Hurufatla Barışmak
Uzun zamandır, hurufatla aramda eski ünsiyet yok. Sesli ve sessiz harflerin teşkil ettiği kelimeler, lime lime olmuş: bir türlü bir araya getiremiyorum. Halbuki kalem ve kâğıda duyduğum ezeli muhabbet hâlâ sıcak.
Ve onlardan ümidimi de kesmiş değilim.
Okumak noktasında en son göz gezdirdiğim kitap Abdülhak Şinasi Hisar’ın “ Boğaziçi Mehtapları”.
Anıların mekanı Boğaziçi olunca, gümümüze kadar beklemiş olması ayrı bir tat katmış. Dolayısı ile kitap dünle bugünü ele ele tutuşturan bir özellik kazanmış.
Böyle olması ayrı bir haz verdi. Adeta geçmiş zamanın elinden tuttum okurken. Mehtaplı gecelerde Boğaz gezintisine çıktım. Erguvanların albenili renklerine vuruldum. Tanbur seslerinin tınısına kapıldım. Gıpta ettim o güzelliklere bizzat şahit olan insanlara.
O muhteşem demleri ve mekanları günümüze taşımayı akleden yazara ayrıca minnet duydum, rahmetle andım. Boğaz’ın serin sularının ruhunu şad etmesini diledim. Tüm bunlardan daha fazlasını hak ettiğini düşündüm üstelik.
Güzelliğin, inceliğin, zarafetin fotoğrafını hurufatla çekebilen mahir kaleme saygım daha ziyadeleşti okudukça “Boğaziçi Mehtaplarını”. İstanbul, Zamanı aydınlatan bir mehpeyker oldu hayalimde.
Hurufatla bozulan ünsiyetimi tamir ettim, Abdülhak Şinasi Hisar sayesinde. Küstahlık olarak görülmemesini arz ederek ; yeni yakın zamanda eline kitap almamış dostlara da aynı yazarın aynı adlı eserini tavsiye etmek istedim. Yapı Kredi Yayınları üçüncü baskısını yapmış. Edinmek çok zor değil.
Kitabı okumakla Boğaz’da nostaljik bir gezinti yapmanın yanı sıra, Abdülhak Şinasi Hisar’ın muhteşem üslubuna şahitlik etmenin tadını çıkarmanın keyfini de yaşayacağınızdan şüpheniz olmasın.
Hurufatın ışıltılı dünyasının bereketinden nasipdar olunuz, sağlıcakla kalınız. Baki selam…
Ankara, 01.11.2011 İ.K
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.