- 829 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sevginin Beşinci Hâli.
Annem saçımı okşardı kimi zaman. Saçımı okşarken elleri, saatin “tik tak”larına uygun hareket ederdi. Bazen delirdiğimi düşünürdüm. Annemin beni sevişinden çıkarmam gereken sonuç bu değildi.
Babam televizyon izlerdi çoğu zaman. Televizyonda, Sibel Can. Hoşlanmazdım ben. Sibel Can bana “gül” hissi vermezdi. Babam annemi çok üzer miydi?
Abim kıymetlimdi. Bana şöyle demişti: “İçimde azıcık sevebilirlik kalsa; çoğu senindir.” Abiler, abim işte böyle göğün yüzünden gelmiş gibiydi! Abim beni severdi.
Ablam… Ablam giysilerini paylaşırdı benimle, bir de renkli kalemlerini... Kırmızı kalemi seçerdim ben her seferinde. Ablam sevinirdi. Çünkü o hep yeşili sevdi. Ben ablamı sevdim. Onu sevmem için elle tutulur bir neden gerekmezdi ki.
Sonra, bir adam vardı. Sevda kokuşlu, tûti dilli. Annem gibiydi, babam gibi bazen, ablam gibi ve abimin yerine de geçerdi. Çoğu kez beni sevmezdi, Sibel Can’ı da… Abim bunu bilmezdi. Babam belki hissederdi.
Ben pek bilmiyormuşum; annem, bana yarın hayatı öğreteceğini söyledi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.