- 1176 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
VUR ZAGOR ALLAHINA KURBAN...
Rahmetli babam, rahmetli annemi kaçırdığında yirmi bir yaşındaymış. Annem de on altısında bir kız. Babam Kars’ın Kağızmanından, Annem ise Trabzon’un Sürmene’sinden...
Askerlik dönüşü Ağrı’daki teyzesinin yanına giden babam orada tanımış annemi. Annemin babası ( Hacı Dedem ) Ağrıda imamlık yapıyormuş. Önce ’ Allah’ın emri, peygamberin kavli’ diyerek yaklaşmışlar Hacı Dedeme lakin Hacı dedemin laz damarı kabarmış bir kere ’ vermem ’ demiş de tutturmuş. Babamın da anne tarafından kürt damarı kabarmış; o da kaçırmış annemi ve ver elini Doğubayezıt.
Gariban babam Doğubayezıt’ta gazocağı, dikiş makinası, süt makinası ( sütün kaymağını sütten ayıran alet ) filan tamir ediyor ama o zaman ufacık bir kasaba olan Doğubayezıt’ta karınları doymuyor bu işlerle. ’ Ya nasip ’ deyip Ankara’ya geliyorlar ve babam Ankara’da Et-Balık kurumunda iş bulup çalışmaya başlıyor. Yavaş yavaş da palazlanıyor tabii ki. Bir müddet sonra da Babaannemi alıyor yanına.
Bir gün babannemle birlikte Anıtkabir’e gitmeye karar veriyorlar. Hayatında ilk defa Kağızman’dan dışarı çıkmış olan babaannem yolda bir kaç heykel görüp babama soruyor: ’ Kamil oglım bunlar nedir? ’ ’ Heykel’ diyor babam ve onların mermerden, alçıdan, bakırdan ( Tunçu babaanneme nasıl anlatsın? ) yapılmış cansız nesneler olduğunu söylüyor. Her neyse birlikte Anıtkabir’e varıyorlar.
Babaannem orada hiç kıpırdamadan nöbet tutan erleri görüyor. Büyük bir hayretle onlara doğru adeta koşar adım yürümeye başlayınca babam ’ dur bakalım ne yapacak? ’ diye merakla bekliyor. Babaannem nöbetçi ere iyice yaklaşıp yanağını hafifçe sıkıyor. Erde tek bir kıpırtı yok. Babaannem gözleri faltaşı vaziyette babama dönüyor ’ Viyyyy Kamil ne kadar da essaha benziiirr’ Babamın halini tasavvur edersiniz sanırım. Askerde ise yine tek bir kıpırtı yok.
Anıtkabir ziyaretinden sonra babam, babaannemi - hayatında hiç görmediği sinemaya götürmeye karar veriyor. Lakin hiç de uygun olmayan bir film seçiyor: ’ Zagor- Baltalı İlahın intikamı -
Sinema salonu. Perdenin açılışı ve tüm bunlar karşısındaki babaannemin hayretini filan atlıyorum. Film başlar başlamaz yumruklar, tekmeler, tabancalar, kızılca kıyamet kopmaya başlıyor. Babaannemdeki korkuyu tahmin edersiniz artık. ’ Oglım kaçalım buradan bizi de vururlar ’ diyor ama babam ’ Anne korkma burada sahiden ölen filan yok. Bütün bunlar hareketlendirilmiş fotoğraflar ’ diyor. Babannem tabii ki hareketlenmiş fotoğraf nedir anlamıyor ama bakıyor ki sinema salonunda herkesin keyfi yerinde o da dalıyor filme. Sonra da iyice sarıyor film babaannemi ve soruyor babama ’ Kamil oglım kim bu herif’ ’ Zagor, iyi adam, kötüleri öldürüyor’ diye cevap veriyor babam. Babaannem iyice filme kaptırıyor kendini. Zagor hain düşmanı öldürdükçe zevkten dört köşe. Bir ara Zagor taş baltasıyla dalıyor yüzlerce Moskof’un içine ( babaanneme göre düşman= Moskof. Başka düşman tanımıyor çünkü ). Heyecanlanıyor ve bağırıyor babannem ’ Vur Zagor Allahaan gurban senin. Vur oglım vur ’ Sinema salonu filmi milmi bırakıp babannemi seyretmeye başlıyor tabii ki
Babannem haydi diyelim ki hayatında ilk defa sinemaya gidiyor. O ilk defa hayatında film seyrediyor. Peki hayatı film seyrederek geçenlere ne demeli?
Yıllar sınra artık köylerde bile sinemaların olduğu yıllarda ben bir ilkokul öğrencisiyken öğretmenlerimiz bizi topluca sinemaya götürdüler. Filmin adı: Truvalı Güzel Helen. Konu Truva Savaşları ( Şu meşhur tahta at olayı ) Sinema salonuna doluştuk. Perde açıldı başladık filmi seyretmeye. Tam arkamda otuz yaşlarında bir amca başladı ’ Aslanlarım, koçlarım, yiğitlerim vurun şu Yunan hainine’ filan demeye. Tamam olayın Yunanla ilgisi var da adam ’ Gösterin şunlara Türk’ün gücünü ’ filan deyince dayanamadım: ’ Amca burada Türk yok, iki Yunan kavmi birbiriyle savaşıyor’ deyince adam ’ Hade lan ordan bastıbacak sen nereden bilecen atalarımızın kahramanlıklarını. Seyret de birşeyler öğren ’ deyince susutum. Ama dikkat ettim bizim amca Truvalılara Türk diyor. Çünkü savaşın başlarında Truvalılar işi götürüyor. Agamemnon per perişan... Fakat sonra Malum Truvalılar yenilince bizm amca ’ Ulan hay Allah ben de iki sattir bizim Türkleri Yunan sanmıştım meğer Yunan sandıklarım Türkmüş. ’ demez mi? ( Öyle ya Truvalılar yenildiğine göre onlar Türk olamazdı ).
