- 2044 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Esin Aydın’ın “Şairler Geçidi” Program Konuğu; Yazar ve Şair Selahattin Baysal
Esin Aydın’ın “Şairler Geçidi” Program Konuğu;
Yazar ve Şair Selahattin Baysal
Köşe yazarlarımızdan (www.munevverduver.com.tr) Selahattin Baysal için Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda düzenlenen Şiir Sunumu ve imza günü ilgiye değerdi.
Esin Aydın Şairler Geçidi ile ilgili olarak tasarladığı etkinlik çerçevesinde hayatını şiire adamış Selahattin Baysal’ı konuk olarak ağırlamak bizi mutlu etti dedi.
Amacının Türk edebiyatına emek vermiş olan değerli sanatçıların yaşarken bilinmelerinin ve tanınmalarının olduğunu belirten Esin Aydın, öldükten sonra mezarlarında ağıt yakmak mesele değil, mesele Türk edebiyatına, Türk şiirine emek vermiş olan değerli sanatçılarımızı tanımak ve tanıtmaktır, yaşarken değer vermektir” dedi.
Esin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Şairler Geçidi programında, Başak Hülya Ekmekçinin hazırladığı 10 dakikalık belgesel ile Selahattin Baysal’ın yaşamı ve yapıtları tanıtıldı. Baysal’ın daha çok siyasi kimliği ile tanındığına dikkat çeken konuşmacılar ise, daha çok sanatçı kişiliğini öne çıkardılar.
Başak Hülya Ekmekçi Selahattin Baysal için hazırladığı Belgeselde şairi şu satırlarla anlatıyor;
“Zihinlere Ulaşan Sözcüklerle Selahattin Baysal
Adana doğumlu olan Selahattin Baysal eğitimci, yazar ve muhasebeci kişiliğinin dışında, şiire olan tutkusuyla da bilinir. Çocukluk yıllarında başlayan şiir sevdasını günümüze dek yılmadan sürdürür. İlk göz ağrısı olan “Gözlerdeki Damlalar, ardından Gözlerdeki Benekler” adlı iki şiir kitabı okurlarla buluşur. Gözlerden zihinlere ulaşan sözcükler, damla damla birikip çağlayana dönüşür. Şair ustaca işler gözlerdeki anlamı. O bilir hiçbir gözün yalan söylemediğini, sıcak bir dost bakışında, umudu, sevgiyi, sevinci yakalar, dizelerine aktarır.
Yalnız şiir değildir tutkusu. Kimi yerel gazetelerde toplumsal konuları yorumlayan köşe yazıları yer alır. İyi bir gözlemcidir. Anlatımı yalın ve içtendir. Yazılarını konusu ne olursa olsun, geçmişe duyduğu sevgi ve özlemle yoğurarak aktarır. Bu da bize yoğun bir tarih ve yaşam bilgisine sahip olduğunu düşündürür.
İki şiir kitabı, köşe yazarlığı, muhasebe, siyaset, çeşitli şiir etkinliğinde aldığı görevlerle geçen yılların ardından “Gökkuşağı” adlı üçüncü eseriyle yaşamın renklerine dokunur ve ona seslenir; ey gökkuşağı/ kaçma sana geliyoruz/ o renk cümbüşlerinin arasında/ bize de bize de yer ver diyoruz… Bu bir yakınmadır aslında, kül rengi, kara da yaşamın renkleri arasında, ak ve mavi de. Üzünçler biriktiririz zaman zaman, kül rengi bulutlar gibi, bir bakarsınız üzünçler yerini sevince bırakmış, bulutlar yağmurun bereketine sığınmış, ardından güneş, yedi rengini sunmuştur gönül göğümüze. İç dünyamızdaki bahar coşkusudur tüm renkleri karşılayan. Değişen yaşam koşulları, yiten düzen, şüphe ve kinle solan renklere karşın sevgi, barış ve aşktır gökkuşağının en güzel renkleri.
