız örneği var. Bir tanesini kısaca tanıtıp yazımızın özüne dönelim. Ve veto denen ucube ’ye de değinelim.
Devletlerarası hukukta ve diplomasi alanında vetonun uygulandığı en önemli yer Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyidir. Birleşmiş MilletlerAnayasası’na göre, konseyden usul hakkındaki kararlar on beş üyenin dokuzunun kabul etmesiyle çıkabilir. Alınan kararları yedi üye veto ettiği zaman karar yürürlüğe girmez. Usul dışındaki kararlarda ise daimi üye olan ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin’den biri karara olumsuz oy verirse veto etmiş sayılır. Bu veto hakkı Güvenlik Konseyinde birçok önemli kararın alınmasını engellemektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyince alınan kararları veto etmede Rusya başta gelmektedir. Kurulduğundan itibaren 30 sene içindeki görüşmelerde tespit edilen 134 vetonun 110 adedi Rusya’ya aittir. Veto yetkisine sahip olan ülkelerden ABD ve Rusya bu haklarını çoğu kez siyasi sebeplerle kullanmaktadır. Bu bakımdan Birleşmiş Milletler Teşkilatı fonksiyonunu tam olarak icra edememiş ve inandırıcılığını kaybetmiştir.
Bu açıklamalardan anlaşılması gerekenler ve direkt indirgememiz gerekenler Başta SENKRONİZE ’nin başlangıç noktasına vurgu yapmaktır. Yukarıda veto hakkını saydığımız, güçleri kendilerinden menkul devletlerin hükümetlerinde, silahlı kuvvetlerinde, ANAYASALARINI koruma dairelerinde, istihbarat birimlerinde, ORDU merkezlerinde, Dünyadaki tüm devletlerin birer masası vardır. Yani O ülkelerin geçmiş, gelecek ve hali hazır konumları üzerinde senaryolar hazırlayan devlet içinde ikinci bir devlet gibi çalışan kurumları vardır. Bunların vazifeleri, devletlerine gerekli tüm çalışmaları yaparak, bilgi depolamak değildir. Aynı zamanda, Aykırı davranışlar sergileyen diğer devletler ile, yerüstü ve yer altı kaynakları olan sömürülmeye müsait devletleri kendilerine senkronize ederek itaat etmelerini sağlamaktır. Hayvani iştihalarını tatmin edip ve geviş getirmelerini, hazımlarını kolaylaştırmaktır. Örnek çoktur.
—ARAP BAHARI DENEN, ZULUM FIRYTINASI ayrı bir incelemedir.
—SOMALİ EDEBİYATI APAYRI BİR DRAMDIR. Yöneticilerimiz asrımızın bu konudaki tek mucitleridirler
—PKK/KCK ve adlarını sayamayacağım kadar çok olan yan kuruluşların encamıda SENKRONİZE çalışmalardan bir güzel numunedir.3 ncü yazımızda da belirtildiği şekilde ayrı bir ihtisas çalışmasıdır.
Şimdi tüm dünyayı avcunun içinde, tüm canlılar ile birlikte yöneten, ezen, asimile eden, sömüren bu beynelminel devletler ve içlerinden bir kaçının hususi ağa rolünde yaptıkları çalışmanın adını senkronize çalışmalar olarak belirlemiş bulnmaktayız.
Yazımızı okuma zahmetine katlananların, gelişen Dünya ve Türkiye gündemlerindeki gelişmeleri İYİ TAHKİK EDELİM. Ve son ABD KARARI İLE, (SURİYENİN ) ASLAN’IN TERBİYE EDİLMESİ TÜRKİYE CUMHURİYETİNE BIRAKILMIŞTIR.BAYAN Hillary Clinton hanım tarafından resmen ilan edilmiştir. Bu senkronize çalışmanın Türkiye’nin başına nasıl bir felaket getireceği hususiyetle ayrı bir konudur. Ancak Türkiye’yi hangi yumuşak noktada yakaladıklarını da tespit etmek gerek.
Ve şu nokta asla unutulmasın, Hayvanların içendeki, en adi hayvan, en şerefsiz hayvan ASLAN ‘dır. ASLAN TERBİYECİLERİNE DİKKAT ETMEK LAZIMDIR. HATTA ASLAN TERBİYECİLERİNİN SONLARINI, HAYVANAT BAHÇELERİ MÜDÜRLERİNDEN DETAYLI BİR BİLHGİ İLE İSTEMEK GEREKİR.
Senkronizasyon çalışmaları maalesef dünyayı kasıp kavurmaktadır. Depremler için hop oturup hop kalkıyoruz. Güzel. Çok güzel. Fakat Bu sayılı ülkelerin ve kuruluşlarının ve en büyüklerinin yaptığı bu senkronizasyon çalışmalarında DÜNYADA BİR GÜNDE ÖLEN İNSANDAN HABERİNİZ VARMI?
Buna dikkat çekmek üzere kaleme aldığımız yazıdan neticeyi meramımız, DEVLETİMİZİN HASSAS NOKTALARININ ABDULLAH ÖÇALAN İLE BARIŞA İMZA ATMAK İÇİN ANTLAŞMA SAĞLADIKLARIDIR.
EN BÜYÜK SORUN NEDİR ONUDA HEP BERABER AŞAĞIDAKİ, ÇALIŞMALARI OKUDUKTAN SONRA YAZALIM.
Buyurun;
Senkronizasyon Nedir?
Senkronizasyon, eş zamanlama veya eşleme, eşgüdümlü çalışan parçalı sistemlerin zamanlamalarının eşleştirilmiş olduğunu ifade eder. Birimleri, bu şekilde çalışan Sistemler senkronize veya eşzamanlı olarak Anılır. Bazı sistemler neredeyse eşzamanlı olduklarından plesiochronous olarak anılırlar. Kimi uygulamalarda, eşzamanlılık çok hassas olarak ele alınıp, arasındaki farkın tespit edilmesi gerekir.
Senkronizasyon Kelime anlami: Fransızca eşleme. Türkçede sinema ve Televizyon alanında kullanılan bu terimi Türkçe sözlük su şekilde tanımlamaktadır:
1. Eşleme isi.
2. Sinema görüntü ve ses kuşakları arasındaki bağ.
TDK’ye Göre Senkronizasyon ve Kurulumuz da bu söze karşılık olarak dilimizde zaten var olan kullanılan kelimesini benimsemiştir.Eşleme. etmek Senkronize. Eşlemek Bu arada unutmamak gerekir ki, yabanci bir kelime basinda, burada belirtilen karşılıkları dışında çok değişik anlamlarda da kullanılabiliyor.
