- 397 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
yaşama dair ......
Yaşamak......................
Herkesin farklı bir ifadesi vardır bu cümleyi tamamlayabilecek.İfadeler farklı olsa da yaşamın sonucun da elimizde kalan değere baktığımızda herkesin geçirdiği süreçlerin toplamında aynı hareketlilik vardır. Klasik bir sözdür, yaşamı durduramamak.....Zamana hükmedememek..... Yıllar geçer,yaşam geçer...... önemli olan bunun sonucunda elimizde neyin olduğunun sonucudur...
Doğar doğmaz başlar bu döngü .....Hiç hatırlamadığımız bebeklik döneminde biriktirdiklerimiz vardır farkında olmadan... Yaşadığımız,hatırlamadığımız ama her seferinde bıkmadan "sen küçükken......." diyerek anlatılan hatıralara doyamadığımız birikimler.Çocukluğumuz vardır , çok meşhur...Herkesin kendine göre en önemli gördüğü , saflığını ,masumiyetini en güzel şekilde içinde hep barındıracak olan ,belkide hayatımızın hiç kirliye bulaşmadığı ve hep temiz kaldığı evresi bizim için çocukluk..
Çocukluk arkadaşların,oyuncakların,ilk hikaye kitabın,ilk kırmızı kurdalen,ilk öğretmenin,ilk ........ ve böyle ilkkleri biriktirdiğimiz dönemdir bu dönem hiç farkında olmadan...O güzel akşamlarda arkadaşlarla berabar oynadığımız bebekler,oyuncaklar,ilk mektuplar ve bizim için ne ise önemli gördüklerimiz hep biriktirmek isteriz.... Yaşam alanımız genişledikçe hayatımızda toplananların sayısıda artar yavaş yavaş....Yaşam da artar yavaş yavaş.....Hep herşeyin biriktirildiği bu dönem de kaybettiğimiz zaman gösterdiğimiz tepki ağlamak olmuştur ya da farklı şekilde....Çok basit bir şeydir aslında, bir oyuncak yada bebek..Ama o zaman bunun basit olduğuna inandıramaz kesinlikle ne annenin ifadesi, ne de babanın aynısını alırız lafları...İllaki o olacak diye tutturdukça tuttururuz.....Daha fazla zaman daha fazla yıllar geçtikçe anlarız hayatımızda sadece eksilen oyuncakların yası olmayacağını.....Çocukluğumuz,lise yılları,üniversite,iş hayatı ,aile hayatı vb.derken yaşamın öyle bir içindeyizdir ki artık hepimiz alanında uzman olduğumuzu ifade ederiz ...Herkes kendince inanılmaz bir mücadelelerle yaşamındaki eşitsizlikleri eşitlemeye çalışır, somut olarak ifadesi olmayan bir denge kavramını yaşamımıza oturtmaya çalışırız.....Artık sadece bir iki bileşenin olmadığı ve bir çok karmakarışık bileşenlerin olduğunu farkettikten sonra başlar bu dengeleme çabaları..... Bazen illa dengede olacak diye bastırdığımız duygular vardır, farklı bir sonuca ulaşmak için vazgeçmen gereken durumlar vardır... Kendini parçalara bölmek zorunda kaldığın dönemler ,parçalara bölüpte bir değer ifade edip etmediğine karar verdiğin insanlar....Kesirlerle uğraşmaya başlarız...Bazen beş beşlik insanlar varken,bazen kendini çok şey zannederek paydası kendince büyük ama insan olmanın payından nasibini alamamışlar kimseleri görürüz.. Çarpanların aksine çarpıldıklarımız ,çarpıldıklarımızın etkisiyle ,yüklendiğimiz duygu yükleriyle farkında olmadan çarptığımız sevdiklerimiz...Ne olursa olsun çarpıp geçen, bize değerimizden fazla değer katarak geçer gider...Bazen öyle çok bilmediğin denklemin içinde bulursun,çözmek için uğraştığın her adımda kazandığın, öğrendiklerinin çokluğunun farkına varırsın..Belki çözemezsin ,geçersin o denklemi ama hayatındaki sonraki bilinmeyenli denklemlerde inanılmaz kolaydır çözmek,bir öncekinde kazandığın deneyimler sayesinde.......Yaşamımızda bir çok bilinmeyenli denklemleri hesaplarken , bilmediklerimizi görürüz... Yeri gelince sadeleştiririz, fazlalıkları çıkartırız, değer verilemeyecek olan ifadeleri yok sayarız, değer veririz, değerli olanların aynı değerde kalması için bazen vazgeçeriz....vazgeçeriz,ama eksilmeyiz..... Birçok farklı fonksiyonları çarpıştırırız hayatta......Haksızlıklar,eksilenler, anlaşılamamalar, baskılar vb..her olumsuzluk bizi bazen çarpıp geçerken bazen bu bileşenler önümüze inanılmaz güzel sonuçları getirir.. Mutluluk ,başarı gibi.......Mutlulukları, başarıları,duyguları,sevgileri,nefreti, hayatı herşeyi bölüşürüz ,paylaşırız sevdiklerimizle , bölüştükçe artarız ve çoğalarak çıkarız yaşamdan ......Toplananlar,çıkanlar,çarpanlar,bölmeler,kesirler,değerler,paylar ve paydalar,bilinmeyenler denklemler....... Hepsinin sonunda eşittirin ardındaki sonuçtur yaşamdan elimizde kalan....tüm bu adımlardadn sonra sonra eşittir derken elimiz deki sonuç ta mutluysak önemli değildir artık hiçbirşey.....Eşittirin sonunda vicdanımızla yaşamımızın sağlamasını yaparken kendinden kaybettiğin değerde azalma görmüyorsan ve hala insan san çok kazançlı çıkmışsındır yaşamdan..... Belki işlemlerde hata yaparız, aynı hatayı takrar yaparız, hata yapmayız sonrasında ........En son da kendi içinde rahatsan, ne olduğunu biliyorsan , artılarını eksilerini yazdıktan sonra artıların fazlaysa ....... Eksiler yaşamından çıktıkça artıların silinmiyorsa hiçbir şey önemli değildir .....Ailen, arkadaşların ,işin ,sağlığın,dostların varsa, kendine göre planladığın çizgideysen, diğer bir tabirle "aç ve açıkta "değilsen , dünyanın en zengini olmasan bile sefalet içinde rezil bir yaşam da sürmüyorsan ve MUTLUYSAN ; hiç önemli değil dir yaşamında seni çarpmaya çalışanlar, bölüp geçmek isteyipte bölemeyenler,eksilenler,yok saymaya çalışanlar.....kendi değerini biliyor ve değerinin farkındaysan, kendine saygından ödün verdirmeden ilerleyebiliyorsan ne kadar önemli olabilir ki diğer bileşenler... Hayatında işlemlerin sonucu MUTLULUKSA nefes aldırmayacak duruma getirmeye çalışan durumların değersizliğini çok açık bir şekilde görürüz zaten... kısaca madem sevdiklerim ve ben sıhhatteyiz,aç ve açıkta değiliz, gerisinin canı cehenneme......:):):)