- 1310 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Orhan Veli'ye
Bugün 12.11.2011 son zamanlarda yaptığım gibi yeni ve önemli bir karar daha verdim… Son zamanlarda bunu sıkça yapıyorum, ani gibi görünen radikal kararlar verip hemencecik uygulamaya geçiyorum. Aslında bir saniyede verilmiş gibi görünen fakat bir saniye artı tüm geçmişim diyebileceğim kadar uzun ve geç kalınmış kararlardır bunlar.
Bundan yaklaşık 22 yıl önce ben henüz 13 yaşında bir ortaokul öğrencisi iken o zamanlar öğretmenim dediğim şimdilerde ustam diyebileceğim Caner Günışık (Öç koymaz) sayesinde tiyatro ile çok daha yakından tanışma fırsatı buldum. Okuduğum okulun adı Orhan Veli… Ümraniye’nin unutulmuş bir köşesinde evimden yaklaşık iki buçuk kilometre uzaklıkta ve derin ve yapışkan çamuru bir yolu aştıktan sonra ulaşabildiğiniz, dere kenarında bir sürgün okulu… Buranın adına Orhan Veli denmesinin sanırım bir nedeni de Orhan Veli’nin İstanbul boğazına olan düşkünlüğünü bilmeyeniniz yoktur. Bir nebze olsun bu boğaz özlemini giderebilmesi için Veli’nin dere kenarında olmasını istemeleridir.
İşte bu sürgün okulunda olmak, orada öğrenci olmak bir şans mıydı yoksa ergen olgunlaşma merkezi olarak düşünülmüş dâhiyane bir proje miydi bunu hiç bilmedim, bilemem de sanırım bundan sonra. Burada bulunan tüm öğretmenler sürgün gönderilmiş, muhalif, düşünebilen ve idealist öğretmenlerdi. İşte bu gece kondu çocukları için bulunmaz bir fırsattı… Devletin bekası için yeni düşünen potansiyel sürgünler yetişmekteydi burada… Ve ben bu potansiyelin 364 numaralı temsilcisiydim.
Sanırım yıl 1989du ve ben sahnede Orhan Veli oynuyordum. Tiyatroyla tanışmış, hayatımın mesleğini seçmiş ve bundan sonra tiyatro dışında öğreneceğim her şeyin neredeyse boşa gideceğine çoktan karar vermiştim… Deli gibi bir tutkuyla bağlanmıştım tiyatroya benim kendimi ifade biçimimdi sanki artık ve olmazsa olmazımdı. Okulda geçirdiğim zamanlar artık hafta sonlarını da kapsıyor bu durum ailemin tüm şiddetini üzerime çekmeme neden oluyordu. Bu dönemde yediğim dayağın haddini ve hududunu hesaplayamıyorum bile…
Aradan yaklaşık 22 yıl geçti ve ben bu sürede başka okullar da gördüm elbette… Başka oyunlar oynadım, tiyatrolar, tiyatroları kovaladı, aşık oldum, evlenip boşandım, baba oldum ve belki yüzlerce kitap okudum. Ülkeyi baştan aşağı 3 defa gezip dolaştım, yeni insanlar tanıdım. 22 Yıl içerisinde daha sayamadığım önemli neler oldu neler…
Üzüldüm, incindim, bir ara insanlara olan güvenimi bile yitirdim… Tiyatroya da küstüğüm oldu, 1 yıl delirdim ama çıkmadım yine de sahneye… Oyunlar yazdım ve şiirler de tabi… Dedim ya bu 22 yılda daha neler oldu neler…
Şimdi tam da 22 yıl sonra yani bu önemli kararları verdiğim şu zamanlarda bir karar da bu nedenle aldım. Bir vefa belki de kendimi yeniden bulma… Bilmedim, bilemedim ama bunu istedim… Yeniden Orhan Veli ile başlamak, kendimi yenilemek ve yola başladığım gibi devam etmek için, özlediğim için ve sığınabileceğim iyi bir bilindik için, güven için… Velini Ardından adlı oyunu tek kişilik bir uyarlama ile yeniden oynamaya karar verdim. Varalım sahibine de haber verelim dedim…
Bir Orhan Veli ile bu yıl sahnede yeniden sizlerle birlikte olmaya karar verdim… Yolum açık, seyircimiz bol olsun… Size iyi seyirler, bana rast gele…
YORUMLAR
lasainte
ERKAN ÇELİKOL
ERKAN ÇELİKOL
ERKAN ÇELİKOL
Önce kulağındaki küpeyi çıkar,sonra elindeki sigarayı at,olmaz dersen bıyıklarını kazıt,Burası kapalı alan sigara içmek yasak vesselam.:)) Yazın güzeldi,havası sıcak,akıcı,ister istemez kendisini okutturan cinsinden.Kutlarım.
ERKAN ÇELİKOL
Ne güzel. Öncelikle tebrik etmeliyim Sevgili Çelikol.
Otobiyografik bir hikâye ve bize azim aşılayan azmin güzelliği...
Bize de kısmet olur inşallah seyretmek. Hep içimde olup da bir türlü adım atamadığım bu yola yeni yeni giren biri olarak umarım ben de bir şeyler yapabilmenin mutluluğunu tadarım.
Yeni oyunda başarı melekleri hep yanında olsun dilerim.
ERKAN ÇELİKOL
Vefa'nın İstanbulda bir semt olmadığını gördüğüm, anladığım ve hissettiğim her an iyi gelmiştir bana...
Tebrikler...