Hâlbuki bu tür kullanımlar için dilimizde pek çok kelime vardır. Bu yolu seçmeyip kolaya yönelenler aşağıdaki örneklerde görüldüğü gibi Türkçe karşılığı olduğu Halde hiç gereği yokken Yabancı kelimeleri kullanmaktadırlar. Bu ayrı bir hastalıktır. Bu insanlar Yabancı kelimelerin yaygınlaşmasına sebep olmaktadırlar. Düşünüyorum bu gün bende aynısını mı yapmaktayım. Tahsin MELAN üstadımızın EĞİTİCİ VE ÖĞRETİCİ tepkisini de sabırlar bekleyeceğim.
Bebekler Henüz senkronize yüzme figürleri yapmasalar da su’da batmadan kalabiliyorlar. Hikmeti nedir acaba? Veya malum tabiat kanunlarımı? Yoksa derinden bir kopmayan ip onları su yüzünde mi tutuyor?
Uçuş tarifeleri edilerek İstanbul ve Zürih’teki senkronize Bağlantılar güçlendirilecektir. Gazetelerden derlediğimiz bu örneklerin ilkinde senkronize sözünün Yerine Uygun, ikincisinde ise uygunlaşmak, uyum içinde olmak karşılıklarının kullanılması gerekir. Senkronizasyon kelimesinin Türkçede dil Bilimi alanında kullanılan pek çok türevi vardır. Kurulumuz, bu sözlere karşılık olarak daha önceden Teklif edilmiş ve yaygınlaşmış karşılıkların benimsenmesine karar vermiştir.
Tabi biz yazımızda, bu çalışmalarında dışında, siyasette, devlette, Derin çalışmalarda yapılan Senkronizasyon çalışmalarına göz atmaya gayret sarfedeceğiz.
Bir deşuna göz atalım ve bu beyin jimnastiğinde, dikkatli davranırsanız, okuduğunuz ve duyduğunuz veya karşılıklı iştişare yaptığınız her konuda DERİNLEMESİNE ÖNCE VE SONRA YAPILAN VE YAPILACAK OLAN TÜM SENKRONİZE ÇALIŞMALARI GÖREBİLECEKSİNİZ. DAHİ OLMANIZA GEREK YOK. BİRİLERİNİN ÇÖPLÜĞÜNÜ KARIŞTIRMAYA- ARI KOVANINA ÇOMAK SOKMAYA GEREK YOKTUR.
Birazda Ekzersiz Yapalım
1.Attığımız her adım senkronize
Every step we take that & rsquo; s synchronized
2.Eşzamanlı, senkronize,
sinkronizesynchronous
3.Eşzamanlı plüton, senkronize Plüton
Synchronous Plüton
4.senkronize etme; aynı anda ve beraber
Synchronization
5.iTunelar İpodlardan başka bir şeyle senkronize oluyor mu?
Does iTunes sync with anything besides iPods?
6.Koyunların kızgınlıkları mg florogeston asetat emdirilmiş SyncroPart sünger uygulamasıyla senkronizeedilmiştir.
The oestrus cycles of ewes were synchronized by 40 mg florogestone acetate impregnated Syncro- Partsponge application.
7.Eğer bu ofise bakarsanız, içerisinde fazla kâğıt göremezsiniz. Masamda, tek bir masaüstü bilgisayaroluşturmak üzere senkronize edilmiş üç ekranım var.
If you look at this office, there isn’ t much paper in it. On my desk I have three screens, synchronized to forma single desktop.
8.senkronize etmek
sync
9.senkronize etmek
synchronize
10.Senkronize, Eş zaman
Synchronous
Yarı Resmi ULUSAL BİR GAZETE SENKRONİZASYONUN AYAK SESLERİNİ DUYURUYOR!
devlet ile PKK’nın yeni bir anlaşma sağladığını ve bu anlaşmanın kamuoyuna açıklanmasında sadece tek bir pürüz kaldığını iddia ediliyor.
PÜRÜZ–1
"Şu an masadaki tek pürüz PKK’nın bu anlaşmayı Öcalan’ın açıklamasını istemesi. “
PÜRÜZ–2
“Ama bu savaşı Öcalan’ın başlatmadığını net biçimde bilen devlet bu fikre soğuk.
PÜRÜZ–3
Devlet, daha önce masayı devirdiğini gördüğü Kandil’den ilk açıklamanın gelmesinde ısrar ediyor."
PÜRÜZ–4
PKK’nın da devletin de şiddetini artırarak sürdürdüğü mücadelede "barış" izleri olduğunu iddia ederek, menfaatleri kesilecek bürokratların ve teknokratların ayak oyunları hala devam etmektedir.Ssorun çıkaran üst düzey bürokratlar.
HALKA YUTTURMAYA ÇALIŞTIKLARI YENİ AFYON-İYİ ŞEYLER OLACAK. FAKAT SONU NE OLACAK SORUSUNA YANIT VEREN KİMSE YOK. DİKKAT EDİN İYİ İŞLER OLACAK DİYENLERİ İZLEMEYE DEVAM EDİN.
İlk olarak-Özellikle de 2009’da İran yolunda havada Kürt sorununda "iyi şeyler olacak" diyen Cumhurbaşkanı Gül, 2011’in son günlerinde bu kez batıya doğru uçarken havada "İyi şeyler olacaktı ama PKK sabote etti" dedi.
PKK saldırıları bu iyi olacak mesajlarına rağmen asla durmuyor.Bu mesajdan demek ki başka anlamlarda çıkıyor.
Tarihte ABD den bir örnek: Amerikan B-52 bombardıman uçaklarının Kuzey Vietnam’ı en ağır şekilde bombaladığı gün ABD-Vietnam arasında Paris’te barış görüşmeleri sürüyordu. 1993’te İsrail’in Filistin’e en ağır saldırıları yaptığı sırada da Oslo’da barış görüşmeleri ilerliyordu.
Şimdi biz bu gazetenin yazdıkları üzerinden bu görüşlere senkronizasyon çerçevesinde katılım sağlayarak, Altın kural Türkiye için de hiç değişmedi. Diyebilirz.
1993’te Kürt demenin bile epeyce zor olduğu günlerde devlet aracılar vasıtasıyla Öcalan’la anlaşmış, vesayetini ancak Avrupa Birliği yardımıyla yıkabildiğimiz MGK’dan cesur bir PKK affı çıkabilmişti.
