- 1130 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Kara/VAN günleri
Bir depremle daha, nice ölümler, mucizeler, yıkımlar,çökümler,trajik, traji-komik olaylar manzumesi yaşadık, yaşıyoruz. Bu günlerde, hepimiz deprem uzmanı,hepimiz depremzede,hepimiz yardımsever,hepimiz...
Zor günlerin milletiyiz vesselam...Allah’ın bize verdiği en önemli özelliklerdendir bu yardımseverlik.Zor günlerde kenetlenme,birlik olma,elindekini gözünü kırpmadan mağdura,garibe,zedelere veren bir milletiz. Birde normal günlerde adam gibi yaşamasını öğrensek,normal olabilsek...Yardımseverliğimizle ne kadar gurur duysak azdır. Mesela,geçen akşam iki medya kuruluşunun yaptığı "Kardeşlik Zamanı " ve bu akşam 12 medya kuruluşunun ortak hareketle "Van İçin Tek Yürek" kampanyasını yapmaları takdire şayan bir davranıştır. Demek ki birbirinin gözünü oymadan,vurmadan,çalmadan çırpmadan,saptırmadan da işler başarılabiliyormuşuz. İyiliksever, necip Türk Milleti çoluk-çocuk,genç-ihtiyar elinden geleni yaptılar...Hele bir kadının söylediği gözlerimi yaşarttı..." Verecek hiç bir şeyim yok,lakin yeni doğmuş bebelere süt anneliği yapabilirim." Bu davranışı başka bir millette,ülkede bulamazsınız.Başka bir etkili davranış ise; Van’ın Muradiye ilçesinde askerlik yapan bir koğuş asker, maaşlarını son kuruşuna kadar depremzedelere bağışladılar... bir gün öncesine kadar yaşananları biliyorduk...Buraya kadar her şey olumlu...
Gelelim kazın öbür ayağına...gelen yardım konvoylarını talan eden bir kaç grup çete var ortada...Bunlar her depremde ortaya çıkarlar...Ülkenin farklı yerlerinden yardım adı altında malum bölgeye gelirler...Çalar-çırpar,talan ederler ortalığı ...(Erzincan depreminde ölen birinin altın dişini sökerken yakalanan adamı hiç unutamam) İnsanlıktan nasibini almamış bu grupları iki depremi bizzat yaşamış ve diğerlerini de yerinde incelemiş,oralarda günlerce kalmış birisi olarak söylüyorum.Buna bir de bölgede hali hazır bekleyen tehlike olan, PKK’nın provekelerini de eklersek işin seyri nerelere gider düşünmek bile istemiyorum.Gerçek depremzedelerin ilk iki günün şokundan ne yaptığını bilmez tavır-davranışlarını bir kenara bırakırsak, o yörede bulunan gözü açık-bir avuç çapulcuda bunlara eklenince ortaya bir kargaşadır çıkar...Herkes susar, onlar bağırır; Nerde bu devlet,nerede bu millet ? Çadır gelmedi,ekmek gelmedi,su gelmedi hiç bir yardım gelmedi diye .Evet, bir takım aksaklıklar oldu,olacaktır da,yeter ki art niyet olmasın.Ancak,bunu sabote edenler inanın masum deprem zedeler değil belli başlı gruplardır.Talan serveti yapanlardır bunlar…
Burada, bir parantezde devlet kurumları içindeki çapulculara açacağım...Yapılan yardımları hak edenlere dağıtmayan,belli başlı zenginlere veren, servetlerine servet katan şerefsizlere sesleniyorum.Bu necip milletin gönlünden geçerek, Allah rızası için verdikleri yardımları nasıl olurda iç edersin? Onu kendine servet edersin? Bunun hesabı ağır olur bilesin...
Bir sözümde Kızılay’a olacak...Memleketimin farklı yerlerinde meydana gelen bir çok depremde bildik üçgen-koni şeklindeki,tek katlı çürümüş,her tarafı yırtık-pırtık çadırları insanlara gönderip durdunuz yıllarca. Sonrasında ismi lazım değil bir başkanın vurgunu çıktı ortaya.Sonra kapandı gitti olay.Şimdi bir arpa boyu gelişmişlik yok. Bir kaç bin tane Karavan tarzı adına "Mevlana Evi " denen barınaklar alınmış o kadar... O da kime yetecek belli değil. Şu anda kara günler yaşayan Van’a , soğuktan korunsunlar diye; Karavan kent kurulamaz mı?...Katlanabilir alüminyum çadırlar yapılamaz mı? Sıcağı -soğu geçirmeyen sağlam,kurulumu kolay kıl çadırlar yapılamaz mı?...Birde çadırları insanlara niye dağıtırsın anlayamam? Çadır kentlerin hepsini kendin kursana...Bu konuda deneyimli çalışan ve gönüllü insanlar eğitsene...Nereye el atsak elimizde kalıyor...Deprem sonrası eğitimsizliğimiz her depremde ortaya çıkıyor.Dünyada en çok deprem olan ülkelerden biriyiz.Ama,depremi en hafife alan ülkelerin de başında geliyoruz. Ta, ilk okuldan beri depreme alışık,depremi tanıyan çocuklar yetiştirmeliyiz .”Deprem ve Trafik” dersi diye bir ders koymalıyız müfredata.Çocukları küçükten başlayarak bu iki tehlikeye hazır etmeliyiz.Japonya böyle yapıyor.Biz niye yapmayalım? Bu iki konuda dünyanın en geri kalmış ülkelerinden birisiyiz maalesef...Belki, felaket tellalığı yapıyorsun diyenler olacaktır.Olsun,saygı duyarım.Ancak, ne zaman ki yaşanılan bu tür olaylarda suçu bir başkasına,soyut kavramlara atmazsak o zaman susacağım...Evet,şimdilerde söyleniyor...Bu deprem, pazar günü olmasaydı da hafta içi olsaydı...
