- 953 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Tahrif Edilen Tevrat, İncil ve Asla Değişmeyecek Kur'an
Kur’an’da inananlar hakkında, “O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur’an’da) da sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi.” buyrulur. Museviler, İseviler tümü Müslümandır. Peygamberlerin getirdiği dinlerin tümü İslam’dır.
Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir. (Ali İmran Suresi, 19)
Ancak kıskançlık ve hakka başkaldırma nedeniyle ayrılıklar çıkmış, zamanla Tevrat ve İncil tahrif edilmiştir. Konuyla ilgili olarak, Tevrat’ın yalnızca ilk bölümlerinin vahiy olduğu görüşü, İncil’in dört tane olması ve Hz. İsa sonrasının anlatılması gibi pek çok kanıt vardır.
Bir yazar, bu konudaki bir yazıma -muhtemelen polemik amacıyla- yaptığı yorumda, İncil’in sona erdiği, "Her kim bunlara eklerse, Tanrı da ona bu kitapta yazılı büyük sıkıntıları ekleyecek. Ve her kim bu peygamberlik kitabının sözlerinden çıkarırsa, Tanrı da onun payını bu kitapta yazılı yaşam ağacından ve kutsal kentten çıkaracak." bölümünü kendince kanıt göstererek, İncil gibi Kur’an’ın da -haşa- tahrif edilmiş olabileceğini ima etmişti. Ya da Kur’an gibi İncil’in de korunduğunu ve değişmediğini...
Bu bölümün tahrif edilmediğini ve orijinaliyle bize ulaştığını varsayalım. Burada İncil’in korunduğundan, değiştirilemeyeceğinden ya da tahrif edildiğinden söz edilmemektedir. Yalnızca ekleme ve çıkarma yapmaya kalkışacak olanlara tehdit vardır. Kaldı ki Allah bu tehdidini/vaadini gerçekleştirmiştir. Ekleme ve çıkarma yapanlar şirk içinde yaşamaktadırlar. Ahiretteki durumları da-Allah’ın dilemesiyle-aynı sıkıntı içinde devam edecektir. Allah onların birçoğunun yoldan sapmış olduklarını haber verir:
Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa’yı da arkalarından gönderdik; ona İncil’i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. (Bir bid’at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Allah’ın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır. (Hadid Suresi, 27)
Kur’an’da ise çok açık olarak Kur’an’a ekleme ve çıkarma yapılamayacağı bilgisi verilir. Allah ayetlerinde Kur’an’ı Kendisinin koruduğunu bildirir:
Hiç şüphesiz, zikri (Kur’an’ı) Biz indirdik Biz; onun koruyucuları da gerçekten Biziz. (Hicr Suresi, 9)
Ve asla değiştirilemeyeceğini:
Sana Rabbinin kitabından vahyedileni oku. O’nun sözlerini değiştirici yoktur ve O’nun dışında kesin olarak bir sığınacak (makam) bulamazsın. (Kehf Suresi, 27)
Müslüman için Allah’ın koruduğunu ve değiştirilemeyeceğini vaadettiği Kur’an, tek ölçüdür.
Tevrat ve İncil’in neden tahrif edilebildiği konusuna gelince; Allah hiç kuşkusuz Kendi kitabını korumaya gücü yetendir. O’nun, tüm evrende her şeyi kusursuz yaratmaya da gücü yeter. Fakat Allah her şeyi kusursuz yaratmaz; eksiklikler yaratmasında özel bir hikmet vardır.
Tevrat ve İncil’in tahrif edilmesi de Allah’ın dilemesiyle gelişmiş bir olaydır. Bir hikmet üzere, özel bir imtihanı gereği bu durum yaratılmıştır. Bu Kitap Ehli’nin imtihanıdır. Müslümanlara düşen Musevi ve Hristiyanları -Allah’ın buyruğu üzere-Bir olan kelimeye "La İlahe İllAllah"a davet etmektir. Ardından ise Kur’an’a ve Hz. Muhammed (sav)’e imana güzel sözle çağrıda bulunmaktır.
Kur’an, tahrif edilen Tevrat ve İncil’in orijinal bölümlerini kapsar. İçerisinde Hz. İbrahim’den Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya kadar tüm peygamberlerin yaşamlarından söz edilir; kıssaları uzun uzun anlatılır.
Kur’an’ın değiştirileceğinden endişe duymaya gerek olmadığı gibi, değiştirilmiş olabileceğinden kuşku duymak da yanılgıdır. Kur’an’ın özüne terstir. Allah, onu koruduğunu ve değiştirilemeyeceğini bildirirken kuşkulanmak, Allah’ın gücüne kesin bilgiyle inanmamak olur. Kur’an bir tanedir; tek bir kitaptır ve tüm dünyada aynıdır. Onun koruyucusu ise koruyan, gözeten, muhafaza eden-Hafız olan- Yüce Allah’tır.
Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden ve O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Şüphesiz O, suçlu-günahkarları kurtuluşa erdirmez. (Yunus Suresi, 17)
YORUMLAR
Yazımda söz ettiklerim kendi iddialarım değil Kur'an ayetlerine dayalı bilgilerdir. Müslüman için tek kıstas Kur'an'dır. İstek üzerine Kur'an'a uygun olmayan cümle kurmaktan, iddiada bulunmaktan Allah esirgesin. Yarın, konuyla ilgili olarak Kur'an'ın ne dediğini detaylı olarak açıkladığım bir yazı ekleyeceğim inşaALLAH. Selam...
Fuat Bey sevgiler selamlar,
Yazınızı dikkatle okudum. Müsaadenizle birkaç değerlendirme yapmak istiyorum.
Kuran'dan önceki kitapların öyle ya da böyle bir şekilde değiştirildiğini, hatta bunun da Allah'ın isteğiyle olduğunu söylüyorsunuz. Eğer Yaratıcı kendi kelamı olan kitabı bilerek ve isteyerek değiştiriyorsa ve ardından da ; "...O’nun sözlerini değiştirici yoktur... (Kehf Suresi, 27)" diyebiliyorsa, benim o yaratıcıya söyleyecek bir sözüm olamaz, çünkü böyle iki farklı görüşe sahip bir yaratıcı olamaz.
Hangi şekilde olursa olsun, Tanrı istesin ya da istemesin öyle ya da böyle Tanrı kelamı olarak kabul ettiğiniz bir kitabın değiştirilmiş olabileceğini söyleyemezsiniz. Eğer bunu söylerseniz Tanrı'nın kendi öz sözünü korumaktan aciz olacağını söylemiş olursunuz. Buna ilaveten, eğer bir kitabın değiştirilmiş olduğunu iddia ediyorsanız, o kitabın "aslını" göstererek iddianızı ispatlamanız gerekmektedir. "İncil ve Tevrat'ın aslı Allah katında mevcuttur" gibi gerçek dışı bir iddiada bulunmayacağınızı düşünerek bunun cevabını verme gereksinimi dahi duymuyorum. Eğer bu kitapların sözde asılları varsa lütfen ortaya koyarak ispat ediniz.
İncil'de sizin de verdiğiniz örnekte gördüğümüz gibi Allah'ın sözlerinden tek bir kelime, harf bile çıkarılıp eklenemeyeceği yazar. Rabbin kendi sözünü koruması için "koruyacağım" demesi gerekmez. Rab eğer bir söz söylüyorsa bu söz Allah kelamıdır ve kimse değiştiremez!
Kaldı ki bir an için iddia ettiğiniz gibi değiştirilmiş olabileceğini varsayalım. Söyler misiniz hangi bölümleri değiştirildi? Bilmiyorsunuz, bilemezsiniz de. Sizinkisi sadece farazi bir iddiadır. Eğer öğrencileri veya daha sonra gelen ruhbanlar İsa'nın sözlerini değiştirecek olsalardı, İsa'ya yapılan ihaneti, O'nun en yakınları tarafından amiyane tabirle "satılmasını" ve Mesih'in şahsına yapılan aşağılama ve hakaretleri de çıkararak yerlerine İsa'ya iman edenlerin göğüslerini kabartacak ya da en azından İsa'nın dik bir duruşla ölüme gittiğini anlatacak bölümleri koyarlardı.
Müslüman dostlarımız eğer deselerdi ki, "evet Tevrat ve İncil değiştirilmemiştir, ancak Kuran bunları tamamlamaya gelmiştir", o zaman size hak verebilirdik İslam'ın son din olduğu konusunda. Ama değiştirildiğini iddia etmek, sadece bir iddia olmaktan ibarettir. Birisi de kalkıp dünya yuvarlak değil düzdür dese bu da gerçeği yansıtmaz, sadece bir iddia olur öyle değil mi?
Savunmayı aslında daha da uzatabilirim ancak ne demek istediğimi sanırım anlamışsınızdır. Fuat Bey, tekrar etmek istiyorum; "bir kelamı Allah kelamı olarak kabul ediyorsanız, o kelamın değiştirilemeyeceğini de kabul edin." Eğer değiştirilebileceğini iddia ederseniz, kendi inancınızla, kendi kitabınızla çelişmiş olursunuz.
Sevgi ve saygılarımla.