Bu cesurluk saklanan senkronizasyon çalışmalarının meyvesidir. Birkaç senedir değişik hastalıklar ile mücadele ediyorum. Elhamdülillah ala külli hal. Şikâyetçi değiliz. Fakat bu sene Temmuz 25 da, bir doktora gittim. Aslen Afganistanlı. Tetkikler sonucunda üç değişik ilaç verdi ve Ağustos 25 de de endoskopi ve biyopsi istedi. İlaçları kullandım. Ve kullanmayada devam ediyorum. Endoskopi sonucu ile başka bir ilaca geçti. Biopsi ile de başka ağır bir ilaca geçti. Tabii malum ikazlar uyarılar yaptı. İlerleyen zaman içinde doktor bey, ayrıldı. Kullandığım ilaçları tesadüfen biri dost doktor,(doktorluk yapmıyor) gördü. İşin hikayesini anlattım. Güldü.Ve sordum madem böyle neden diğer ilaçları bana verdi.Eczacılarımı zengin edeceksiniz dedim.
Dedi ki:-Bu ilaçlar çok ağır. Buna alıştırmak için, ve vücudun tepkisini alabilmek, tedaviye cevap verip vermeyeceğini sende gözetlemesi lazım.
Dedim ki- Lisanı hal ile ben anlamam.
Dedi ki:-Bence senin siyasi analizlere yaklaşım tarzındaki, eğitici ve öğretici, hatta gizli senkronize davranışın gibidir. Şimdi anlarsın.
Bakın kişiler bile senkronize olmuş. Kişilerin haberi yok.
Devleti ali Osmanimiz, memleket meselelerine tazimattan bu tarafa maalesef hep bu şekilde bakmaktadır. Şunu asla denemedi bizim asırlardır devletimiz, dünyaya şekil vermek için kamplalar düzenleyip, işi otomatiğe alıp, senkronize etmeyi, hiç ama hiç düşünmedi. Sadece varsa yoksa fütuhat çalışmaları yaptı. Fütuhatı da kısır manası ile, uygulamıştır. Buda ayrıca tartışılabilir.
Alıştırma yapılıyor. Halka bu sindirilecek şekilde sunulmaktadır.57 nci hükümetin bu konuda muazzam başarısı vardır. Birde ABD ye sağlam itaat etseydi. Bu gün olanları başka kapıdan seyredecektik. Halk sindiriyor sayın /sayınlar. 54 ncü hükümetin 1 nci yarı devre kaptanının, FASA FİSO demesinde kendine olan özgüven mi, yoksa zor dağlarından gelen senkronize çalışmalarının ışınlarının etkisinde kalarak, işi küçümseyerek, halkın alışmasını sağlamak için mi idi. Hala belirsizliğini koruyor. Deselerde işin hakikati, sağır sultanda bilmektedir ki, bu bir senkronizasyon çalışması ürünüdür. Ancak, kaptan o bedenle maalesef uyum sağlayamadı, hanım bir ele elini devir ederken malum post modern halılar ve yatak odaları sokağa döküldü. Bir gecede 3000 kişinin kanatlanıp kuş olması ve göklere uruç etmesi planlanırken, bakın neler ile halkı uyuttular. Ve halada uyutmak istemektedirler.
Kürt sorununa siyasi çözüm demenin bile doğrudan dava konusu olmaya yettiği, iktidarın 28 Şubat’ın generallerinin elinde olduğu 90’ların sonunda askerin Kuzey Irak’a kara operasyonu yaptığı günlerde bile sonu 1998 ateşkesi ve PKK’nın sınır dışına çekilmesiyle biten devlet-PKK müzakereleri hız kesmedi ve kesilmedi. Sürekli devam etti. Buna siz ne anlam veriyorsunuz. Bu ülkede PKK dan daha eski örgütler var. Tabii onları da incelemek gerekecek.
PKK-MİT kaydından biliyoruz ki Kürt Açılımının portakal çiçeğinde vitamin bile olmadığı, TRT Şeş’in tahayyül dışı olduğu 2006’da MİT, PKK yöneticileriyle çoktan yeniden masaya oturmuştu.
Güzelde, sokağa yaramazlık yapmak üzere salınan çocuğun her türlü korunmasında, sokağa salan kişinin vazifesi değilmidir?
Yine 2009’da Kürt Açılımı için toplantılar başladığında sol-liberal aydınlar bu açılımın içinin boş olduğunu söylerken, Kürt siyasetinin işi yokuşa sürdüğü düşünülen en radikal talebi "muhatap PKK’dır" iken devlet PKK’nın en şahin yöneticileriyle masada anayasanın ayrıntılarını konuşmaktaydı.
Üç maymun senkronizasyonu öyle güzel devam ediyor ki, kurucu babası 96 yaşını işlemekte olan ikinci deha kabul edilen NETEKİM KADDESE SIRREHU bile buna akıl erdiremedi. NETEKİM ÇANKAYA SIRTLARINA ÇIKTIĞI VE GÜL KOKLAMAK İSTEDİĞİ O GÜNDE BU MEVZULAR ÇİÇEKLER ARASINDA TEMAŞE EDİLMEMİŞMİDİR.
MUHATAP ÖCALAN MI? EVET MUHATAP PAŞALARIN 40 YIL ÖNCE GÖREVLENDİRDİĞİ ÖCALANDIR.
Habur ve Reşadiye saldırısı sonrası bile barıştan ümidin kesildiği günlerde devletin PKK’nın en şahin isimleriyle halen aynı masada esprili müzakereler yaptığını bizzat kulakları ile duyanlar, uzun kulak mıdırlar. Tüm görüşmelerin ardından 2010’un yaz ayında yeniden tırmanan savaştan sonra devlet bu kez de doğrudan Öcalan’la görüşmelere başladı. "Muhatap Öcalan’dır dediği için insanların tutuklandığı, bu yüzden çocukların kendini yaktığı, Kürt siyasetçilerin, İstanbul’daki aydınların ardı ardına bunu talep eden bildiriler yayınladığı günlerde devlet Öcalan’la masada anayasa ve barış konseyi kurulması konusunu tartışmaktaydı.
Her zorluğun bir aşılma tekniği vardır. Dünyaya nizam ve intizam vermek için uğraşan ve karşılığında da o ülkelerin hatta dünya halkının kanlarını emmek arzusunda olan devletlerin emrinde olan devletlerde azda olsa kan içerler. Ve içmektedirler de. Hangisi içmemektedir.?
