- 2804 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
Yollanmamış Mektuplar-5
Biliyor musun?
Sahildeyim yine, unutman gerektiğini bilirken hatırlatan yerlerde olmak ne demektir? Ben unutmak istemiyorum seni. Kocaman bir gemi geçiyor ufuktan. Ah! İçinde olabilmeyi ne çok isterdim, uzaklara gitmeyi, her limanda seni sormayı. Son bir umutla resmini göstermeyi herkese; belki tanıyan çıkar diye. Martılara, denize anlatmayı içimdekileri… Belki onlar denk gelir, söylerler sana bir türlü yüzüne söyleyemediğim sevgimi, hasretimi.
Bazen kızıyorum sana, elimde değil… Neden bir başıma korunmasız bıraktın beni? Neden? Her yüzde, her sözde seni arayacağımı bilmiyor muydun? Kırılan kalbimin tamir olmayacağını, özlemle yana yana kül olacağını… Çok uzaklardan bir şarkı duyuluyor sanki içimdekileri anlatıyor her namesi. “ Beklerim her gün bu sahillerde mahzun öylece” Eşlik ediyorum mırıldanarak gözlerimde yaşlarla. Oysa mutluluk şarkıları söylerdik biz seninle, coşardık. Hüzün ne kadar uzaktı o zaman bizden, kıymetini bilememişim. Çok zormuş hayat, çok zor. Yaşadıkça farkına varıyor insan bunun. Sitem bilmeyen dilim siteme, gülen gözlerim yaşlara o kadar alıştı ki, anlatamam. Bir tek beddua edemiyorum, sana hâlâ kıyamıyorum.
Ceylan gözlüm derdin bana, gel de gör o gözler ne halde şimdi. Hüzün gözlüm daha çok yakışır artık bana. Belki bir yerlerde karşılaşmışızdır, kim bilir? Tanıyamamışızdır birbirimizi. Uzun yıllar geçti, ne ben aynı kaldım ne de sen aynı kalmışsındır. Her şey siyah beyaz şimdi, tüm renkleri sildim hayatımdan gittiğin günden beri.
Bir sabah uyandım yokluğunu düşündüm,
Çevreme baktım kuşlar uçmuyorlardı artık.
Yeşil yoktu etrafımda ve seni hatırlatan beyaz da…
Her yer kapkaranlık her şey küskün…
Bu benim yokluğuna yazdığım ilk şiirimdi biliyor musun?
Hâlâ yazıyorum, bıkmadan yorulmadan. Bu da kim bilir kaçıncı mektubum yollanmayan. Okusan da bilemezsin ki, sana olduğunu bütün satırlarımın senle dolduğunu. Yüreğim gibi. Neyse, ne benim sevdam biter ne de yazacaklarım. Hâlâ umudum var seni göreceğim günün geleceğine. Umutlarımı boşa çıkarma olur mu?
Gel!
Çok geç olmadan…
Yıldız TOKSÖZ
YORUMLAR
Takip ediyorum...
Hakikaten güzel...
Sonunda dilerim bir KİTAP olur "Yollanmamış Mektuplar"
*
Tebrikler...
Teşekkürler...
Yıldız Toksöz
"Ceylan gözlüm derdin bana, gel de gör o gözler ne halde şimdi. Hüzün gözlüm daha çok yakışır artık bana. Belki bir yerlerde karşılaşmışızdır, kim bilir? Tanıyamamışızdır birbirimizi. Uzun yıllar geçti, ne ben aynı kaldım ne de sen"
Seven, sevdiğini, hele ki gönülden sevdi ise, aradan yıllar geçse de, saçları beyazlayıp gözlerinin feri sönse de mutlaka tanır. Ya da ben öyle düşünüyorum. Bütün mektupların gibi, bu mektubunda çok içten ve güzel. Okuyan kendini buluyor içinde. Yaşanmışlık gibi...
Tebrikler Yıldz, sevgiler.
"Ben biliyorum
Arkana bakmadan gidersin
Bir haberi çok görüp
Yıllarca bekletirsin
Ve gelmezsin...."
.........
Aslında yokluğuna yazılmış mektuplardan önce dizelerinize düşmüş ayrılığı...
Sılayı, hasreti, özlemi, vuslatı... mektuplardan daha güzel anlatabilir ki!...
Sevda söze düşmeden gönülden süzülür ve kavuşağı günü sayıklar kelimelerin ardından. Her mektup bir sonrakini bekletir. Olsun mesajlara boğulmuş dünyada bekleriz...
Selam ve saygılarımla...
Bu güzel yazınızı okurken başımdan geçen bir olay yılları toplayıp önüme serdi. On beş yıl Elazığ'da kalmıştım. İki ay önce bir arkadaşın iki kızı bizi ziyarete geldiler. Geceydi; yer tarif ettim bekliyorum. Taksiyi kızların biri kullanıyor.Işık atındayım. Bir takside iki bayan, bana baktılar; bekliyorum ya ben daha dikkatli baktım, iki yabancı. Biraz sonra bir telefon. Hasan amca biz galiba seni geçtik ama
birbirimizi tanıyamadık.
Yazınız da şiirleriniz gibiydi. Tebrikler, saygılar sunarım.
Ne güzeldi Yıldız hanım...
Dudaklarımı büke büke okudum...Beklenen gelseydi, hasret olur muydu fani'de?
Bu güzel mektubu çekmecenize müebbet mahkum etmeyin lütfen yollayın sahibine kavuşsun...
Tebrikler ve sevgiler...