Acizane,son söz olarak söylüyorum. En önemlisi de bunlara gerek kalmayacak tek çözüm şudur; insanımızı öldürmeyecek,yada en az seviyede ölümlerin yaşanacağı sağlam binalar yapmaktır.Devlet, bu konuda çok kararlı olmalıdır. Ya Belediyeler ıslah edilecek, ki; Kayırmacılık,akrabacılık, parayı veren ruhsatı alsıncılık, eşim,dostum,tanıdığım ruhsatsız bina yapsıncılık ortadan kaldırılacak.Ya da bu işi profesyonel yapacak yeni ve farklı kurumlar oluşturulacaktır. Bunları denetleyen en ufak hatada cezasını kesen bir sitem oluşturulmalıdır.
Yoksa biz bu Kara-Van günlerini çok yaşarız…
---------------------
***Yazıyla İlgili Dip Haberleri***
Bu günkü haberlerden ;
Net Haber;
"Fırsatçılığın bu kadarına da pes! Kızılay çadırlarından fazla alan vatandaşlar mağdur depremzedelere para karşılığında satıyor
Van’da usulsüzce çadır alan bazı kişiler bu çadırları depremzedelere sattı. Bu satış duyarlı bir vatandaş tarafından cep telefonuyla kaydedildi."
Vatan Gazetesi;
Kızılay’dan ilginç savunma!
Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Van depremi ile ilgili eleştirilere cevap verdi
Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, "Rahatlıkla şunu söyleyebilirim: Afet mantığına uygun hareket etik. Üzerimize düşeni yerine getirdik. 25 bin çadırı alana indirdik. Devamlı çadır dağıtılıyor. Kızılay görevini yapmıştır. Afetin ilk 24 saati içinde olaya müdahale eder. Çadırkentini kurar, afetzedeye malzemeleri ulaştırır. Bunun bir hesabı vardır, bilimsel bir olaydır. Hangi şiddette depremde zarar ne olur, bunlar bellidir. Burada biz 5 bin, 10 bin afetzedeyle değil, 600 bin depremzedeyle karşı karşıyayız" diye konuştu.
BÖLGE HALKI ÇADIRKENT İSTEMEDİ...
İnternethaber
Depremin simge apartmanlarında birisi de Sevgi Apartmanı’ydı.
Enkazda 20 kişi can vermişti. O apartmanı yapan müteahhit olarak gösterilen Salih Ölmez’in villasının bahçesindeki 2 Kızılay çadırı ise büyük tepki çekmişti.
BENİ VAN’IN VELİ GÖÇER’İ YAPMAK İSTİYORLAR
Van’da Sevgi Apartmanı’nın müteahhidi olduğu ileri sürülen Salih Ölmez, TV8 canlı yayınına katıldı. Tayfun Talipoğlu’nun sorularını yanıtlayan Ölmez, ’Van’da birileri günah keçisi arıyor ve beni Van’ın Veli Göçer’i yapmak istiyorlar. Ben o binanın müteahhidi değilim. 14-15 kişi toplanıp bu apartmanı yaptık. Ben malzeme işiyle değil işçilikle ilgilendim. Benim evim de hasarlı. Mümkün olsa 100 çadır alıp ihtiyacı olana dağıtmak istiyorum ama çadır yok. Ben de herkes gibi o çadırları aldım. Ve biz 6 aile bu iki çadırda kalıyoruz’ dedi.
Taraf Gazetesi
Kızılay Başkanı Ahmet Lütfi Akar, 7,2 büyüklüğündeki depremin vurduğu Van’da çadır sıkıntısı yaşandığını doğrulayarak, “30 bin çadır kurmayı planlıyoruz ancak 600 bin afetzede için 120 bin çadır lazım” dedi. Akar, kuruma ait 17 TIR’ın da yağmalandığını ifade etti.
Kızılay’ı bastılar
“Bir çadır sıkıntısı olduğunu kabul etmekteyiz” diyen Akar, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in eleştirileriyle ilgili de “Bir gün deprem olur diye 500 bin çadırı stoklama şansınız yoktur, bu afet mantığına aykırıdır” diye konuştu.
Yorumsuz....
YORUMLAR
İbrahim ERZURUMLU
Kıyametin yaklaştığı ahir zamanda dünyanın muhtelif yerlerinde sıklaşarak doğal afetleri göreceğiz....Allahın lütfü olarak en az zararı biz göreceğiz...başbakan kentsel dönüşümü yaptı yapacak ve daha fazlasını yapar da...milletimizin zihinsel dönüşümü zor olacak..