ADIM ADIM BARIŞ GÖRÜŞMELERİ
Önce filmin en başına saralım. 40 yıl önce ki Abdullah Öcalanı Tanıyalım. Tabii bu yazıda değil. Nasip olursa önümüzdeki günlerde sıkı bir tarama ile , ve yorumlarımızla size takdim edelim.
Yakın tarihe dönelim ve hadiseleri yine bu medya organından irdelemeye devam edelim. Bu medya organımız Yarı resmidir. Beslenmesinde direkt ABD ve malum yerden yapılmaktadır. Temmuz 2011’de devlet Öcalan’la anlaştı. Öcalan 6 Temmuz görüşmesinde bu anlaşmayı açıkladı. Ama PKK, Silvan saldırısı ve demokratik özerklik ilanıyla birlikte Öcalan’ın iptal etmesine rağmen Ortadoğu’daki altüst oluş içinden büyük kazanımlar elde etme vaadiyle …imci …alk savaşını başlattı.
Bu ne büyük bir hinoğlu hinliktir. Düşünsenize ısrar ile savaş kelimesi kullanıyor ve kullandırtıyorlar.
Sonuç ortada. …imci ..alk savaşı stratejisinin sonunda İran’da PJAK silah bırakmak zorunda kaldı. Kuzey Irak’ta ABD’nin çekilmesi öncesi, bölgenin istikrarının emanet edileceği Barzani tek güç haline geldi. Türkiye’de demokratik özerklikten geriye ise hiçbir şey kalmadı. BDP’li vekiller boykot kararlarını sağlayan koşullar değişmemesine rağmen Meclis’e döndüler. Kör bir şiddete saplanan PKK ilk kez hesap verir hale geldi. Karayılan "Savaşı biz başlatmadık" diye mektup bile yazdı.
Senkronize çalışmalarda, iddianameler, savcılar, yargıçlar, iyi kötü rollerdeki tüm aktörler, EROL TAŞ mantığı ile yurt içinde seyahat ederler.
Büyük kazanımlar beklenen Suriye’de de yanlış ata oynadı PKK. Arap Birliği’nin bile sırtını çevirdiği Esad’a karşı birkaç gün önceki Karayılan’ın açıklamasıyla cephe alınması bundan. Suriyeli Müslüman Kardeşler ‘in Kürtlere uzattığı elle de, ucu "Türkiye Suriye’ye girerse Baas’ı savunuruz"a varan strateji altüst oldu.
Bu arada ilk kez profesyonel ordunun sahaya çıktığı askerî operasyonlar, PKK’nın kışlık hazırlığını hedef alan strateji 1997’den beri PKK’yı askerî olarak da ilk kez zor durumda bıraktı. En önemlisi de tüm bunlar olurken PKK’nın kör şiddeti İstanbul’da devrimci şiddetin büyüsünden kurtulamamış bir grup aydın dışında sorgulanmaya başlandı. Geçen hafta sonu KCK tutuklamalarına karşı Kazlı çeşme Meydanı’nı boş bırakan da PKK’nın ilk kez Kürt kamu vicdanında mahkûm edilmesiydi.
PKK YIKTIĞI BARIŞ MASASINA GERİ DÖNDÜ
Böylece altı ay önce tarihin en güçlü dönemindeyiz diyerek savaşı başlatan PKK altı ay sonra yıktığı görüşme masasına döndü. Aslında bu PKK’nın kaybettiği bir masa değildi. Gül’ün olacağını vaat ettiği iyi şeyler konusunda uzlaşmaya varılmış bir masaydı. Bu masada daha 2009’da MİT yöneticilerinin görüşmelerde vaat ettiği anayasal değişiklik, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, anadilde eğitim talepleri çoktan aşılmıştı. Eğer PKK, silahta ve daha çoğunu almakta diretmeseydi, belki Öcalan yeni yıla Yalova’daki evinde bile girebilecekti.
Yeniden kurulan masadan gelen duyumlar Barzani’nin garantörlüğündeki görüşmelerde sona doğru gelindiğini söylüyor. Ama en büyük vaadi "değişiyorum" olan devlet bu kez kışı atlatmak için geçici ateşkeslerden yana değil. PKK’nın hemen silahtan elini çekmesini ve orta vadede de silahlı mücadeleye son verdiğini açıklamasını istiyor.
Devlet Senkronize olduğu konuları çoktan aşmak istiyor. Fakat yöneticilerinde kişisel arzu ve istekleri başka bir mecraya gidiyor. Devlet yönetmek farklı bir olgu, hükümette görev yapmak ayrı bir olgudur. Yani iktidara gelmek farklı bir olay, İKTİDAR OLABİLMEK BAMBAŞKA BİR OLAYDIR.
KANDİL’DEKİ PKK’LILARA AF GÜNDEMDE
Barzani’nin Ankara ve Kandil’den destek alan çözüm planında Kandil’deki 3000 PKK’lının Irak Kürdistanı’ndaki hayatlarının güvence altına alınması bile var. Uzun vadede bu isimler Türkiye’ye geçecek ve burada siyaset yapma imkânı da bulacak. (Buna İran KDP’si formülü deniyor.)
Buna dünya devletleri senkronizeside derseniz daha namuslu olur. Neden hayal üretiliyor. Gerçekler neden saklanıyor? Son haftalarda DERSİM konuşuluyor oldu.
Sonunda Başbakan ağzından baklayı çıkardı. DERSİMLİLERDEN ÖZÜR DİLEDİ.
Aslında Özrü kim diledi. Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. Veya İsmet İnönü’dür. Nedir bu işin alı esası.
Neden Kemal KILIÇDAROĞLU yandan çarklılık yapıyor?
Ulusalcılar, Aydınlıkçılar, Kemalistler, Neden tepkili bilen var mı?
Peki, CHP içinde 12 Milletvekili neden bir bildiri yayınlama gereği duydular? Bunların sayısı neden 12’dir? Deniz Baykal bu oluşumun içinde neden yok?
Diğer CHP milletvekillerinin düşüncelerine neden ipotek konulması fikri ağır bastı, ve parti içi demokrasiye askıya alındı?
TSK neden sessiz? Bu dersim ile alakalı söyleyecek sözümü yok. Hiyerarşik yapı içerisinde konuşacak takadimi yok? Hasdal’a silah arkadaşlığı için,kader arkadaşlığı için,ahde vefa için turizm seferberliği başlatır gibi savcılıktan izinler alarak gidenler, DERSİM için konuşacak bir kelamları yokmu?
