- 664 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İki Soru, İki Cevap.
SORU:
yazdıklarınızın tamamını okudum. yaratıcı gücün varlığına ve ahiret hayatının mutlak var olduğunu söylemişsiniz. bundan binlerce yıl önceki insanlar da bunları ifade ediyordu zaten. size 2 soru sormak istiyorum;
1-evet yüzlerce dinde de ahiret inancı varken neden İslamı seçtiniz?
2-bu da benle ilgili bir soru;
tanrının varlığını biliyorum ve onun Allah olduğuna inanıyorum. Fakat Allahı neden sevmeliyim? sevmem için hiçbir neden var mı?
CEVAP:
Yaratıcı güç ve ahiret hayatının mutlak var olduğunu değil,
Aklın ve mantıklı bir yaşamın gereği olduğunu söylüyor ve savunuyorum.
İnsanlar binlerce yıl değil yaratıldığı günden beri içlerindeki sonsuzluk çağrısının peşinden ebediyet davetine icabet ederler.
Ve ebedi bir yaşamın varlığı onları bu fani, kaza, bela ve sıkıntılarla dolu âlemde yaşamaya razı eder.
Dikkat ederseniz insanlar öleceklerini bilmelerine rağmen ölümü hesaba katmadan yaşarlar.
SİZDE ÖYLE DEĞİLMİSİNİZ?
ECEL BELLİ OLMADIĞINA GÖRE! .
BİR SAAT VEYA BİR DAKİKA SONRA DA ÖLEBİLİRSİNİZ! .
SÖYLERMİSİNİZ HER AN ÖLEBİLECEĞİNİZ İHTİMALİ İLE YAŞAYABİLİRMİSİNİZ?
OYSA SİZİ HAYATA VE İDEALLERİNİZE BAĞLAYAN RUHUNUZDAKİ ÖLÜMSÜZLÜĞÜN YAŞAMINIZA YANSIMASI DEĞİLMİ?
Yüzlerce değil hak veya batıl, bütün dinlerde Allah ve Ahiret inancı var zaten.
Sonsuzluğu yaratan ve insanın içine sonsuzluk his, duygu ve isteğini koyan Allah Dini insanın içindeki sonsuzluk arzusuna cevap veren İlahi bir kurum olarak insanlığa vaz etmiş ve insanın doğasına da din ihtiyacını yerleştirmiştir.
İslam’ı seçmedim.
Müslümanların yaşadığı bir memleket olan Türkiye’de Müslüman bir ailede dünyaya gelmem din seçime ihtiyacı his etmeden Müslüman olmamı sağladı.
Amma zaman içinde tabir caiz ise geleneksel dinim olan İslamiyet’i araştırdım.
Diğer dinler ile mukayese ettim.
İnceledim ve tercihimin doğru olduğuna kesin kanaat getirdim.
İnsan akıl ve mantığı, his ve duyguları, haysiyet ve şahsiyeti, onur ve izzetine en uygun bir din olmakla beraber;
Diğer dinlerinde, İslamiyet okyanusuna akan nehir, ırmak, çay ve sızıntılar olduğunu gördüm.
Müslümanların yaşadığı bir memlekette, Müslüman bir ailede, Müslüman anne ve babadan dünyaya geldiğime sonsuz bir haz ile şükrettim.
Bir yaratıcının varlığına inanmak doğal ve aklın gereği ama
O yaratıcıya Allah diyebilmek bir ayrıcalık.
Allah’ın zatına uygun sıfatları ile varlığını bilen bir kimseye
Onu neden sevdiğini anlatmayı abesle iştigal sayıyorum.
Allah’ı bilmek, akıllı ve zeki olmayı gerektirse de,
SEVMEK ZEKİ OLMAYI GEREKTİRMEYECEK KADAR açıktır.
Bu konuda ciltler yazılabilir amma,
Uzun yazıların okunma şansları az olduğundan,
Düşünen insanlar için yeterli geleceğine inandığım bir tek cümle ile yetineceğim.
ALLAH’I SEVMEK İÇİN MAHLÛKATIN ZERRATI ADEDİNCE SEBEP VAR.
Yalnız şunu da söyleyeyim,
üzerinde fikir jimnastiği yaparsanız faydası olacağını düşünüyorum.
Her namazın her rekatında okunan Fatiha-i şerifenin ilk ayeti “ELHAMDULİLLAHİ RABBİL ALEMİN” Hamd (minnet, muhabbet, teşekkür, saygı, sevgi) alemlerin rabbinedir.
Âlemlerin rabbi sözcüğüne dikkat ederseniz.
Yaşamın devamı için YARATILMIŞ OLAN HERŞEYE MUHTAÇ OLAN İNSAN,
TEŞEKKÜRÜNÜ âlemleri onun emrine verene ÂLEMLERİN RABBİ MAKAMINDA HAMD ETMESİ, İnsanın Allah ile olan ilişkisinin kapsamını gözler önüne sermeye yeter sanırım.
Bütün canlılar ÖZELLİKLE insan,
YAŞAMINI VE YAŞAMININ DEVAMINI mikro âlemden,
Makro sistemlere kadar her şeye borçludur.
Tüm varlık âlemini insanın emir ve istifadesine sunan Allah,
İçimizdeki sevgiyi, dışımızdaki sevgilileri ve sevdiklerimizi yaratan Allah’ın sevilmesi için başka delile gerek varmı? .
Bilmiyorum.
Değerli kardeşim yazdıklarımı okurken ne olur benim ile bir fikir mücadele psikolojisi içinde okuma ve kendini bana cevap verme zorunluluğu içinde görme.
Kendi haklılığına inanıyor isen sen haklı ol.
Amma ne olursun İMANSIZ OLMA yaşamını anlamsızlaştırma.
Sorular için teşekkür ederim.
Allah’a emanet ol.
Selam ve dua ile.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.