Kenelerin Zamane Efendileri
Bekir YALÇINKAYA
Geçmiş; yerine göre her yönü ve yanıyla meseleleri tekrarlayan bir tarihtir. Ondaki miadı dolmuş gibi görünen ibretler, öyle bir an gelir ki yeniden yatırıldıkları tarihî mezarlıklarından ayağa kalkarlar ve yeniden kendisini anlamaz insanlığın önüne dikilirler.
Niçin?
‘Al ibretimi’ diye.. Lâkin, nefsini manâdan uzak tutup madde ile besleyenler, bir türlü bu ihtiyacı yüksek ibretlerden nasiblenemezler. İşte bunun içindir ki Ulemâdan bir İmam da çıkar, “Kene meselesine binaen Allah onlara ibret olsun diye” mealli bir söze girer. Girer de.. Ya sonrası? İşte sonrasının izahı;
Okuduğunu anlayamayan, anladığını okuyamayan veya açıklamaya çalıştığını karıştıran Ulemâdan Bir İmam..
Tokatlı Zülbiye Nine’nin mezarında; “bir toplumda fuhuş ve zina artarsa, Allah onlara ibret olsun diye türlü türlü işte böyle belâlar verir” diye fetva eyleyince zannettim ki o tabuttaki masum, ya Sabahların Sultanı Seda, ya da Bitlisli bildiğim Mutlu Lerzan..
Ama öyle değildi.. Öyle de değildi..
Aslında Ulemâdan İmam da bir şeyler anlatmak istiyordu. Lâkin yeri yer, sırası sıra değildi..
İmam bunları, yetmişlik-seksenlik morukların karı tavladığı Desti İzdivaç’cı proğramında alkış üstüne alkış tutan cmiyete karşı söylemiş olsa amennâ..
Ya da poposunu kıvıra kıvıra gönülleri fetheden Lerzan’ları, bir şey Sayan’lara ibret olsun diye vazife alsa hay hay..
Ama Ulemâdan Bir İmam, varıp Tokatlı Zülbiye Nine’nin mezarı başında patlıyor; “Bir toplumda fuhuş ve zina artarsa, Allah da o toplumlara türlü türlü belâlar verir.”
Nerdee.. İbret olsun diye Kene’nin ısırdığı kadınlar, hayatının tamamını ya tarlada, ya da ev kadınlığında boğaz tokluğuna geçirenler. Halbuki Ulemâdan Bir İmam Efendi’nin demek istediğine muhatab kadınlar bir pop manevrasıyla milyarları devşiren hazır yeyiciler de, yine de bir türlü keneler o popolara musallat olmuyorlar..
Peki bu nasıl bir ibrettir? Hiç değil..
Ulemâdan İmam, keşke Ad, Semud veya Lut gibi kavimlerin sapıklıkları ile kenenin birkaç kişiyi ısırması arasında ibret farkı verecek nüansı anlayabilseydi. İslâmî noktada ele verdiğimiz her zaaf husus, bu mükemmel dine de, onun son elçisi Hazret-i Muhammed (SAV)’e de nice zararlar veriyor. Bu sebele halâ İslâm’ı ve Kur’an-ı Azimüşşan’ı câmisinden cemiyetine kadar acımasızca yoranlar ve yerenler susmak bilmiyor, durmak bilmiyorlar.
İslâm’ın mâbedlerinin sayıca artmasından karnı ağrıyan Prof’lara işte bu, Ulemâdan Bir İmam’lar gevezelik fırsatı tanıyorlar. Câmi altlarındaki birkaç dükkânın gelirinden yolsuzluk türeten bu sözde âlimler, İslâm’ın şurasını burasını tırtıklaya tırtıklaya, sonunda baltayı Diyanet’e indiriyorlar; “Diyanete ayrılan bütçe, 7-8 Bakanlık bütçesine denk.”
İzdivaçcı zamane Lerzan’larla Zülbiye Nine’yi karıştıran alttaki Ulemâdan İmam ile Câmi dükkânıyla, Diyanet bütçesinden holding kaygısına düşen üstteki Ulemâdan Prof iş yapıyoruz zannediyorlar. Onlar zamanı öyle bir ayarlıyorlar ki kikarikatür çizen Danimarkalılar adına âdeta yeni bir Kefere tıyneti gösteren CHP Eski Genel Sekreteri Önder Sav’ın Resûlullah’a sarfettiği sözler, böylece beşerin hafıza-i nisyanına varıp çekiliyor.
Hattâ bu da yetmiyor ve hafıza-i nisyanla malûl bir beşerin hatasından ele verilen 44 dakikalık Vali-Sav siyaset pazarlığı, varıp bir devrin tele kulak merkezine oturtuluyor.
..Ve Ulemâdan İmam’ın mezar başındaki Kene fetvalı türlü belâlar vaazı, İslâm’a Boşgörü Cemâ’atini tamamıyla doyururken, Resûlullah’a Hoşgörü Cemiyeti’nin başına Münker-Nekir tokmağı gibi iniyor.
Yine sendeleyen ve sersemleyen makbûl ve masum İslâm oluyor. Ne Lerzan ile Seda’nın poposuna, ne de 70’lik çapkın moruğun pazarlığa tutuştuğu cilveli Hürmüz’üne bir şey olmuyor. Ad ve Semud kavimlerine musallat oacak keneler de varıp ya masum Zülbiye’lerin, ya mağdur Elif’lerin, ya da mazlum Ayşe Cura’ların tenine; kirli cemiyetten kefaret alırcasına yapışıyorlar.
Ulemâdan İmam’ın ‘fuhuş ve zinaya ibret’i bu ise hiç de ibret değil. İbret; nice Prof’un kulak arkasında ve ekranlara tezgâh kuran tembel, işgörmez, işi gücü alkış ve amuda kalkıştan ibaret bir hamam cazgırlığının anlaşılmaz yaygarasında..
Yazık.. Ne yazık ki boşa kürek çeken bir toplumun manâsız alkışlarla narkoza yatırılan milleti, bir türlü akl-ı selimine varamıyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.