- 775 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dominant Kaynana.(6. Blm)
O gece sabaha kadar uyumadık. Eşim benim bir türlü gitmemi istemiyordu.
Çünkü biliyordu ben olmadığım zaman başına gelecekleri.
Hoş bende biliyorum; fakat ,hayat şartları bir şekilde buna mecbur ediyordu .
hayatı bazı sıkıntılara rağmen ,kazanmalıydım,başka çaremde yoktu,
Eşimse bu evden çok çektim bırakma beni gitme neolursun, sen gidersen benim ve çocuğumuzun hali ne olur diyordu.
Eşim beraber yaşamak istemiyordu annemlerle. Ben dönene kadar annesiyle beraber kalmayı düşünmüştü, annemse çocuğu bırakmak istemiyordu, eşim mecburen kalmak zorundaydı ve kaldı... Ben gelene kadar eşime yine eziyet etmiş, rahat vermemiş. Bir keresinde annem çocuğu eşimin kucağında alıp, defol git demiş ananamı gideceksin nere gidersen git demiş. Eşim de kapının önünde ağlamış ağlamış gitmemiş. Derken yengem gelmiş, annem kapıyı açmış ona: gitti mi bak bakalım ne yapıyor demiş.
Yengemde: dışarıda bir kenarda oturuyor elini başına koymuş hıçkırıklarla ağlıyor demiş. Bu seferde, iyi ki gitmemiş gitseydi ne yapardım bilmiyorum,akşam adam eve gelince beni mahvederdi demiş.
Sonra yengem ortamı yumuşatıyor ve tekrardan eşimi eve çağırıyorlar. Çağırsa ne olacak ki belliki bir müddet sonra yine yapacağını Yapacaktır mutlaka annem . Eşim her gün yeni bir kâbusun olacağını bilerek her yeni güne , yeniden belki yarın farklı olur diyerek merhaba diyor. Eğer o gün hiçbir sıkıntı çekmeden geçerse kendini çok şanslı addediyordu. Yine bir gün bir keresinde çocuğu emzirirken annem sert bir tokat atıyor eşime.
Neymiş efendim; eşim, çocuğu memeden ayıracam anne çocuk birbuçuk yaşına geldi ,canım acıyor demiş , vayyy efendim onu diyen senmisin : Annem de bu durum karşısında eşime tokatı patlatmış , oğlan çocuğu özen ister demiş madem ağır geldi evlenmek ananın evinde dursaydın demiş. daha neler neler ..
Günler su gibi geçiyordu. Babam emekli oldu, biraz da arazi sattı ve Antalya’dan ev alıp taşındılar. Bu arada bizim ikinci bir evladımız, kızımız olmuştu. Annem yine kriz çıkartmadaki ustalığını burada da gösterdi; oğlanın adını koydum diye kıza da kendi adını koymak istedi. Eşim de annemin ismini koymadı. Ben de, çocuğa verilen isim kiminse huyu ona çekermiş duymuştum, bende başka bir isim konmasını istemedim artık...
Annemler Antalya’dan ev aldılar oraya taşındılar. Sadece yazları geliyor, onu da burnumuzdan getiriyordu. Annem ve ablamlar birlikte oluyordu, hepside bizle uğraşır olmuşlardı. Benim de sinirlerim artık dayanmaz olmuştu, hepsine de her şeyi diyebiliyor bize, büyük gibi davranmadıkları için bende saygı sevgi hiçbir şey kalmamıştı. Hayatı bana ve eşime zindan ediyorlardı. Annem, bana sık sık eşini arkadaşlarının evlerine gezmeye götürme gözü oynaşa dalar seni aldatır derdi.
Bir taraftan da ablamlara aynı telkinde bulunmuyordu. Ablam istediği gibi her yere girer çıkardı. Olacak ya bir gün ablamın eniştemin arkadaşlarından biriyle dedikodusu çıktı, enişten o gün akli dengesini kaybetti ve ablamla boşandı. Annem yaşadıklarından hiç bir zaman ders almıyordu eşimden umduğu şeyleri ona rabbim gösteriyordu. Ablam orada burada çalıştı ve ben kiraya çıktım ablam rahat etsin kira ödeyemez diye. Daha sonra da ablam babam yaşında biriyle yurt dışına gitmek için evlendi sırf maddiyat için çünkü annem onun çocuklarına da bakmamış ve dışlamıştı.
Aradan zaman geçti ablam eşine 2–3 katlı ev aldırmış ve adamı yoluyordu. Beş sene oranın vatandaşı olana kadar o adamla yaşadı ve önceki eşi de ölünce ondan da ayrıldı, adamın hiçbir şeyi kalmamıştı ablam her şeyini aldı adamın elinden. Bütün bunlara babam çok üzüldü hastalandı, annem ablamın olaylarının bazılarını babamdan saklıyordu. Ben de kiralarda yaşıyordum, mide rahatsızlığı yaşadım ve doktora gittim. Psikiyatri uzmanı bak evladın için ruh sağlığı için kendi iyiliğin için,derhal uzaklaş oradan dedi..
Babam hastalandı kalp, şeker derken, annemin inatçı tavırları yüzünden ,
onunda durumu iyi değildi artık....
devamı var
yazar ceylan yılmaz