Aşk sonsuzluktur, ona ulaşmak için, doğruluğu, iyiliği, dayanışmayı ilke edinerek atılmalı adımlar. Acı tatlı yaşanan her şey doğru izlenimlerle özümüze ulaşmak için değil midir? Şair Yazar Selahattin Baysal da aynı şekilde düşünüyor olmalı ki, İlham Perim adlı dördüncü eserinin sunuş yazısında şöyle sesleniyor okurlarına; “Şiirlerin birçoğu sizleri geçmişinize götürecek, duygulandıracak, içinizin titrediğini hissedeceksiniz. Kim bilir belki de ilham perinizle haşır neşir olacaksınız…” Şair doğaya, insana olduğu gibi kentine de âşıktır. Adana adlı şiirinde bu aşkı şöyle dile getirir; Güneyinde göz alabildiğine uzanan Akdeniz/ kıyılarında sevdaya dönüşür/ aşka dönüşür sevgimiz… İlham Perim de sevgiye, aşka ve içsel birçok duygulara yer verirken bir şiirinde de Yol Verir, kimin neye yol verdiğine bir göz atalım mı? “Mikrofonu ellerine alınca/ mısralara ahenk verir, yol verir/ gönlünde yer olmaz öfkeye hınca/ o öfkeye, hınca bile yol verir// dillerinde bala döner heceler/ ışığıyla tana erer geceler/ anlamazlar onu koflar cüceler/ hâlbuki o köre bile yol verir…”
Doğumdan ölüme dek süren olaylar zinciri dünyanın, insanı sürekli eğiten büyük bir okul olduğunu düşündürüyor. Bu okulda gelişiyor derinleşiyoruz. Hasan Hüseyin Korkmazgil’in bir şiirinde; “ekmeği bol eyledik /acıyı bal eyledik/ sıratı yol eyledik/ geldik bugüne” … dediği gibi biz de acıyı bal eylemeyi yaşadıkça öğrendik. Sayın Baysal’ın beşinci eserine verdiği isim ne kadar da yerinde bir karar. Yaşadıkça adlı kitabında Peygamber Efendimiz, Mevlana, Yunus ve Karacaoğlan ile ilgili şiirlerle onlara olan sevgi ve bağlılığını ifade ediyor. Ardından babası, annesi, çocukları yer alıyor ak sayfalarda çığ gibi bir sevgiyle anlatıyor değer verdiklerini. Sonra bir gezintiye çıkarıyor okurunu Çukurova’dan, Çeçeli’ye, oradan köyü Memişli’ye gidiyor. Çeçenistan’ın acısını paylaşıyor. Zelve, Göreme, yaylalar, bağlar, bahçelerin ardından ekmek ve sudaki anlamı buluyoruz. Sevgide soluklanıyor, Mevla’ya yakarıyoruz. Günümüz koşulları ile geçmişi karşılaştırırken, domateslerin kokusunu duyuyor, karpuzu dizlerimizde kırıyoruz. Öfkeyi, kini unutup sevgi dolu kalplerimizi anımsıyor barışı düşlüyoruz. Ankara’dan sesleniyor sevdiğine yüreğindeki aşkla; “ Hani ‘bu hayat daha ne zamana kadar sürecek’ diyordun ya/ sen istersen etmez/ açılır ufuklar önümüzde/ bizimle olur her şey/ bizimle olur dünya…”
Dün ile bugün arasında dizeleriyle sağlam bir köprü oluşturan Şairin yeni ürünlerini bekliyor, yüreğindeki aşk ve ışıkla en büyük ışığa ulaşmasını diliyorum.” Diyerek sözlerini bitirdi.
Adanalı Yazar Şair Selahattin Baysal’ın1. Kitabı Gözlerdeki Damlalar, 2. Kitabı Gözlerdeki Benekler, 3. kitabı Yaşadıkça, 4.kitabı İlham Perisi, 5.kitabı Gökkuşağı, isimli kitaplarının şiir ve sanatseverler tarafından beğenildiğinin de altını çizen Esin Aydın’ın düzenlediği Şairler Geçidi programda farklı bir değişiklik yer aldı. Esin Aydın, her şairin şiirlerinin başka şairler tarafından seslendirildiğini belirterek “ Bu sayede hem diğer şairlerimizin de adını duyurmuş oluyor ve tanınmalarını sağlıyoruz” dedi.
Selahattin Baysal’ın şiirlerinden örnekler sunan şairler ve şiirler şöyle;
1-ESİN AYDIN ( Gönül )
Serilmişte halın hazır,
Sofrada da balın hazır,
Her an senin salın hazır,
Ne istersin daha gönül.
