SAYIN OKTAY EKŞİ; ARAYA GİRER MİSİNİZ ? - 11/Aralık/2007 tarihli bir not
SAYIN OKTAY EKŞİ, ARAYA GİRER MİSİNİZ?
Değerli hemşerimiz ve Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi’ nin, 11 Aralık 2007 tarihinde yazdığı yazının son iki paragrafı aynen aşağıya alınmıştır.
Dostlarımız ve İnsanlık başlıklı yazıda Ekşi, Ege’ de batan teknedeki kaçaklardan söz ediyor ve bu olayın İnsan Hakları yıldönümüne denk gelişinden bahsediyordu.
Ekşi, daha sonra olayın insanlık trajedisi olduğunu söylüyor ve lafı batılı dostlarımıza getirerek AB yolunda Türkiye’ye çıkarılan engellerden ve küstahlıklardan şikayet ediyordu. İşte yazının devamı:
Dostlarımız ve insanlık
O değil ama 13 yaşında bir İngiliz kızının ırzına geçtiği için Alanya’da yargılanan 17 yaşındaki Alman genci Marko Weiss’in tutukluluk halinin devam etmesi mesele olur. Hatta dünkü Washington Post’ta ifade edildiği gibi, bu konunun "Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği önünde bir engel teşkil ettiği" dahi ileri sürülebilir. Nitekim Almanya’da iktidardaki Hıristiyan Demokrat’ların Grup Başkanı Volker Kauder’in "Türkiye eğer genç adamı serbest bırakmazsa AB üyeliğinden uzaklaşır" diyecek kadar küstahlaşması bile makul görülür.
Çünkü "Batılı" dostlarımızın (!?) her şeyi çok kıymetlidir. Onlar her zaman haklıdır. Sadece onların canı tatlıdır. Yukarıda sözünü ettiğimiz İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ndekiler başta olmak tüm kurallar, onların çıkarlarını korumaya yarar. Bir konu eğer onların ilgisine hitap etmiyorsa, önemsizdir. Örneğin Balfour’da, Ruanda’da yüz binlerce insanın soykırımdan geçirilmesi, önlenmesi gereken bir facia değil, iki sütunluk bir haberdir. O kadar.
EVET AYNEN “ O KADAR” SAYIN EKŞİ… ŞİMDİ BİZ DEVAM EDİYORUZ YAZIYA…
Size bir sözümüz yok ama gazeteniz Hürriyet ya da diğer yaygın gazeteler için eğer bir benzetme yapacak olursak benzer ilgisizlik ve tavrı görüyoruz küçük şehrin insanları olarak.
Hatırlarsanız “Çevre Yolu” için binlerce insan yola dökülmüştü 1994’te.
Ordulular çok uzun bir aradan sonra demokratik bir şekilde, haklarını aramak için yollardaydılar.
O gün bu haberin gazeteler ve TV’lerde yer almasını sağlamak için verdiğim mücadeleyi anlatsam şaşarsınız. Hele TV ler… Reha Muhtar ekolü yaygındı o günlerde. Acı yoksa haber yoktu. Oysa binlerce insan yola düşüp haykırıyorlardı. Reha Muhtar’ın ekibinden biri ile yaptığım görüşmede çıldıracak noktaya gelmiş ve ağzımdan şu sözler dökülmüştü.
“ Haber olmak için 100 çocuk bulup yola işeteceğim. İlla bunu mu istiyorsunuz “
Ali Kırca’nın ekibine ise hiç ulaşamamıştım.
Gazeteler, yerel muhabirlerinin geçtiği haberlerle yetinmişti.
Zaten deprem ne zaman İstanbul’u salladı, o zaman deprem oldu bu ülkede.
Yaygın basının bizlere yani küçük Anadolu şehirlerine yaklaşımı aynen AB’nin yaklaşımı gibidir sayın Ekşi…
Ancak 3.sayfa haberlerinde yer alır. O da, eğer işin içinde seks, aşk, kadın varsa…
Biliyorum acımasız gelecektir bu sözlerim ama şikayetim size değildir.
Siz aidiyet duyguları gelişmiş bir insansınız ve Ordu için elinizden geleni yapıyorsunuz.
Marka Güçtür konulu panel için Ordu’ya geldiğinizde buradaki hazırlıklar aynen AB yetkililerinin Türkiye’ ye gelişlerindeki hazırlıklar gibiydi.
Size teşekkür ederiz. Paneli ve Ordu’yu anlattınız köşenizde.
Ertuğrul Özkök’te bir iki kelime eder diye bekledik ama nafile.
Biliyorum gazeteler haberlerini seçerken demografik özellikler, resimler gibi ölçüler kullanır.
Bir konu eğer onların ilgisine hitap etmiyorsa, önemsizdir.
( Bu cümle aynen sizin yukarıdaki alıntınızdan kopyalanmıştır )
Aynen yukarıdaki gibi, bizler için çok önemli olan bir şey yaygın basının umurunda değildir.
Çırpınırız yer almak, kendimizi ifade edebilmek için.
Gazete eklerinde Türkiye’nin en iyi 10’ları seçilir, girememişsek üzülürüz. Biliriz oysa onların nasıl seçildiğini.
Vallahi kompleksli değiliz…
Derdimiz sadece kendimizi ifade edebilmek.
İş-Havaalanı-Demiryolu-Liman problemlerimiz vardır. Anlatmak isteriz. Duyurmak…
İmkanlar açısından sizlerin yaşadığı şehirler gibi olmak isteriz…
Sayın Ekşi, biraz uzun oldu ama arzuhalim budur.
Biz küçük kentler, dediğiniz gibi Dostlarımız ve İnsanlık adına çok şey mi bekliyoruz.
Ne olur öncülük yapın. Yaygın basın Anadolu’daki küçük kentlere AB komiserlerinin yaptığı muameleyi yapmasın.
Rica ediyorum. Araya girin, öncülük yapın.
YORUMLAR
Zamanın birinde öğretmenler artık dayanamaışlar ve ille de maaşlarımıza zam isteriz diye o zamanın başbakanının karşısına dikilmişler ( Burada zaman ve başbakanın kim olduğu önemli değil sanırım. Siyasi polemik olmasın diye yazmadım ). Başbakan aynen şu cevabı vermiş. '' Arkadaşlar ben de düşünüyorum sizin maaşlara zam yapmayı ama o kadar çoksunuz ki hangi birinize yapayım. ) İşte böyle kardeşim. 81 il var bu ülkede adamlar haklı !!!! hangi birinin problemini yazsınlar. Hem bi de ne var biliyor musunuz. Günümüzde artık gazeteyi eline alan, ya da tv karşısına geçen '' Ordu'nun derdi beni mi gerdi '' diyor lakin Hilal Cebeci'nin derdi nedense geriyor milleti.
Selam ve saygılarımla.