Vatandaş RIZA mahkum oldu. Amcasının oğlu onu ziyarete gitti. Oda savcılık iznine bağlı dır. Fakat Ziyaretten 15 gün sonra amca oğlu ile aynı suçlama ile karşılaştı.
Bir bankada güvenlik memuru olarak çalışan Allahın MURAT’I, İLKOKUL ARKADAŞININ bir şekli ile telefonunu bulup çocukluk günlerinin hatırasına nasılsın iyimisin dediği için, Emniyet dinlemesine takılır. Çünkü arkadaşı devletin terör örgütü saydığı bir örgütle sempatizan olarak fişlenmiş.Polis sabahın köründe servise yetişmek üzere olan MURAT efendiyi yakapaça alır emniyete götürür. İfadesini alır. Ve bırakır. Normal bir uygulama. Devlet böyle zamanlarda ortaya çıkar.
Fakat Murat, İşine gittiği zaman, genel müdür yardımcısı tarafından makama çağrılır ve tazminatını alarak, kapıya koyar. Gerekçe, Emniyet Müdürlüğünde ifade vermesidir.
Şimdi bu banka, YUNANİSTAN’lılara satıldı. Ve bu Yunanistan, PKK LİDERİ TERÖRİSTBAŞI NA YARDIM VE YATAKLIKTAN SABIKALI.Bu bankayı kapı önüne koyacak okkalı bir adam varmı bu memlekette? Yoksa herkesin gücü Muratlara ve Rıza’ları mı geçiyor?
DERSİM’i biliyorum. Okudum. Yine de okumaya devam ediyorum. Dersimi ’de çalışıyorum bir öğrenci gibi. Gerçekten arşivler açılsın. Çorum ve Maraş hadiseleride daha yüzlerce tozlu raflardaki bela ve musibetler açılsın.
FAKAT BİR NOKTAYA PARMAK BASMAK LAZIMDIR. EY AHALİ GAYE ÜZÜM YEMEK MİDİR? BAĞCIYI DÖVMEKMİDİR?
IRAKLILAR SADDAMI ARIYOR. HEM DE KÖPEKLER GİBİ. YÜZLERCE IRAKLI İLE VE ORADA İŞ YAPANLAR İLE GÖRÜŞÜYORUM. Saddam’ı günahım kadar sevmiyorum. Siz benim nereye parmak basmak istediğimi sanırım anlarsınız? Akile sanmak bile hakarettir ya. Özür dilerim. Varsa literatürde böyle bir şey.
LİBYA KADDAFİYİ ARAYACAK DEMİYORUM. ZATEN ARAMAYA BAŞLADI. HEMDE KADDAFİYİ HİÇ SEVMEYEN KRAL İDRİS VE YAKINLARI TARAFINDAN. Peki, Kaddafi’yi sever misin dersen, yeminle söylüyorum, en 35 senedir kahrederim ona. Yeşil Kitabını da başına çalsın. Fakat dikkat edin. Son nedir?
Mısır ve Arap baharı denen, olaylar zinciri nedir? ABD nin PENTAGON planlarıdır. Uygulaması değil jandarmalığı kime yaptırılıyor dikkat edelim. Yok, mu bu memlekette bu senkronize çalışmalara dur diyecek güç. Siyasi partilerin tamamı Amerika’nın 14 ayak buzdolabı olmuşlar. Suratlar zülcenaheynden uzak, aynadaki resimlerinden korkan vampirlere dönmüş. Bu memleket böyle durumlara düşecekti de, içinden bir akil insan çıkmayacak mı? Nerde Vahdettin’in ülkeyi teslim ettiği insan? Nerde Zindandaki Abdülhamit’e, sultanım memleketin ahvali budur, nasıl yapmamız gerekir diye akıl tanışan, hatalarını dile getirirken asla zül duymayan insanlar? Sahi bu tarih ne için vardır? Arşivlerde tozlanmak için mi? Yoksa ilgililerinin ibret alması için mi? Veyahut hırsızların arşivlerden yürütür, sterlin dolar veya Euro karşılığında Amerika, İngiltere vb. ülkelere satılması için mi?
Konudan konuya atlıyorum. Bakın görün bu Senkronize olma hastalığı kaç asırlık bir iş?
Ama susanlar, siyasi pirim derdinde olanlar sanırım bir gün eyvah diyecekler.
Türkiye Cumhuriyeti, İmralı’daki şahsiyeti Cumhurbaşkanı, Kandildeki şalvarlılardan birini Başbakan, diğer önemli şalvarlı istihbaratçıları da devlet umurunun en tepesine alem diye dikmezlerse, sizde bunları görmezseniz, kısır çekişmeler ile nereye kadar gideceğimizi varın siz hesaplayın.
Bu memlekette, doğan büyüyen ve TC kimliği taşıyan hiçbir kimsenin, hiçbir makama gelmesinden kimsenin rahatsızlık duymaması gerekir. Ve bende duymuyorum. Fakat Şu Osmanlı tarihi ve TÜRKİYE CUMHURİYET’i Tarihi lütfen bir daha ve bir daha yeniden gözden geçirilsin. Okunsun. Sonra karar verilsin.
Şunu demek istemiyorum. Devleti Yönetenler, Padişahlar dahil, Günümüz yöneticileri dahil olmak üzere, hepsi hata yaparlar. Yapmamaları mümkün değil? Şahsi hataları olacağı gibi, yönetim ve devlet bazlı hatalarda olabilir. Çok galizde hata yapmış olabilirler. Özür dilenecek kadarda dehşetli hata yapabilirler.
Yahu bir seferde, Şener şen gibi, sorun İlyas Salman’a .. Yaptım ama neden yaptım?
İşte burada Şener Şen’in vereceği cevap yenilir yutulur ve hafife alınacak bir tarafı da olmayabilir? Şartların ve Gündemin getirdiği Acziyet içerisinde, İlyas Salman’ında hatalarının alenen duyurulması lazımdır.
Sayın Kılıçdaroğlu’da, Sayın Tayyip Erdoğan’da fazlası ile senkronize oldular.
T.C nin hassas makamları da haddinden fazla senkronize oldular. Bu hayra alamet değildir.
