- 467 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FARKETTİM Kİ...
Farkettim ki sahip olduğumu düşündüğüm, bana uzun zamandır eşlik etmekte olan bedenim, nasıl olduysa artık şu lanet olası kafamı taşımak için çok zayıf. Düşündüm, taşındım, ölçtüm, biçtim, tarttım ve bunun nedeninin beyin damarlarıma bulaşan ‘pis bir kan’ yüzünden olduğuna karar verdim. O damarlardan bedenime yayılan bu kanı bir türlü sıkamadım, sökemedim benliğimden. Nasıl yarayı cerahatten temizlemek yangına körükle gitmek gibiyse, o pis kanı da bir türlü uzaklaştıramıyorum beynimden. Ona, kar tanesinde ki bir yangın gibi, oksimoransal eğilimlerle yaklaşsamda nafile. Kaplumbağa hızında ilerleyen bir zaman kisvesi altında savaşıyordu benimle. Namussuz güçlüydü de hani. Ne de olsa onu ben yaratmıştım. Kendi ellerimle can verdim ona, elbette güçlü olacaktı. Hani biraz yaklaşsam, ona dokunmaya yeltensem, durumumu anlatsam, rica etsem, olmadı yalvarsam... Her defasında elinde terliği ile kapı eşiğinde bekleyen ‘anne’ misali caydırıcı oluyordu. Anlatamadım derdimi birtürlü. Tek istediğim ondan kurtulmak. Sessiz, sedasız bir şekilde kurtulmak ve onu bir daha geri gelmemek üzere uzaklaştırmak. Sadece o pis kanın beynimden dışarıya akıştığını görmek istiyorum. Halihazırda yeni model bir beyin ile hayatıma devam etmek, belki de onu yeni, insani düşüncelerimle beslemek, biraz da olsun şımartmak istiyorum. Ya da bilmem, belki de beynimi köşe başında ki ucuz, kalitesiz bir orospu misali herkesin kullanımına açmak istiyorumdur. Tek amacım onsuz, temiz bir hayat yaşamak. O pis kan akmalı ki beynimden, hükmetmeliyim herşeye. Yoksa, evet yoksa oksijensiz kalan bir zavallı gibi çırpına çırpına öleceğim. Gözlerim irileşecek ve bir gıdım daha nefes alabilmek için herşeyimi feda edebilecek duruma geleceğim. Belki de kimbilir sonucunda sefil biri olacağım...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.