- 569 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sana Yazıyorum 5 ...
ben bu yazıyı sana yazdım... (belkide yazmak zorundaydım)
siyah beyaz film afişleri kadar nostaljik, akla geldiğinde burnumun direğini sızlatacak kadar güzel günlerdi. hayatın devrik cümlelerin de gizli öznemdin sen, umut ikliminde ki harflerim, ter kokan yastığmıda ki gül bahçesiydin. hayat; tost yapılmak için kaderini bekleyen bayat ekmek kıvamında geçerken, günler dönerken seyr-ü seferden,fırtına öncesi sessizlik değil de, fırtına sonrası sessizlik bıraktın üzerime. yaşadığımız o en güzel, en fırtınalı, en şehvetli günlerin sessizliğini. öyle güzeldin ki, bakmak içimi burkardı, bu güzelliği hak etmiyorum derdim hep kendi kendime, seni her öptüğümde, her sarıldığım da, her dokunduğum da, şükrederdim yaradana, bahşettiği bu mutluluk için...
her cuma vakti senle bir ömür için kaldırdım ellerimi semaya, onu bana çok görme, onu benden alma diye yalvardım allaha. kabul edeceğini düşünsemde, olmadı ayrıldık, acımadan çekip gidebildin başka kollara...
hayatım orta yerinden ket yemişti, bakar ama görmez, konuşur ama anlatamaz olmuştum. göğsümde sürekli bilinmedik bir kasılmayla dolaşıyordum, her çalan telefona sen diye koşmam, her gelen mesajı ’’acaba o mu?’’ diye okumam ayrı bir çentik atıyordu ruhuma. gamsız kedersiz görünen ben, yıkılmanın arefesinde, intiharın şerefesinde sürünmekteydim.
ilaçlar yoldaşım olmuştu, göçmüştüm, ayakta duramıyor, yemiyor içmiyor, sürekli kusuyordum...o kadar derinlere işlemişti ki aşkın, ta hücrelerimin bile en ücra köşelerine kadar, gidişin metabolizmamı dahi bozmuştu... iliklerine kadar sevmek böyle bir şeydi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.