KANDİL’DE PKK İLE BUNLAR KONUŞULDU
Geçen hafta Markar Esayan’ın Taraf’ta duyurduğu Kandil’in Levje köyündeki görüşmede konuşulan buydu. Kürt cephesini yakından izleyen Politika Servisi Şefi Veysi Polat’ın geçen hafta yazdığı gibi şu an masadaki tek pürüz PKK’nın bu anlaşmayı Öcalan’ın açıklamasını istemesi. Ama bu savaşı Öcalan’ın başlatmadığını net biçimde bilen devlet bu fikre soğuk. Daha önce masayı devirdiğini gördüğü Kandil’den ilk açıklamanın gelmesinde ısrar ediyor. Ama PKK’nın epeyce ümit bağladığı Esad’ın artık sona yaklaşması, ABD’nin aralık sonunda Irak’tan çekilme takviminin ilerlemesi çözüm baskısını arttırıyor.
Yani her ne kadar Türkiye’nin batısında silahlı mücadelenin hâlâ meşru olduğunu düşünenler varsa da, kötümserlik hâlâ prim yapıyorsa da doğuda iyi şeyler oluyor.
Geldik Bu yazının sonuna, aslında yazacaklar daha o kadar çok ki, anlatamam. Fakat şunu algılama zorluğu çekiyoruz. Yöneticilerimiz bunun farkında değildir.
Yapılan mahalle kavgaları ile yürüdüğümüz yol, CEHENNEME çıkar. Kısır politik çekişmeleri malzeme yaparak, dün tüm ecramıyla karşı çıkılan senaryoların tamamını benimseyerek, özümseyerek, sindirerek uygulamak gerçekten ATATÜRK’ün nutkunu defalarca okumaya ihtiyacın olduğunu gösteriyor.
Bakınız,
- İMF DİREKTİFLERİNE
- ORTAK PAZAR OYUNLARINA®BUGÜN AVRUPA BİRLİĞİ
- KÜLTÜR EMPERYALİZMİNİN HER ÇEŞİTİNE
KARŞI ÇIKANLAR, ŞU ANDA BUNLARIN TAMAMINA EYVALLAH DİYEREK MEMLKETİ YÖNETMEKTEDİRLER.
DÜN HOROZ DÖVÜŞÜ DİYE ANLATILAN, FASA FİSO DİYE GEÇİŞTİRİLEN HER OLAY, BİR KABAK GİBİ PATL-ADI.
- AĞIR SANAYİ HAMLESİNİ SAVUNANLAR
- TARIM POLİTİKALARINI YÜZDE YÜZ MİLLİLEŞMESİNİ ARZU EDENLER.
- MAARİFİN MİLLİLEŞTİRİLMESİ İÇİN SABAHLARA KADAR EVLERİNİN YOLUNU UNUTANLAR
- BU ÜLKENİN GELECEĞİNİN ABD ŞEYTANININ VE AVRUBA BİRLİĞİ DENİLEN HİRİSTİYAN KULUBUN ELİNDEN KURTULMASI İÇİN, MİLLİ SEFERBERLİK İLAN EDENLERİN, BEYAZ BAYRAK ÇEKMELERİ KORKUNÇ BİR DURUM.
- SAYMAYA KALKDIĞINIZDA ASLA SAYAMAYACAĞIMIZ KADAR ÇOK İLKELİ DURUŞUMUZDAN VAZGEÇTİK. BU GÜNE KADAR EĞER İSTİLA EDİLMEDİ İSEK, ZAN EDİLMESİN Kİ, YÖNETENLERİNB AKİL DAVRANIŞLARIDIR. KURULUŞUNUN SAĞLAM TEMELLERİNDEKİ ESRARLI DURUŞ, ABD VE EMPERYAL DEVLETLERE GERİ ADIM ATTIRMAKTADIR. YOKSA DAHA NAMAZLARINI BİLE KILMAYAN YÖNETİCİLERİMİZİN ALLAH ALLAH DİYEREK YÜRÜMELERİNDEN KORKAN FALAN KİMSE YOK. KİMSE, İRAN –IRAK SAVAŞINDA ÇARPIŞAN ASKERLERİN ORDULARIN BİR TARAFININ KAFİR OLDUĞUNU SÖYLEMESİN. HER İKİ ORDU DA ÇARPIŞAN NEFERLER MÜSLÜMAN VE ALLAH AŞKI İLE( NASIL BİR AŞK İSE) KARDEŞ KARDEŞİ KATL ETMİŞTİR. IRAK KUVEYTİ İŞGAL EDERKEN DE ÖLEN VE ÖLDÜREN MÜSLÜMAN İDİ. KADDAFİYİ ÖLDÜRENLERDE MÜSLÜMAN – KADDAFİDE MÜSLÜMAN. MISIRDA GELİŞEN OLAYLAR, LÜBNANDA GELİŞEN OLAYLAR, KISACA ORTADOĞUDA GELİŞEN OLAYLARI İSRAEL HARİÇ İYİ DEĞERLENDİRİN.
- BU ÜLKELERİN İÇİNE DÜŞTÜĞÜ GAFLET VE HIYANET, BASİRETSİZLİK, DEVLET ADAMLIĞINDAN Bİ HABER OLAN YÖNETİCİLER, AŞİRET REİSİ MANTIĞIYLA YÖNETİLEN DEVLET, SONUNDA APTAL OLAN ŞUREKAYI CEHENNEME GÖTÜRMEKDE GEÇİKMEDİ.
Gelelim Güzel yurdumuza, Kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tür. Mutlaka seven veya sevmeyen vardır. Sevenlerin kim olduğu bir hilkat garibesi gibi saklıdır. Ne tuhaf. Bu ülke için her şeyini feda eden bir insanın sevenleri saklı.
Netekim, onun isminden pirim ve rant elde etmek isteyenler hep meydanda. Sevmeyenlere gelince, neden sevmediklerini ise, bilmemektedirler. Düşman olanların ise, neseplerinin incelenmesini özellikle istiyorum. Ve bugün Mustafa Kemal ATATÜRK Türkiye Cumhuriyeti nin gündeminden ve tarihinden tamamen silinmek istenmektedir. Bu senkronize hareket bakalım Milletimizi hangi badirelerin eşiğine getirecektir. Umarım ki yanılırım. Geldiğimiz son nokta budur. 2023 versiyonu Türkiye de buluşmak gerçekten sürprizlerle dolu olacaktır. İyi ve kötü kakı sağlayanlar, ölenler, yürüyenler, gezenler, Silivri de kalanlar, yönetenler, rakımlı rakamsız tepelerden bakanlar, Pennsylvania köyünün muhtarına varıncaya kadar mutlak bir vebal taşımaktadırlar.
Gerçekten Cehennem lüzumsuz değildir.
Gaflet hıyanet ve delalet içerisinde bulunanlar için yaşasın Cehennem.
Adalet, sahibi olan Allah’tır. Allah’ın adaletinden Allah cc’e sığınıyorum.
