İstanbullular'a...
“- Memleket nere yeğenim?”
“- İstanbul.”
“- Onu sormadım asıl memleket nere? Kütük nere kütük?”
“- ………..”
Bu diyaloğu yaşamayan yoktur. Hadi gerçekçi yaklaşalım, büyük çoğunluğumuz yaşamışızdır. İyi ama İstanbul’un memleketten sayılmaması nedendir, nereden gelir insanların bu illa bir Anadolu şehri ismini zikretmemizi istemeleri?
Bir insan eğer dünyaya gözlerini İstanbul’da açmış, dizlerini yara bere içinde bırakan o ilk mahalle maçını şehrin ara sokaklarından birinde yapmış, ilk aşkı burada tatmış, ilk aşk acısını da burada yaşamış, annesini teneffüs aralarında görebilmek için bütün gün okulda beklemesini istediği ilk öğrencilik günlerini burada geçirmiş ve eğitim hayatının geri kalanını da burada tamamlamış, askerdeki günlerinin bitmesini İstanbul’a, İstanbul’daki sevdiklerine kavuşabilmek için beklemiş, iş yaşamındaki ilk parasını burada kazanmış burada harcamış, insanlar memleketini sorduğunda “İstanbul” diyebilecek kadar bu şehri sevmiş ve buraya ait olduğunu hissedecek kadar da içselleştirmişse, kısacası İstanbul O’nun aldığı nefes, içtiği su olduysa, o insanı kendini başka bir şehre ait hissettirmeye zorlamanın anlamı var mıdır?
Ben de bir İstanbulluyum. En azından yukarıda saydıklarımın hepsini hissediyorum.
Şimdi diyelim ki “X” şehrinin kütüğüne kayıtlıyım. Babam, dedem vs.. hepsi oradan gelmiş olsun. Peki ben bu şehri hiç görmemişsem, uzaktan yakından herhangi bir bağım yoksa, görüştüğüm konuştuğum akrabalarım – arkadaşlarım yoksa orada, televizyonda öyle ya da böyle bir şekilde o şehrin adı geçtiğinde içimde bir yerlerde herhangi bir kıpırtı hissetmiyorsam, kendimi oraya ait görmüyorsam, bana sorduklarında “memleketim X” diyebilir miyim? Hadi oldu da dedim, gerçekten memleketim orası olur mu?
Ha bir de İstanbulluyum deyince “tamam da nereden gelmiş sizinkiler İstanbul’a” sorusu yok mu!! E hadi İstanbul’a bir yerlerden gelmişler diyelim, peki İstanbul’a geldikleri yere de başka bir yerden gelmemişler mi? Oraya da bir başka yerden, oraya da daha başka bir yerden… “X” şehrinde ot gibi yerden mi bitmiş bu insanlar? Neden nüfus kağıdındaki kütük kısmında yazan şehre ait olmaya zorluyor – zorlanıyoruz? Neden insanlar karşısındakini o şehre ait olarak görmek istiyorlar ve İstanbulluluğunu kabul etmek istemiyorlar?
İnsan kendini nasıl, ne ve kim olarak hissediyorsa odur. Başkalarının onu kafalarındaki kalıba sokarak verdikleri şekle uygun, “üretilmiş” bir insan olmamalıdır. Dedelerinin geldiği toprakları sevip, köklerinden de kesinlikle utanmamalıdır elbette.
Güzel ülkemin güzel insanlarına söyleyeceğim son söz: Artık lütfen bu memleketçilik oyununu bırakın.
YORUMLAR
talip
daha alışkın olsak da..
eyvallah teşekkür ettim
HEMŞOM
Bence İstanbul'u kıskandıklarından öyle diyorlar... :)
Çok gerçekçiydi yazınız...
Ruhunu İstanbul'a emanet vermiş bir İstanbul aşığı olarak, ben İstanbul'luyum efendim...
Tebrikler...