Baba annemden benim çocukluğuma, benim çocukluğumdan bu güne maalesef .çok fazla bir şey değişmedi. Eğer değişmiş olsaydı her Allah’ın günü seyrettiği bir dizideki kahramanın sadece ve sadece rol yaptığını anlardı insanımız ( Tabii ki bazılarından bahsediyorum ) Ve Beyoğlu’nda tesadüfen gördüğü Yaprak Dökümü dizisinin Ferhundesine ( Deniz Çakır ) ’ Ferhundeeee senin de yaprakların dökülsün inşallah’ diye beddua etmezdi. Ve de bu gün artık ’ İffet’ olmuş olan o Ferhunde için göz yaşları dökmez, altın günlerinde ’ Gördün mü Müberra hain köpek İffet’e nasıl tecavüz etti diye zavallı İbrahim Demirkol’a( Dizinin erkek kahramanı) beddualar yağdırmazdı.
Ama yine de ümitsiz değilim. En azından öğrencilerim her perşembe soruyorlar bana ’ Hocam Muhteşem Yüzyıl dizisinde bu hafta ne gibi yanlışlıklar vardı?’ diye. Ben de bir Tarih öğretmeni olarak anlatıyorum dilim döndüğünce. Lakin sorulara cevap vermek için de mecburan seyretmek zorundayım. Eh naapalım gülü ( Öğrencilerini ) seven, dikenine katlanır.
YORUMLAR
Muhteşem yüzyılın bir sahnesinden araba geçiyordu...)))Malkaçoğlu Cüneyt Tarçın' da bir zamanlar kol saati ile kılıç kullanıyordu...
sami biberoğulları
hocam gerçekler acıdır derler ama bizim ülkemizde öyle değil kimi tecavüz eder kimi ise evinin bir alt sokağında kaza yapar kaçar ama arkasındakileri düşünmez gerçekden güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık hocam
sami biberoğulları
Bak şimdi Sami abi aramızda anlaşak...Bu kadar güzel espirili yazılar yazdığın müddetçe ben yokum(Kıskançlık kırizinden kıkırdik kesildim)...Bu ne ya her gün daha güzel,hep güzel hikeyeler yeter ama:)))))) Selamlar gönlü güzel dost...Harikasın
sami biberoğulları
Baki selam ve sevgilerimle.
İbrahim ERZURUMLU
sami biberoğulları
tebrik ederim hocam..
her zamanki gibi..
güldürürken düşündürdünüz..
hürmetler..
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
izlediğim hiç bir filmde
Türk toplum yapı ve genel kültürümüze ait tek bir katre örnek göremiyorum..
ne yazık....sevgili Aynurum güzel bir yorum düşmüş,katılıyorum....
çok saygımla.....
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Saygılar benden.
Yazılarınızın her zaman bir mesajı var ve çok beğenerek okuyorum. Tebrik ederim. Öğrencileriniz şanslı. Saygı ve selamlarımla.
sami biberoğulları
sami biberoğulları
Birincisi düzeltelim sanatkara (!) ayıp olmasın hocam Ferhunde Yaprak Dökümündeydi :))
İkincisi babaannenize bayıldım. Hayali gözümün önünde canlandı. Hele askere dokunması:) Temiz Anadolu insanı işte.
Üçüncüsü, çocuklarınızın (öğrencilerinizin) Muhteşem Yüzyıl dizisini izlemelerine çok üzüldüm. Ne duyarsızmış aileleleri. Ya da onlar da diziyi çekenlerle aynı zihniyette. Çocukların kesinlikle izlememesi gereken bir dizi. Tarihimizi doğru yansıtmadıkları belli, ki böyle bir iddiaları da yok. Bu sadece ilham alınarak yapılmış bir dizi diyorlar. Ama çocuklar bunu anlayacak kabiliyette değil. Bu tür diziler ve filmler onların yanlış fikirlere kapılmalarına sebep oluyorlar. Şahsen çocuklarıma asla dizi izletmiyorum. Bir Şefkat Tepe vardı birlikte izlediğimiz onu da yasakladım. Çünkü izlerken ben bile kinle doluyorken küçücük çocukların benden ve diziden etkilenmemesi imkansızdı.
Son olarak her zamanki gibi tam tadındaydı yazınız.
Saygılar.
sami biberoğulları
Şefkat Tepe, Tek Türkiye, Sakarya- Fırat severek izlemeye başladığım ama belirttiğiniz sebeplerden dolayı bıraktığım diziler.
Muhteşem Yüzyıl hakkında söylediklerinize katılıyorum. Zaten gün geçtikçe azalıyor seyreden öğrenci sayısı. Oradaki bir iki karaktere hasta ( Onların tabiri ) olanlar dışında o konuda bayağı mesafe kaydettik. Bir iki dizi sonra sanırım tamamen yok edeceğiz bu hastalığı. Onlara anlatıyorum elimden geldiğince mesela Kanuni'nin bırakın Heykele saygı göstermesini Fransa'da yaygınlaşan dansı bile Fransa'ya yasak ettiğini . Yavaş yavaş.. Birden olmuyor.
Yorum ve uyarı için çok teşekkürler.
Ülviye Yaldızlıı
sami biberoğulları
Aynur Engindeniz
Çocuklarınızın ellerinden öperiz o halde:)
İbrahim ERZURUMLU
sami biberoğulları
Selamlar, sevgiler.