Ve ülkemin mahrem ve namahrem denilebilecek her şeyini ABD ye peşkeş çekenleri de Allaha havale ediyorum.
Mustafa Mesut DURMUŞ
KIZIL BABA
24 KASIM 2011
YORUMLAR
« Şairin önceki şiiri
Bu Güneş Doğudan Doğdu !
Mustafa’dan bi haber iken Mustafa,
Mustafa’ya yardım etti ol Mustafa.
Cihan cehennemdi yoktu bir Mustafa,
İslam yok olurdu yetişti Mustafa.
Düşmanla birleşti içteki cehalet,
Dünyadan habersizdi tümü habaset.
Toplandı Enbiya Resul Mustafa’yla,
Türkiye devir edildi Mustafa’ya.
Dünya sarsıldı o gün sırlı savaşla,
Kemale erdi Mehmetçik Mustafa’yla.
Ata yurt korundu Mustafa Kemalle,
Kızıl Baba fitne dinmez selametle.
Korkma ey insanlık gelen Kemalattır,
Yüzündeki Müslüman Türk Tokat’ıdır.
Mustafa Kemalden bi haberken ahmak,
Muhammed Mustafa’dan gelecek dayak.
Mustafa Mesut DURMUŞ
Kızıl Baba
kizilbaba
Merhaba ,
Hoş geldiniz. Biz bu güzel ülkenin, güzel insanlarından sadece birer fert olarak karşılaştık.
Görüşlerimi ve tecrübelerimi yazıya döktüm. Ve uzun yılların semeresini bilgi sofranıza ikram ettim. Okuyan her insan dilediği şekilde yorum ve düşünce faaliyetinde bulunsun istedim. Okumak ve yazmak bilmeyen insanlara hitap etmedim.
Gelelim kaçan insanlar neden hep Rusyaya kaçarlar sorunuza. Bu ülkeye ianet edenler ile ömrümde yollarım hiç kesişmedi. Bunu bilmem mümkün değil. Ancak bazı yolları size tavsiye edebilirim.
Bedrettin DALAN, ÖZAL AİLESİNİN PRENSİ İDİ.Tahta oynayınca araları açıldı brütüs hüsnü gibi. Sanırım Rusya da. Özal ailesine bunu sorabilirsin. Veen sağlıklı yanıtı alabilirsin. Buna itirazın olabilir.Sağa sola sallayıptopu taca atabilirsin.
DR. TURAN ÇÖMEZ, RECEP TAYYİP ERDOĞAN IN PRESİ İDİ.KENSİSİ İLE 40 YIL SİYASİ MÜCADELE İÇİNDE BULUNAN DOSTLARINI KİRLİ BİR GÖMNLEK NİYYETİYLE ÇIKARIP ATTIĞI GÜNDEN SONRA EDİNDİĞİ GİZLİ BİR PRES ŞİMDİLERDE KAYIP NEDEN NİÇİN? SORUN BAKALIM KENDİSİNE.
BİZLERE GİZLİ SİZLERE AŞİKAR OLAN, EMEKLİ TÜMGENERAL MUSTAFA BAKICI kesin olmamakla birlikte dışarda ve rusyada olduğu söyleniyor. Ama Türkiyede ve istanbulda olma ihtimali yüzde yüz.Kaçmışsa şayet, şu adaletin işleyen çarkına bakınız.Yıllardır içeride yatan ve suçları henüz yasalar çercevesinde sabit görülmeyen yığınla insani, biride sen olsan, imkanın olsa ne yaparsın samimiyyetinle söylemelisin. Syuçlu varsa cezasını çeksin. Yargısız infaz ile yıllarca içerde yatmak ne demek? İslamın şeriatı bumudur.? Demokrasinin gereği bu mudur? hiç bir suçluyu asla savunmam. savunsaydım avukatlık yapardım. Mazlumu savunmak ise bir ibadettir. Yargısız infaz ve siyasi bir infaz var. Dün zukmedenleri,, tecrit odaları oluşturanları, islama salya sümük saldıranları nasıl tasvip etmedim ise, bu günde sırf fethullah gülen veya başka bir cemaate mensup olmadıkları için ve siyaseten akp li olmadıkları iiçin zulme uğrayanları savunmak en doğal hadisedir. Darebecilerin, darbe heveslilerinin, halka zulm edenlerin, katliam yapanların, bir kavmi veya bir küçük toplumu asimile etmek isteyenleri ve u yönde eylem gercekleştirenleri, her ne nam ve sıfatla olursa olsun terör eylemi gerçekleştirenleri, ve terörü besleyenleri vb. yığınla mezalimi tasvip etmediğim gibi cezalandırılmalarını sabırla bekliyorum. Velakin, birilerini cezalandırırken,bir başkasına zulm edemezsin. Başbakan yardımcısı Arınç bile bu konuda rahatsız. Ve tahliye beklentisini alenen dile getirmiştir. Bu işin sonu tuzlu ve acı isot gibi olacaktır.10 yıl menderes dönemi-10 yıl özal dönemi-10 yıl erdoğan dönemi. Zavallı saf müslümanın postuundan kopardığı kıllar ile, iktidarlarına secde edecekleri kuzu postunu elde ettiler.
Çok şey yazmak mümkün. TBMM arşivlerinden çok vesikalar indirip söylemek mümkün. Gelen gideni aratıyor.
Bir soruda ben sorayım. Belki bilirsiniz. Bende aydınlanırım. PENSİLVANYADA BULUNAN SAYIN FETHULLAH GÜLEN BU ÜLKEDEN NEDEN KAÇTI. NEDEN BU DÖNEMDE GELİP YARGI ÖNÜNE ÇIKIP AKLANMIYOR. BENİM GÖZÜMDEDE MASUM.İDİ.. BİR ZAMANLAR. NEDEN ABD YE KAÇTI SAHİ.. VE ESKİDEN PADİLAHLAR HAREMLERİNİ KADINLAR İLE DOLDURURDU. DEĞERLİ HOCAEFENDİNİN ÇİFTLİĞİNDE İSE, YÜZLERCE ERKEK İKAME EDİYOR. NEDİR GÖREVLERİ. RÜTBELER, TAHSİLLERİ..GÜNLÜK İCRAATLARI..VE EN ÖNEMLİSİ, H. BARAK OBAMA VE HİLARY CİLİNTON İLE İLİŞKİSİNİN DÜZEYLERİNİ NELERDİR. HOCAEFENDİNİN HATADA EN AZ İKİ DEFA GÖRÜŞTÜĞÜ PENTAGON GÖREVLİLERİNİN SAĞLIK PERSONELİ OLDUKLARINIMI SÖYLEYECEKSİNİZ. MERAK EDİYORUM LÜTFEN BİR CEVAP VERİN.