Almazken astar ile ak bezi,,
İbrişim kuşaklı şal ister gönül
Bulmazken dımdımıdan pekmezi,
Şeker-şerbet ister, bal ister gönül
2-M. Demirel BABACANOĞLU ( SON NEFESİMDE)
Bir deli sevdada seviyorum,
Unutmuyorum o günü,
Unutmak istesem de!..
Serpilir gibi oluyor
O kumral saçların
Yüzlerime deste deste.
3-D.ALİ ÖZKALE (GÜL YÜZLÜM )
Görünce güzelim tatlı yüzünü,
Seni kollarıma alasım geldi.
Bilemeden yüreğini, özünü,
Sineni sineme sarasım geldi.
4- ADALET ÖZGÖREN (SORMAYINIZ)
Sormayınız a dostlarım siz beni,
Tutunmuşum,bir kuruca daldayım.
Bırakmışım dertlerimi ,evreni,
Gidiyorum;ince,uzun yoldayım.
5- ZEYNEP GENÇ (YOL VERİR)
Mikrofonu ellerine alınca,
Mısralara ahenk verir, yol verir.
Gönlünde yer olmaz öfkeye, hınca,
O öfkeye, hınca bile yol verir.
6-Hasan HÜSEYİN ANMAK ( SABIR )
Boyuna posuna nazar eyledim,
Başında tellerin yellenir durur.
Yeşil gözlerinde gönül eğledim,
Ağzında dillerin ballanır durur.
7-FİKRET SEZGİN (YAŞAR GİBİYİM)
Siyah saçlarında, hilâl kaşında,
Bir kara sevda da koşar gibiyim.
Hissettim kendimi otuz yaşında,
Seninle birlikte yaşar gibiyim.
8-TÜLAY GÜLSEVEN ( SEVGİ )
Vakit gece!
Seni gördüm rüyamda
Omuzlarına dökülmüş
Siyah saçların tel tel…
Sevinçten donakaldım
Gözlerimde bir pınar
Gözlerimde bir sel!
9-ŞAHİN TUNCAY ( DEĞİL )
Sıra sıra konmuş çiçek vitrine,
Sümbül bizim değil, ful bizim değil.
Baktım da vazonun iğrenç rengine,
Vazo bizim değil, gül bizim değil.
10-MÜNEVVER DÜVER ( TAN AĞLAR )
Öz yurdunda esir olmuş bir millet,
Çeçenistan yas tutarak kan ağlar.
Kan kusturur “Putin” denen bir illet,
Kafkaslarda Çeçen ağlar, şan ağlar.
11-HATİCE UMUT ( SENİNLE )
Çıksak, seyreylesek bütün doğayı,
Birleşse seninle bir yollarımız.
Dağıtsak bentleri, yırtsak da ağı,
Sarsa birbirini bir kollarımız..
12-BAKİ YILDIRIM ( GÜLLER )
Siyah saçlarına, kara gözüne,
Baktıkça açılır güllerim benim.
Gamzeli yanaklı o mah yüzüne,
Yakışır yakışır güllerim benim.
13-FERİDE YONAR ( HAYAL )
Meslek her birimizi bir tarafa atarsa,
Sayfalarda bulursun, bizleri sayfalarda.
Yıllar geçerse eğer yaşlanırsanız bir gün,
Sayfalarda ararsın, gençliği sayfalarda.
14-NAZAN BALCI SESSİZ GEMİ (Y. KEMAL BEYATLI)( çok sevdiği şiir)
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
15-A.SELÇUK OĞUZ ( ÇECELİ )
Torosların eteğine kurulmuş,
Bir başka güzeldir, güzel Çeceli.
Çanakkale’de de şanı duyulmuş,
Bir başka güzeldir, güzel Çeceli.
16-AYTEN ÖZKANAKTI ( GÜLEMİYORUM )
Cesaretim mi kırıldı,
Yoksa ruhum mu yok oldu?
Kaskatı kesildim, gülemiyorum!
Tavandaki
İpe asılıyor ellerim!
Takamıyorum boynuma ilmiği!
Bırakıp
Boşluğa kendimi, ölemiyorum!
