Başımıza Gelenleri Hakkediyoruz!..
Başımıza nice felaket geliyor. Her gün sarsılıyoruz. Ve istemediğimiz ve arzulamadığımız daha çok doğal afetle karşılaşağız...
Kaçınacağım, kendimi garanti altına alacağım diye bir şey yok...
Dün de deprem vardı, bugün de var, yarın da olacak. Bana bir şey olmaz mantığa bürünmenin anlamı yok. Kendimizi kandırmayalım. Zaten kandıra kandıra ölüyoruz ya. Zaten birbirimizi ite ite azalıyoruz ya. Zaten dersimize çalışmadığımız için habire sallanıyoruz ya. On yılda bir onbinlerce insanımızı kaybediyoruz. Filmin özeti ortada...
Dört dörtlük geçse de hayat -ki geçmiyor-, ölüme yakalanmak an meselesi. Ummadığımız bir anda karşımıza tehlikeler çıkabiliyor...
Peki kurtuluş mümkün mü? Kurtuluş mümkün. Kadere inanan için ölüm korkulacak bir durum değil. Ancak yine de tedbirimizi alabiliriz. Yine de sağlam temeller üzerinde, bir zelzele saatinde en az hasarla çıkabiliriz. Bu beyne ihtiyacımız var toplum olarak...
Türkiye vatandaşları olarak tembel bireylerden meydana geliyoruz üç aşağı beş yukarı. Çabuk unutuyoruz acılarımızı. Çabuk defnediyoruz hüzünlerimizi. Bu fani dünyada cennette yaşıyormuşuz gibi tatmak istiyoruz güzellikleri ve nimetleri. Basamakları anında çıkmak istiyoruz. Karnımız tok olsun da, kim aç kim aç değil bizim meselemiz değil gibi davranıyoruz. Kabul edelim yeterince benciliz. Kabul edelim egolarımızı tatmin etmede ilk sıralardayız. Kabul edelim insanca duruşlar sergilemiyoruz. Kabul edelim çizgimizi, doğrumuzu ve insanlığımızı koruyamıyoruz bir türlü...
Ama hakketmiyoruz birçok bereketi. Ama saldırganlaşıyoruz hemen. Ama canlara gözlerimizi kırpmadan kıyabiliyoruz. Ama doğamızı tahrip ediyoruz. Ama sabahki halimiz ile akşamki halimiz arasında dağlar kadar fark var...
Farkı zenginliklerde, edebiyatta ya da sanatta aramıyoruz. Farkı kendi kendimize haksızlık ederek tanımlıyor ve uyguluyoruz...
Gidişat kötü. El birliği yok, olsa da kısa süreliğine devam ediyor...
Gidişat acizlik resmi... Hangi açıdan baksan durum derin acı...
Süregelen vahim tablomuz hep aynı, birkaç gün kenetleniyoruz o kadar. Sonrası hepimizin görmek istemediği manzaralar tiyatrosu...
Sonumuz böyle gitmez inşaAllah....
...........................
Mehmet Selim ÇİÇEK
27 Ekim 2011,,,09.54
Gökçeada/ÇANAKKALE
YORUMLAR
düşüncelerimiz üç aşağı beş yukarı aynı.
tebrikler değerli dost.
teşekkürler.
meselci
Daha güzel, mutluluk düşüncelere sahip olmamız
dileğimle.
Saygımla.
Aynı derdi paylaşmısız bugün için...Bu konuda yarın için paylaşmayalım inşallah...temmennimiz düzelmemiz adına olsun..tebrikler ve selamlar
meselci
aynı ülkedeyiz...
aynı acıları yudumluyoruz.
Yarınlarımız, umutlarımızdır.
saygımla.
meselci
başımıza bu musibetler gelmesin bir daha...
ki ben de hiç haklı olmayayım böylesine.
Saygımla Nimet.