ERGENOKON VE BENZERİ DAVALLARDAN ŞU ANA KADAR YURTDIŞI KAÇAĞI OLAN DÖRT KİŞİ VAR.YANILMIYORSAM. VE BUNLAR SUÇSUZDUR DEMİYORUM. AMA CAN HAVLİ İLE, VE ÖDLEK OLDUKLARI İÇİN KAÇTILAR. 40 ÇEŞİT HASTALIĞIM VAR. HER AN TUTUKLANACAKMIŞ GİBİDE GELEBİLECEK GÖREVLİLERİ MÜTEBESSİM KARŞILAMAYA HAZIRIM. ÇÜNKÜ BEN MEDRESEİ YUSUFİYYEYİ BİLİRİM. BEN YEZİDLER, MUAVİYE LANETULLAHLAR, ÖMER BİN SAD LAR, EMEVŞLER VE ABBASİLER DEVRİNDEKİ ZULUMLER İLE, ZALİM LANETULLAH YÜZLERCE HALİFE BİLİRİM.İSLAM ADINA ZULM EDEN ŞEREFSİZ ÇOK TANIRIM.TARİHİM BUNU ÖĞRETTİ BANA. ŞİMDİ ERGENOKON VEYA BALYOZ VEYA BİLMEM NE DAVASI VIZ GELİR TIRIS GİDER. ÖLÜMÜ ÖLDÜREN ALLAHA HAMDOLSUN. NEFSİMİZİ HUZURUNDA TESLİM ALAN RESULALLAHA İMAN EYLEDİK. EHLİBEYTİNE AŞIK VE SADIĞIZ, SAHİBEL ZAMANA HADİMİZ. BİZİ HİÇ BİR ZULUM BU ÜLKEDEN KAÇMAYA, HİÇ BİR MENFAAT BU ÜLKEYİ SATMAYA, VE HİÇ BİR MAKAM MŞİLLETİME İHANET ETMEYE GÖTÜRMEZ. ŞEREFLE ÖLÜRÜZ . ŞEHADET MAKAMI ŞEHADET SAHİBİNİN TAKDİRİ İLE GERÇEKLEŞİR. NAMLUNUN UCUNDA CCENNETİ DEĞİL, CEMALULLAHI GÖREN BİR FİKRİN SAHİBİYİZ HAMDÜLİLLAH.
GELELİM BİR BAŞKA SORUYA, ŞU ANDA ERGENOKON VE BALYOZ SOUŞTUIRMASINA ISARARLA SOKULMAYAN, AKP Lİ VEKİL, BAKAN, VE ÖNCEKİ HÜKÜMETLERİN BİR İKİ NUMARALI ŞAHSİYETLERİ İLE, AKP DEN KOPUP BAŞKA SİYASİ ÇALUIŞMALARDA BULUNAN SİYASİLER NEDEN TUTUKLANMIYOR. AÇIKLARSANIZ MEMNUN OLURUM.
Yazımda size bir mesaj, dersimdeki katliam, sultan abdülhamit tarafından planlandı. Ve tam -6-7 vilayetin tüm nufusunu kaplıyordu. Bediuzzaman saidi kürdi bile SULTAN ABDULHAMİTTEN ŞERİAT TALEP ETMİŞTİR. SORUNUN VAHAMETİNİ KAVRAYIN.son anda kardeş kanı dökülmesin denerek, problem donduruldu. Ve bir hata olmasına rağmen , ve sınırlı sadece belirlenen insanlar üzerine olmak üzere, bir opresyon yapıldı, cumhuriyetin o yıllarında. hata ayrı . vahim kararların kaynağı ayrı. bir vurgu yapmak istedim. Ben düşünen ve yazan bir insanım. Muhammedin ümmetiyim. okuyanım, takip edenim var.onlara gerçekleri nefsim istemesede yazmak durumundayım.Ben onlardan mesulum.Mesuliyuetimi yeine getiriyorum.
Bir yaraya parmak bastım. yorum yapmak size ait. yazıyı değişik merhalelerden süzerek getirdim ki, bir şey bilen varsa itiraz etsin.
Son sorum, PKK/KCK vebenzeri örgütlere karşı durum ne olacaktır. hergün yüzlerce asker ve polisimiz şehit olmaya devam mı edecek, yoksa doğu ve güneydoğuda bir kürt asamblesimi kurulacak. ?
Değerli dostum, buraya kadar yazdıklarımdan, şahsınızı ve gönlünüzü incitecek bir kelam eyldim ise, özür dilerim. kastım şahsınız değil, memleketimi ve milletimi ve sevdamı linc edenler ile efkarı umumiyyede bir küçük hesaplaşmadır.
Saygılarımla,
slm sayın kızıl baba yazdığının yuze yuzune katıliyim bu develti sayıpsız kılanlar utansın silahlı kuvetlere saldırarak ülkemizde şerihatın ayak sesli rap gelmeye başladı halife padişa hilafetin pişindeki amerikan kuklacıları utansın ama benim bildiğim türk mileti zekalıdır buyuna gelmez
gereğini yapar .milete yuce türk devletine hesap vercekler dini kulananlar siyaseti kirletenler herzaman vardır ülkenin menfatı düşünen kimse yok içi boşaltılmış buce acığını dini kulanarak kendilerini temize cıkarmaya calışiyorlar...pkk ile yaptıkları anlaşmalar türk miletine ulusuna af edilmiyen ihanet yaplmıştır siyaset turk ulusun korumala değil pkk ile özüre kadar gelmiştir yetinmeden bunu alevileri sumurerek başak bişeylerin peşinden olanlara ..aleviler canı ile özü ile namsu ile ATATÜRKE cumuriyete bağıdırlar ..bizden bülücülere ekmek cıkmaz başak kapıya .....
sayın kızıl baba ozanım özüne kurban ulu cumuriyet cınarı senile unur duydum seyit kazim karagöz.....
kizilbaba
Hoş geldiniz.
Haşa efendim. takdirlerinize inşaallah layık olur, himmetlerinize ile dağarcığımızdaki bilgilerimizi, yanlışları ilede olsa, okuyucular ile , dostlar ile, edebiyatcı akil arkadaşlar ile paylaşmaya gayret sarf ediyorum.
Saygılarımla,
hüüü...