- 2692 Okunma
- 6 Yorum
- 1 Beğeni
Vicdan Gününde İnsanlık Selamı...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hayatımızı belirli günler ve haftalar listesinin yönettiğine dair bir izlenim oluştu bende son zamanlarda. Bunda sosyal paylaşım platformlarının da büyük etkisi oldu sanırım.
Belirli haftalar, günler, ölüm dönümleri, doğum günleri, derken yaşadığımız her gün neredeyse sıradanlığını yitirip özelleşmeye başladı. İnsan, bu kadar özelliğin içinde nasıl bu kadar sıradan olabildiğine ya da kalabildiğine şaşkınlıkla bakıyor açıkçası. Bazı durumların özeli olmaz, bazı anmalar özel günlere sarkmaz.
Elbette ki o klişeleşmiş beylik lafları etmeyeceğim,
“her gün anneler günü, her gün kadınlar günü, ilgili büyük kişilikleri anmaktan ziyade ilham alalım” gibi
Bunların böyle olması gerektiğini herkes biliyor olmalı. Yine de nedir bu bizdeki özel gün hastalığı.
Bugün de sosyal paylaşım siteleri yıkılıyor. “kadına şiddete karşı mücadele günü” adı altında.
1960 yılında Dominik Cumhuriyetinde gerçekleşen elim bir olay ve verilen mücadele üzerine
1999 yılında Birleşmiş Milletlerin karara bağladığı bir gün ve anıldığı net isim ise
“"Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü"
Elbette ki alınan kararı amacı doğrultusunda onaylıyorum ama siz inanıyor musunuz Türkiye de şiddet gören kadınların böyle bir günden haberdar olduğuna. Bundan benim de inanın 4–5 yıl öncesine kadar haberim yoktu Beni cahillikle suçlayanlar olacaktır. Çok da dert etmiyorum ben bunu
Kadına şiddete dur demenin günü mü olur, kadınlar günün her saatinde şiddete maruz kalırken, dünyanın her yerinde kimlik savaşı verirken ben bu mücadeleye DUR demek için bir gün mü belirleyeceğim. Bu günün dışındaki eylemlerim kadına mücadele adına gerçekleşmeyecek mi? Verdiğim savaşı bu günlerde hararetlendirip diğer günlerde sesimi duyurmaktan aciz mi kalacağım? Yoksa bu günün dışında yan gelip yatacak mıyım? Ben bir kadın olarak kadınlar adına düzenlenmiş bütün günleri protesto ediyorum.
Kadın haklarının evrensel insan haklarının bir parçası olduğunu şiddetle savunurken bu hakları ayrıştırıp, kadın haklarını diğer bütün zamanlarda ihlal edip sadece belirli günlerde başköşeye koymayadır elbette ki bu karşılığım.
Şöyle bir bakıyorum da dünyanın hâkimi gibi duran erkekler adına düzenlenmiş bir tek gün bile yok. Yazık onlara, yazık. Nasıl da mahrum bırakmışlar kendilerini böylesi özel günlerden. Yok, daha neler. Onlara kalan diğer bütün günler özel diyorsanız o başka elbette.
Ben kadın kimliğimin altında yaşayan bir İNSAN isem bütün günler bana da özel olmalı. Böylesi günlerde acizliğimin ortalara dökülmesini, çaresizliğimin katlanarak büyümesini istemiyorum. Bunu bir kadın ayıbı olarak görmüyorum çünkü bu bir insanlık ayıbı. Bana yapılan şiddet üzerinden elde edilen primlere, promosyonlara karşıyım ben. 5 Aralıkta hakkımın iadesini, 8 Martta emeğimin takdirini istemediğim gibi, elimden alınan hakların savunuculuğunun, maruz kaldığım şiddete dur demenin de bir güne sığdırılmasına karşıyım Ben insansam ve özgür, sağlıklı, huzurlu yaşamak benim hakkımsa bana günler düzenlemesin kimse. Benim bu hakkımı gasp edenleri kınama günleri düzenlesinler, beni deşifre edeceklerine beni bu hale koyanları deşifre etsinler. Ben doğarken sahip olduğum ama sonradan çakallar sofrasında elimden yitirdiğim güvenli yaşama hakkımı geri istiyorum sadece. Adıma düzenlenen günler beni yüceltmiyor, çünkü beni sindirenler siz benimle uğraşırken bir diğer beni sindirmekle meşguller. Beni bırakın da onlarla savaş verin, onları deşifre edin, onların huzurunu kaçırın biraz da.
Bu dirençsizliği kırmak ve alınan hakları iade etmek adına var gücümüzle çalışmak gerektiğini biliyorum… Bu nedenle de ben kendi adıma,
Her günü vicdan günü,
Her günü insanlık günü,
Her günü barış ve özgürlük günü ilan ediyorum.
İnsanın kadını, çocuğu ayrılır mı? Önceki bir yazımda belirttiğim gibi bölmek değince üzerimize yok. Önce bölüyor, ayırıyor sonra da nasıl birleştireceğimizi düşünüyoruz.
Bir güne değil her güne taşınmasını temenni ettiğim İNSAN(kadın) hakları mücadelemizin ses getirmesi tek arzumdur.
Bu hegemonyayı yaratanlara insanlık selamımızı bırakarak…
sevgi dündar/25kasım2011
YORUMLAR
Sevgi Dündar
teşekkürlerimle..
çok doğru şeyler ,kadına şiddetin günü mü olurmuş,günü geldiği zaman mı seslerini yükseltecekler,insanlar masa başında şiddete karşı çıkıyorlar ,sosyal paylaşım sitelerine yayılıyorlar böylece vicdanlarını rahatlatıyorlar ,mücadelenin kolayına kaçıyorlar ,biri bu konuda söz mü söyledi,diğeri o sözü beğendiyse yandaş olmuş oluyor ne acı değil mi
ben isterdim ki bu güzel ve doğru haykırışın altında sitemizin bayan üyelerinin (ayrım yapmıyorum yanlış anlaşılmasın )imzası çok fazla olsaydı ,zira sorun hepimizin sorunu
teşekkür ederim
Sevgi Dündar
teşekkürler...
lacivertiğnedenlik
Sevgi Dündar
teşekkürlerimle....sevgiler..
Billur T. Phelps
için geldim :)
Sevgi Dündar
teşekkürlerimle..
Kadın haklarının evrensel insan haklarının bir parçası olduğunu [şiddetle savunurken]... bu alıntıda köşeli paranteze aldığım yer yazının cümlesi ile şiddet savunmak baş köşeye ve bilinç altına yerleşiyor.Bunu okuyunca bile üperiyor insan.. Selam ve saygılar...
Sevgi Dündar
teşekkürler... daha dikkatli olmak gerektiğini vurguladığın için...
selamlar...
Sevgi Dündar
kocaman sevgiler gönderiyorum...