ORHAN KEMALLE FARKIMIZ
Her zaman tartışma konusu şu "sanat sanat için midir?" , "sanat toplum için midir?".
Büyük üstad açıklamalarında şöyle demiş : "Ben yaşadığım çevremi içinde olduğum halkıma yazıyorum ama bu demek değildir ki estetikten yoksun bir sanat yapalım."
Üstadın biçim ve öz konusundaki açıklamalarından oldukça etlilendim.Biçim + öz diyor üstad.Buna katılıyorum.Gelelim sanat ne için yapılıyor?Kendimce araştırmalar yaptım ve bir çok üstadı tanıdım.Hepsini yazmaya iten çeşitli nedenler var.Örneğin; Orhan Kemal’i
yaşadığı ve çok iyi tanıdığı köy hayatı -bu yüzden Toplumsal Gerçakçi- etkilemiş.Peyami Safa’yı bacağındaki rahatsızlık onu yazmaya sürüklemiş ve muhteşem psikolojik tasvirlere yer vermiş eserlerinde.Kendime sordum ben ne için yazıyorum?Beni etkileyen nedir?
Şu sonuca vardım.Her üstad kendi hayatından etkilendiği gibi bende hayatım için yazıyorum.Topluma öncülük gibi bir niyetim yok.Amacım hayatımı en güzel incilerle anlatmak.Bir bulmaca gibi kelimelerle örtüyorum anılarımı.Yani söz cambazlıklarıyla insanları kandırmak değil amacım.Tamamen düşünmemek ve katılmamakla birlikte sanırım
"sanat sanat için" i aklıma uygun bulmuşum.Daha doğrusu benim tabirimce "sanat kendim iiçin" anlayışını benimsiyorum.
Üstad kendini halka adamış,sorunlara öncülüklü kahraman olmuş.Farkımız şu aslında ben kendim için yazıyorum ; o, toplum için...
Ben çevremdekileri kelimelerin arkasına gizliyorum.O çevresini olduğu gibi deşifre ediyor.
ÜSTADA SAYGILAR...
(ecemaydın)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.