- 1081 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YÜREĞİM SİZİ ÇOK SEVDİ
ÖLÇÜ
Sevdiğin müddetçe ve sevebildiğin kadar
Sevdiğine her şeyini verdiğin müddetçe,
Ve verebildiğin kadar gençsin
Nazım Hikmet RAN
Sevmek var, sevmek var… Sevilmek var, sevilmek var... Değer bilmek var, değer bilmek var…Aralarında çook fark var.
Karşılıklı dairelerde uzun yıllar komşuluk yaptığımız altı çocuk annesi çok hoş çok alımlı komşumuzdu Müjgan Teyze. Hemen her akşam üstü beş çayı için hazırladığı lokmaların kokusu açık mutfak penceresinden aydınlık boşluğuna yayılırken, masmavi gözlerinin üstüne inen sarı perçemlerini elinin tersiyle geriye doğru iteler ve karşılıklı mutfak pencerelerimizden bana seslenirdi: "Müzik ruhun gıdasıdır. Hadi, durma! birlikte söyleyelim." der ve güzel sesiyle usulüne uygun söylediği şarkılarla ruhumuzu beslerdi gerçekten. Sırası geldiğinde anneleri: altın-gümüş-bakır diyerek kategorilere ayırdığını ve "annelerin de hepsi bir değildir" sözlerini; bir gözün diğerine pek dostça bakmadığı. Samimiyetsizliğin, bencilliğin, vefasızlığın doğal sayıldığı. Diyalogun ve komşuluk ilişkilerinin unutulduğu günümüzde daha çok hatırlar oldum.
Moda’daki Bahçe&Bahçe Kültür Evi’nde tanımıştım övgülere sığdıramayacağım bu genç insanı. Grup halinde gittiğimiz tiyatro dönüşü, tiyatro sevgisinin, bilgisinin yoğunluğunu anladığımda yapmıştım teklifimi "reddetmemesi" koşuluyla. Beykoz sırtlarındaki Ğöğüs Hastalıkları Hastanesi’nde yatan çocuklar için bir oyun sergilememi istemişlerdi benden. Cilavuz Köy Enstitüsü neferlerinden can öğretmenimiz Cemal Durgun’un aracılığıyla.
Gönüllü oyuncu bulmak çok zorlaşmıştı. Hele gençler...Öncelikl alacakları ücreti soruyorlardı. Bu konuda kızımın yaşından öte gösterdiği sabrı ve özveriyi düşündükçe…Yüreğimin titrediğini hissederim hala. Çok kereler okuldan alıp götümüştüm. Bu genç de aynı coşkuyla kabullenmişti oyunda rol almayı. Zayıf, sınırlı bütçemle düşmüştük yollara bir kez daha heyecanla.
İ.T.Ü’nün elektrik-elektronik bölümünü yeni bitirmişti. Başta şiir olmak üzere pek çok sanat kollarına ilgi duyuyordu. Dilini pekiştirmek amacıyla gittiği İngiltere’den pekçok deneyim ve mesleki başarılarla döndü yurda. İyi bir işi oldu. Daha sonra Romanya’ya gitti. Kısa sürede oranın dilini öğrenmekle kalmamış yaptığı çevirilerle takdir bile toplamıştı. Katıldığı tiyatro kursunu da başarıyla tamamlamış ve bunun sırrının birlikte oynadığımız “çocuk oyunu” sırasında yuttuğu ‘sahne tozu’ na bağlamıştı olanca vefasıyla. İkinci kez yurda döndüğünde işyeri kendisini bir süreliğine İtalya’ya gönderdi. Dönüp geldiğinde siz ‘karşısında konuşmanın’ kolay olmadığını düşünürken o, insan olmanın göstergelerinden biri sayılan ’mütevazılığın’ çıtasını en alt düzeyde tutmasını bilmişti. Zaman buldukça zarif armağanlarla kapımı çalar hala. Oturur tatlı sohbetlere dalarız birlikte. Farklı ülkelerden insan portrelerini, gezip gördüğü mekanları, yaşadığı hoş ilginç ve duygusal anılarını öylesine içten ve nefis bir anlatımla benimle paylaşır ki...Ben de kendimi o muhteşem atmosferin içinde bulurum baştan sona...
Erkut’cuğum, seni ben dünyaya getirmiş olsaydım bilmem bu kadar çok severmiydim…
Ve tıpkı Kadıköy Anadolu Lisesi’nin son iki yılını bizimle birlikte yaşayarak tamamlayan ve bana manevi evlat, kızıma kardeş olan. Çok istediği İ.T.Ü nün elektrik-elektronik bölümünü kazanıp başarıyla tamamlayan ve şimdilerde İtalya-Milano Üniversitesi’sinde mastırını sürdüren. "Evimin baş köşesi daima size ait olacaktır" sözleriyle başıma ‘manevi anneliğin’ tacını takan sevgili Gökhan’cığım ve "Gökhan bu günlerini size borçlu" derken gülen gözleri her defasında dolu dolu olan…Yüreğinde barındırdığı iyilik, güzellik ve sabrıyla eczanesindeki ilaçlardan daha çok şifa dağıtan..Benim de kendisine "ateş böceğim" yakıştırmasını yaptığım annesi Şükran Hanım ve diğer aile bireyleriyle nasıl ki bir aile olduğumuz gibi…
Bu arada Erkut’cuğum da bana hiç alışık olmadığım bir sürpriz yaparak sevgi ve içtenliğini bir kez daha hissetirdi…Ve tıpkı yıllar önce benim ona itiraz hakkı vermediğim gibi o da bana vermedi. Çok zarif ve saygıdeğer bir insan olan annesi Sevil Hanım’la birlikte Erdek’e yaz tatiline yolladı ikimizi. Kendisi Hırvatistan yollarına düşerken…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.