- 893 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dilinde Aşk Vardı Yüreğinde İhanet-3/ Son Nefeste Veda Bölüm-12
Son nefeste Veda / Bölüm-12
Hasan Cevat’a veda
28 Şubatı bir marta bağlayan gece geç vakte kadar Selma abla ile oturduk. Ama vaktimin büyük bir bölümü çocuklarla geçti. Onları yatırdıktan sonra ancak baş başa kalabildik. Selma ablam gidişime sevinirken bir taraftan da üzülüyordu. Yanıma alacağım eşyaları tekrar tekrar kontrol ediyor, yeni aklına gelmiş gibi ‘‘ Kız iç çamaşırı da aldın değil mi •?’’ diye sormadan edemiyordu. Bende mecburen tekrar, tekrar cevap veriyordum.
Veda:
_ Abla
Selma:
_ Efendim Veda
Veda:
_ Abla akşamdan vedalaşalım. Eğer benimle yarın vedalaşmaya kalkarsan gidemem bırakamam seni çocukları. Bir daha cesaret te edemem.
Birbirimize sarıldık, ikimizde ağlıyorduk ikimizi kader birleştirmişti belki de yine kader ayırıyordu. Geleceğin ne göstereceğini kim bilebilir.
Selma:
_Sabahleyin bahçe kapısından çıkmadan evvel Hasan Cevat’la da vedalaş ona her şeyi anlat bilsin nereye gittiğini.
Veda:
_Unutur muyum hiç abla. Gitmeden evvel de anlatacağım çok şey olacak, geldikten sonra da anlatacağım bir sürü hikâyem olacak.
Sabah çok erken kalktım, aslına bakarsanız hiç uyuyamadım desem yeridir. Hemen, hemen hazır gibiydim. Gürültü etmeden sessizce merdivenlerden indim, bahçe kapısını açınca buz gibi bir hava suratıma çarptı. Gece başlayan kar yağışı hala devam ediyordu. Kocamın mezarına yaklaştım aramızda toprak ve kardan başka hiçbir şey yoktu. Yola çıkmadan ona içimde biriken her şeyi anlatacaktım. Aramızda gizli saklı hiçbir şey kalmayacak.
Sana geldim aşkım, biraz sonra çok uzun bir yolculuğa senin yapmayı düşündüğün yolculuğa çıkıyorum. Kısmet olursa dönüşümde yeniden buluşuruz. Bir bahar sabahında yanı başında Selma abla ile çay içersek hiç şaşırma. Şimdi benim anlatmak istediğim başka şey var sana. Hani istemeyerek te olsa Denizlerin evinde buluştuğumuz gecenin sabahında, seni yatakta uyur bırakıp çıkmadan evvel dudaklarına kondurduğum öpücüğün tadı dudaklarımdan hiç gitmedi. O gece son defa senin olmuştum. Bir daha hiç konuşacağımızı sanmıyordum ama büyük laf etmişim Hasan Cevat. Her ne kadar cevap vermesen de ben bu sabah seninle konuşuyorum. Hem de gözlerimden yaşlar yağan kara eşlik ederken. Sanıyor musun tek fedakârlık eden sadece sensin. Bende ölümün üzerine koşar adım gittim senin için Hasan Cevat hiç tereddüt etmeden yaşaman için, ama olmadı. Dövüldüm, burnumu kırdılar, hafızamı kaybettim aylarca komada yattım. Bunun karşılığında sen ne yaptın. Gittin öldün. Benim için öldün bu yaptığın haksızlık Hasan Cevat haksızlık. Allaha ısmarladık aşkım senin için gidiyorum Çin’e Hindistan’a
Veda yere çömelerek mezarın üzerinde birikmiş olan karları eliyle temizleyerek ortaya çıkan toprağı eğilerek öptü. İçinde hissettiği bir ferahlama ile ayağı kalkarak bahçe kapısını açıp dışarı çıktı. Eğer arkasına dönüp pencereye baksaydı kendisi ile beraber Selma’nın da ağladığını görecekti.
Sokağa çıkınca Fötr Salimi karşısında gördü.
Veda:
_ Sabah, sabah senin ne işin var burada.
Fötr Salim:
_ İzmir’e gidecek bir yolcu varmış burada?
Veda:
_ O yolcu ben olmayayım sakın. Selma ablamın işi değil mi? Ta nereden seni çağırdı alacağı olsun onun.
Fötr Salim:
_ Çok konuşmada atla arabaya İzmir’de benimde işim vardı artık bahanesi olmaz.
Fötr Salim’e minnet yüklü duygularla bakarken bana vereceği cevabın ne olduğunu da biliyordum ‘’ Siz bana Hasan Cevat’ın emanetlerisiniz. Bu iş bensiz olmaz hadi bakayım arabaya.’’
2011/ Haznedar
tugrulpekel.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.