17-MESUT ERAY ( AĞLAR GİDERİM VE MEVLANA)
Düşmüşüm de Tanrı için yollara,
Bir deli sel gibi, çağlar giderim.
Ezilen, sömrülen bütün kullara,
Huzuru, nizâmı sağlar giderim.
Bana sevgi, bana aşkı vermişsin,
Her gecede giren durun rüyama.
Yüklerimi birer birer dermişim,
Gel! Demişsin; işte geldim, Mevlânâ.
18-FATMA TEKBAŞ ( NUR )
Nura bürünmüştü
Bütün kâinat!..
Bütün yüzler...
Kalplerin yaşlarını
Akıtıyordu dışarı
Nemlenen, ağlayan gözler!..
18-ABİDİN KAYA ( YETER ) BESTE
Bir hal oldu içimdeki dünyaya,
Ele gece ü ndüz bana karanlık.
Hasret kaldım, yüzündeki o aya,
Yeter beklettiğin; yeter gel artık.
19-BEKİR POLAT ( GİTTİN ) BESTE
Çekip gittin yabanların iline,
Başımı bir yana büker gibiyim.
Hasret kaldım saçlarının teline,
Gözümden yaşları döker gibiyim.
Sazı ve sesi ile Abidin Kaya, Bekir Polat, darbukası ile Mustafa Davarcı’nın renk kattığı programda gazeteci, fotoğraf ve ses sanatçısı Mesut Eray, Selahattin Baysal’ın Hazreti Mevlana için yazdığı şiiri besteleyip şarkı söylemesi de büyük beğeni topladı.
Selahattin Baysal’ın Lütfiye Seyitoğlu, Ülker Bölgen öğretmenlerinin sahneye davet edilmesi büyük bir sürpriz oldu. Öğretmenleri tarafından öğrencilik yılları anlatılan Baysal, kapanış konuşmasında, seyircilerden gelen yoğun istek üzerine Selahattin Baysal Turan şiirini okudu. . Esin Aydın emeği geçen Başak Hülya Ekmekçi ve Münevver Düver’e teşekkür ederken,
Büyükşehir Belediyesi Fuayesinde kitaplarını imzalayan Selahattin Baysal ise konuşmasında “ hayatını şiire adadığını belirterek, “ Şiirin olmadığı bir yaşam düşünemiyorum” dedi.
Programa katılanlardan bazıları Vali Yar. İbrahim Avcı, MHP Adana İl Başkanı Abdulkadir Üçkardeşler ve eşi, Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü MHP Seyhan İlçe Başkanı Yusuf Kanlı, MHP Çukurova İlçe Başkanı İbrahim Kara, MHP Yüreğir ilçe Başkanı Mustafa İzgioğlu, Av. Hülaki Balcılar, Av. Mustafa Ceren, Av. Hasan Hüseyin Baltacı, Av. İsmail Arısoy, İstanbuldan Sanatçı Bestekâr Cihangir Bostancı, Gazeteci Hasan Basri Yavuz, Çukurova Oğuz Boyları Denek Başkanı Mehmet Demir ve üyelerden Kadri Öcal, Alper Demir, Gökhan Demir, çok sayıda dernek üyeleri katıldı. Bahçeliler ve Emekliler Dernek Başkanı Atila Kaya, Karaisalılılar Derneği Başkanı Ali Cengiz Taşçı, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Mehmet Göl, Söz Gazetesi Sahibi Reha Ören, Şerf Kocakaya, Songül İdiğuk, Selda Uçak, Ali Hikmet Ergöçen, Aşık Ali Anbarcı, Ozan Adnan Özcandan, Şair Esin İnan, Çukurova Edebiyatçılar Denek Başkanı Halise Tekbaş, Türkistanlılar Derneğinden Hüseyin Berdilek, Nurettin Pakyürek, Cengiz Çetinöz, Mansur Ekmekçi, Şair Gülcan Ay, Fatih Eray, Filiz Köstenci, Şair Etem Gürsan Akın Özgür, Servet Gümüş, Ruhi Özaydınlı, Veli Boz, Halil Karslıoğlu, Yusuf Kenan Karaman, Lütfiye Seyitoğlu, Ülker Bölgen çok sayıda öğrenci, yazar, şair, gazeteci katıldı.
Haber Münevver Düver
13.11.2011/Adana
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.