- 1238 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
İKİ BARIŞ GÜVERCİNİ
Altmışlı yıllar ünlü İngiliz müzik topluluğu Beatles’ın dünyayı kasıp kavurduğu yıllardı. İşte bu grubun kurucularında olan John Lennon ve Yoko Ono bir resim galerisinde tanıştılar. İkisi de evliydi ama o günden itibaren birbirlerinden hiç ayrılmadılar.
Yoko Ono, zengin bir Japon ailesinin iyi yetişmiş bir kızıydı ve sanat dünyasında kendini göstermeye çalışıyordu. John ondan çok etkilendi. 1969 yılında John Lennon, karısı Sintia ile hiç de iyi gitmeyen evliliğini bitirerek Yoko Ono ile evlendi.
Beatles üyeleri Yoko Ono’dan hiç hoşlanmadı. Fakat grup dağılana kadar bunu hiç dile getirmediler. Yoko’nun John’un müzik anlayışını değiştirdiğine ve onun gruptan uzaklaşmasına neden olduğuna inanıyorlardı. Beatles hayranları ise Yoko’ya ’Japon Cadısı’ adını takmışlardı. Yoko ve John ise söylenenlere aldırmadan ’Barış uğruna savaşma seviş’ sloganıyla balaylarını geçirdikleri yatak odasında fotoğrafçılara poz veriyorlardı. Kapağında çırılçıplak oldukları plakla olay yaratıyorlardı.
Lennon efsanesi grubun kurulmasındaki öncülüğünü dağılmada da gösterdi ve John’un bu tutumuyla 10 Nisan 1970 yılında Beatles tarih oldu. Grubun dağılmasından sonra John Lennon yoluna tek başına devam etti. Mesajını daha açık vermeye çalıştı. Bunu yapmaya da ilk solo albümü ’Imegine’ı çıkararak başladı.
John Yoko’yla birlikte ayrı bir devlet kurmuştu. Özgür bir devlet. Adı ’Ütopya’ydı.Savaşsız barışın egemen olduğu bir cennetti Ütopya. Imegine ise bu ülkenin marşıydı.
Yetmişli yılların başlarında bir çok hayır konseri verdi Lennon. Beatles’ dan bağımsız bir ekoldü artık. Savaş karşıtlarının tıka basa doldurduğu konserlerinde şarkılarını herkes bir ağızdan söylüyordu. Karı koca savaş karşıtı bir çok proje üretti, bildiriler okudu. John, Kraliçenin Beatles üyelerine verdiği şeref madalyasını İngiltere’nin dış politikasını protesto etmek için iade etti.
1973 yılında John Yoko’dan ayrıldı. Ve uzun zaman sonra ilk kez yalnızdı. Kendini içkiye, uyuşturucuya verdi. Hırçın ama romantik bir yapısı vardı. Çok zalim ve aynı zamanda inanılmaz nazik olabilirdi. Yaşanan çalkantılardan sonra aslında yok oluşunda onu kimsenin sevmediğini düşünerek karısına geri döndü.
1975’te Sean adını koydukları oğulları oldu. John oğlunu yetiştirmek amacıyla müzik kariyerine beş yıl ara vedi ve gitarını duvara astı. Beş yıl sonunda müziksiz yaşayamayacağını anladı ve bir albüm çıkardı. Albümdeki tüm şarkıları üç haftada hazırladı. Aynı yıl yeni bir albüm hazırlığına girişti. Ancak bu hiçbir zaman dinleyicisiyle paylaşamayacaktı. john Lennon, 8 Aralık1980 günü evine dönerken bir kaç saat önce imzalı resmini verdiği bir hayranı tarafından kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü.
Efsanevi ismin ölümü yaşamı gibi çok konuşuldu. Oğlu Sean, babasının ölümünde ABD’nin parmağı olduğunu söyledi. Nevar ki, Lennon’un ölümü kafalarda netleşmeyen bir soru olarak kaldı hep.
Büyük bir düş kurdu John Lennon ve dünyayı düşe çağırdı. Şöyle diyordu Imagine şarkısında:
’Hayal et, cennet diye bir şey yok. biraz çaba gösterirsen yapmak kolay bunu. Ayaklarının altında cehennem yok. Tepemizde sadece gökyüzü. Hayal et, tüm insanların sadece bugün yaşadıklarını.’
john Lennon’un şarkısında yer alan ’bugün için yaşamaK’ cümlesi, gününü gün etmek , gezip eğlenmek , istediğini yapmak değildi elbette. O nasıl sınırsız, sorunsuz, ülkesiz, devletsiz, ayrımcılığın nefes almadığı bir toplum düşlemişse, dünü ve yarını da içine alan bir bugün düşlemişti tabi. Bugün onun için düne sığınmak ve düşleri ertelememek demekti. Barışı, sevgiyi, kardeşliği içinde bulunduğumuz ana taşımak demekti.